SÖZLERİME
, 1 yıllık süre zarfında sizlere görüş ve düşüncelerimizi ifade etme şansını veren, Alanya basınımızın amiral gemisi Yeni Alanya Gazetesi'nin 50. kuruluş yıldönümünü kutlayarak başlamak istiyorum.
Dim Medya A.Ş. bünyesinde kurulan Alanya'nın yeni nesil kanalı Dim Web TV'nin de Alanya’mıza hayırlı olmasını temenni eder, başarılarının devamını dilerim.
Alanya basını gün geçtikçe güçleniyor, tüm ülkeye örnek teşkil edecek girişim ve yenilikleri ile göz dolduruyor.
Yereldeki yazılı, görsel ve internet gazeteciliği alanlarında ulusal basın ile mukayese edecek düzeydeki kalite ve habercilik anlayışında, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Vekili Sayın Mehmet Ali Dim’in katkısı da göz ardı edilmemelidir.
Alanya’da basının değerinin anlaşılmasında, yenilikçi ve ulusal düzeydeki yayınların kazandırılmasında öncülük etmiş, Alanya’nın değerine değer katmıştır.
Buradan bir kez daha şahsım adına kendilerine teşekkür ediyor, başarılarının daim olmasını diliyorum.
Bir yıldır bu köşeden sizlere düşünce ve fikirlerimizi sizlerle paylaşıyor, ülke ve yerel gündemi değerlendiriyoruz.
Yazılarımızı beğenenler olduğu gibi eleştirenlerin de olmasını saygıyla karşılıyorum.
Geçtiğimiz günlerde Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi'nden mektup ve selamlarını aldım.
Yazılarımızı beğenerek takip ettiklerini belirten Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi'nde yatmakta olan kader mahkumlarımıza buradan muhabbetle selam ederim.
Kutlama ve selamlamaların ardından gündemimize dönecek olursak, ülkemiz belediye başkanlarının cumhurbaşkanı tarafından istifa ettirilmesine odaklanmışken, bir yandan da Amerika ve Avrupa’nın Türkiye üzerinde yeniden bir yapılanma sürecinin başlangıcı olacağı siyasi oluşumlar projelendiriliyor.
1 Kasım 2015 Genel Seçimleri sonrası gün yüzüne çıkan proje, FETÖ’nün deşifre olması ile birlikte yeni arayışlara giren Amerika ve Avrupa ülkemiz üzerinde yeni oluşumların arayışına düşmüş ve ilk adım olarak da siyasal zemin de yer edinme çabalarını bugünlerde hayata geçirmek üzere olduklarını görüyoruz.
Özellikle de bu projelerini Milliyetçi Hareket üzerinde yoğunlaştıran bu güruhların, “Milliyetçi ve ülkücü çizgide olmayacağız” beyanları ile kurdukları yeni siyasal proje partilerinin kim ve kimler tarafından yönlendirildiği her geçen gün bir daha ortaya çıktığını görmekteyiz.
CHP Milletvekili Aytun Çıray’ın da partisinden istifa edip, yeni proje partisine katılacağını açıklamasının arkasındaki ayrıntıya da dikkati çekmek isterim.
15 Aralık 2014 tarihinde İzmir’de paralel yapı operasyonlarını protesto edenlerin başında yer alan Aytun Çıray’ın da yer aldığı basın açıklamasında, “Bugün demokrasiyi özgürlüğü ve her türlü inancı savunmanın, ortak bir vatandaşlık paydası göstermenin, bir ortak mücadelenin günüdür. Tutuklananların birçoğunu tanırım ama bir tanesini Hidayet'i (Hidayet Karaca) çok yakından tanırım. Daha elinde mantar tabancası görmedim. Silahlı örgütten tutuklamaya çalışıyorlar" ifadeleri hakkında yorumları sizlere bırakıyorum.
Aytun Çıray ve buna benzer kişilerin oldukça çoğunlukta olduğu yeni siyasal oluşumunu, Türk milleti görmekte ve okyanus ötesinden estirilen suni rüzgarla yelken açanlara ise ilk fırsatta gerekli cevabı verecektir.
Sözlerimi başbuğumuz rahmetli Alparslan Türkeş’in sözleri ile noktalamak istiyorum.
Ülkücü, Milliyetçi Hareket Partisi'nde olur.
Milliyetçi Hareket Partisi'nde olmayan ülkücü değildir.
Gittiği yerin damgasını yer.
Oradaki genel başkanın görüşüne göre yaşar, oradaki genel başkanın görüşüne göre hareket eder.
Ülkücülüğü kalmamıştır. Bunu böyle bilmeliyiz.
Ne mutlu Türk'üm diyene, ne mutlu ülkücü kalabilene...