Mesut Barzani

Mesut Barzani Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, 3 Kasım'da Türkiye'ye geldi. Önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir saat, ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir saat ve 5 Kasım'da Başbakan...

Mesut Barzani

Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, 3 Kasım'da Türkiye’ye geldi. Önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir saat, ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir saat ve 5 Kasım'da Başbakan R.Tayyip Erdoğan ile iki saat süren önemli birer görüşme yaptı. Mesut Barzani, hem bir Kürt lideri, hem de PKK'nın üst kurulunun barındığı Kandil Dağı onun sorumluluk bölgesinde bulunmaktadır. Bu haliyle Kandil dağındaki PKK liderleri üzerinde etkili olabileceği hususu tartışmasızdır. Bir zamanlar, şimdi Irak Cumhurbaşkanı olan Celal Talabani ile bu yörede ikili olarak hem PKK üzerinde söz sahibi idiler hem de birbirleriyle rekabet içinde bulunuyorlardı. Celal Talabani, Cumhurbaşkanı olarak Bağdat’a gidince Mesut Barzani Kuzey Irak’ta rakipsiz olarak tek başına söz sahibi oldu. Bu durumu iyi değerlendiren Türk Devleti, PKK terör örgütünü tamamen bitirme karar ve azminde olduğu için, örgütün iç ve dıştaki bağlantıları ile ve dolayısıyla Barzani ile bire bir temasta bulunuyor ve desteğini istemektedir. Mesut Barzani, eğer samimi davranır ve geçmişte yaptığı gibi sözünden dönmezse, O’nun desteği çok önemlidir ve netice alınmasında da çok istifadeli olacaktır. Barzani, Davutoğlu ile görüştükten sonra, "Son dönemde Türkiye ile mevcut ilişkilerimiz bizim açımızdan büyük önem taşımaktadır. Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın son Erbil ziyaretinin de gelişme sürecinde olan ilişkilere büyük katkı sağladı. Türkiye ile aramızdaki tarihi kardeşliğin sarsılmadan ve zedelenmeden devam edeceği inancındayım. Bu dostluk bozulmamalıdır. Oysa PKK, asker ve polis öldürerek bu dostluğu zedeliyor" diyor ama daha sonraki görüşmelerinin ardından gözümüzün içine baka baka eski Barzani gibi konuşuyor: "Türk ordusunun gücü ortada. Ancak, ne kadar güçlü, ne kadar teknoloji ile donanımlı olursanız olun bu yine de imkansız denecek kadar güçtür. Karşınızda düzenli bir ordu yok. Hele o dağlardan gerillayı çekip çıkaramazsınız. Ben de oralarda çarpıştım. O dönemde Irak yönetimi bize gaz bombası attı, tam 5 bölük asker yığdı, uçaklarla bombardıman yaptı, yine de yok edemedi. Dünyanın en zor bölgesidir." Herhalde bu dağların güçlüğünden olsa gerek sonunda şunu söyleyerek kesin tavrını ortaya koyuyor: "Biz herhangi bir askeri operasyona katılamayız" diyor. Ancak, Başbakan daha önce telefonla yaptığı görüşmede üç seçenek sunmuş ve son olarak "O zaman biz tek başımıza gerekeni yapacağız" demişti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Türkiye’nin kesin tavrını şu sözlerle açıklıyor. Tabii anlayabilen için kesin tavrımız budur diyor: "Türk ve Kürt halkları arasındaki ezeli kardeşliğin zedelenmemesi adına artık Kuzey Irak yönetiminden kalıcı ve yapıcı adımlar ve girişimler bekliyoruz. Aramızdaki kardeşliği tehdit eden en büyük unsur PKK örgütüdür. Barzani yönetiminden daha sıkı iş birliği ve kararlı adımlar bekliyoruz." Türk Silahlı Kuvvetleri polis teşkilatımızla işbirliği halinde ve yeni oluşturulmuş komando birlikleri ile havadan ve karadan gece demeden, gündüz demeden operasyonlarını sürdürüyor ve sürdürmeğe devam etmektedir. Gerek dağdaki PKK unsurları gerekse şehirler de yapılanmağa çalışan KCK unsurları büyük bir bozgunluk, korku ve çaresizlik içinde çırpınıyorlar. Dağdakilerin mağaraları tahrip edildi silah ve erzaklarına el konuldu onlar da vur-kaç şeklinde uzaktan, gece karanlığından da istifade ederek karakollara, lojmanlara ateş ediyorlar ve en ufak bir karşı koymada tabana kuvvet kaçıyorlar. KCK mensupları ise, geceleri büyük şehirlerin kuytu yerlerinde arabaları yakarak, molotof kokteyli ile etrafı ateşe vererek güya bir şey yapacaklarını sanıyorlar ama nafile. Ateş edenler de, molotof kokteyli atanlarda, bunlara emir verenler de birer birer yakalanıp hapse atılıyorlar. Çünkü,karşılarında, muz devleti yok, ordusu ile polisi ve jandarması ile koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Şu husus çok iyi bilinmeli ki, bugün yan çizenler yarın önümüz de diz çöküp af dileyeceklerdir. Buna Barzani de dahildir.
Geçen Mübarek Kurban Bayramı'nın tüm Müslümanlara mutluluk getirmesini, Van depreminde vefat edenlere ve ülkemiz için canını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, niyaz eder geride kalanlarına ecir ve sabır dilerim.

OK