Memuriyetin fıtratı!

BÖYLEDİR işte memuriyet ve böyledir üst düzey yöneticilik. Kuru yaprak misalidir, oradan oraya savrulur durursun! Sürekli yuvarlanan taş misalidir, yosun(!) tutmazsın! … … Uzun hedefler koyamazsın önüne. Koyamazsın, çünkü ne zaman, ne...

BÖYLEDİR

işte memuriyet ve böyledir üst düzey yöneticilik.Kuru yaprak misalidir, oradan oraya savrulur durursun!Sürekli yuvarlanan taş misalidir, yosun(!) tutmazsın!… …Uzun hedefler koyamazsın önüne.Koyamazsın, çünkü ne zaman, ne olacağını, başına ne tür dertler açılacağını bilemezsin.Bilemezsin, çünkü nerde, ne zaman, kimin ayağına bastığının farkında olamazsın.Ayrıca olsan da fark etmez; çünkü aldığın eğitim ve kültür, bazı kaşarlanmışların düzeyine inmene izin vermez.Olanı biteni sineye çekip, sessiz sedasız göç hazırlıklarına başlarsın.… …Üzülürsün, çünkü hak etmemişsindir böyle bu tavrı.Üzülürsün, çünkü hazırlıksız yakalanmışsındır.Üzülürsün, çünkü hayal kırıklığına uğramışsındır.Üzülürsün, çünkü kolay şey değildir oradan oraya eşya taşıyıp durmak.Üzülürsün, çünkü kolay şey değildir yeni bir çevreye uyarlanmak…Üzülürsün, çünkü kolay şey değildir çocukları yeni okullara yerleştirmek.…Göç hazırlığına, gardırobun vidalarını sökmekle başlarsın.Söktüğün her vida deliğine, kibrit çöpleri sokarsın; (sokarsın ki, tekrar vidalarken boşa dönmesin vida)Beyaz eşyalarını ambalajlar, valizlerini toplar, denklerini bağlarsın…… …Gittiğin yerde tekrar başlarsın söktüğün vidaları vidalamaya, ambalajları çıkarmaya, valizleri açmaya, denkleri çözmeye…… …Göreve başlarsın, tam çevreye ve personeline uyum sağlamışken, bir bakarsın ki, bir faks emriyle yine başka bir yerdesin.… …Yine başlarsın gardırobun vidalarını sökmeye, söktüğün yerlere kibrit çöpü sokmaya… Beyaz eşyalarını ambalajlamaya, valizlerini toplamaya, denklerini bağlamaya…… …Yeni yerine tam alışmaya başlamışken, bir bakarsın yine başka bir yerdesin.Böyle sürer gider bu yaşam…Söker, takar, yerleşir, toplanırsın…Söker, takar, yerleşir, toplanırsın…Söker, takar, yerleşir, toplanırsın…… …Sen gardırop kapaklarının menteşe deliklerini, kibrit çöpü sokulu deliklere denk getirmeye çalışırken, evin hanımı seslenir banyodan; “Bu çamaşır makinesinin kapağını yamultmuşlar, su kaçırıyor.”Oğlan mutfaktan bağırır, “Bu buzdolabı soğutmuyor!”O sırada monte ettiğin gardırop kapağı kafana düşer, bu defa da sen bağırırsın, “Bu kapakların vida tutacak yeri kalmamış, bu Allahın cezası dolapları da yenilemek gerek…”… …Ve yenilersin…Gardırobunu, somyayı, delinen yatakları, su koyuveren çamaşır makinesini, soğutmayan buzdolabını, kırılan çanak, çömleği, v.s, v.s…Sonra?Sonra gün olur, devran döner, yine başlar beklenmedik atamalar; oradan oraya savrulmalar…Ve tabii yine sök, tak, ambalajla… işlemleri.Ve tabii yine dökülmeler, kırılmalar, bozulmalar…Ve yine itile kakıla işlevini yitiren eşyaları yenileme gayretleri…Bütçen dikiş tutmaz, borçlanmaya başlarsın.Böyle lanet bir şeydir memuriyet; özellikle de üst düzey yöneticilik.

* * *Kaymakam Sayın Erhan Özdemir Beyefendinin, İzmir Vali Yardımcılığı görevine atandığını duyunca bunları düşündüm.Beş yıl görev yapabileceği bir makamda, iki yılını bile doldurmadan görevden alındı.Niye?Bir yanlışı mı oldu, görevini mi yapmadı, makamının hakkını mı veremedi?Ne oldu?Son derece mütevazı bir kişiliği vardı Sayın Kaymakamın. Çalışkandı, fedakârdı, paylaşımcıydı, yaratıcıydı. Eşi Hanımefendi, hiçbir mecburiyeti yokken, pek çok sosyal sorumluluk projelerine öncülük etme gayreti içinde oldu.E o zaman niye, niye bu nankörlük?!!??...İşte o nankörlük, bu işin lanet olası fıtratında.O lanet olası fıtrat, bu lanet siyasetin ruhunda.Ve lanet olası siyaset, bu kentin bazı insanlarının beyninin içinde…Lanet olsun böyle siyasete de, böyle siyasetçiye(!) de, böyle anlayışa da…

* * *Sizinle hiç tanışma ve görüşme fırsatımız olmadı Sayın Özdemir.Ama duyarlı bir yurttaş olarak, çalışmalarınızı yakından izledim.Büyük hizmetleriniz oldu Alanya’ya.Alanya ve Alanya’nın aklı başında insanları sizi hiç unutmayacak.Yolunuz açık olsun.Yeni görevinizde başarılar dilerim.