Memnuniyetsizlik oyunu

2018 yılının ilk günlerini yaşıyor olduğumuz şu günlerde malesef ki memnuniyetsizliğimiz hızını kaybetmeden koşturmaya devam ediyor bedenlerimizde.  Tarihinde her şeyi ince ince düşünen atalara sahip olmamıza ve şükretmeyi bilen...

2018

yılının ilk günlerini yaşıyor olduğumuz şu günlerde malesef ki memnuniyetsizliğimiz hızını kaybetmeden koşturmaya devam ediyor bedenlerimizde.
Tarihinde her şeyi ince ince düşünen atalara sahip olmamıza ve şükretmeyi bilen anne babalarla büyümemize rağmen şükürsüzlüğü nasıl böyle benimsedik ve bencilleştik bilmiyorum.
Etrafıma bakıyorum hemen hemen herkesin kullandığı bir araba ya da motor mevcut. Kış geldi, eskiden montu olmadığı için titreyen çocuklar görürdüm sokaklarda, şimdi hepsi montları geçtim servislerle gidiyor iki adımlık okullarına.
Kurban Bayramı geliyor, mahallemde gariban diye etten pay verecek adam bulamıyorum çünkü kurban kesilmeyen ev kalmadı.
Buna rağmen herkes yokluktan dem vurup asgari ücreti daha yüksek bir çıtada istiyor. Yaşadığımız hayat şartlarına bakıyorum, dış ülkelerdeki maaş sistemlerine bakıyorum, onların yaşam şartlarına bakıyorum, durum lanse edilmeye çalışılan kadar vahim değil.
Biraz mantıklı düşünmek gerekir ise biz düşünmek yerine sadece istiyoruz.
Muhasebesinden sorumlu olduğum işletmenin aylık kaba masrafından bahsedeyim size biraz.
Asgari ücret ile çalışan toplam da 8 işçimiz var. 2.029 lirası maaş, 40.59 lirası işsizlik sigortası, 314.57 lirası SGK primi olmak üzere bir personel için toplamda 2.384 lira ödüyoruz. Günlük bir kişinin yemek masrafı 10 lira, aya vurduğum zaman 26 gün çalışılıyor, 260 lira. 2.644 liraya çıkıyor bize bir işçi. 8 işçi işletmeye aylık 21.152 liraya maal oluyor. İşletmenin aylık elektrik faturası 700-1000 TL arası oynuyor, yakıt giderleri, lojman giderleri, mutfak masrafları, malzeme alımı vesaire ortalama benim işletme aylık 70 bin civarı ödeme yaparken, aynı ay içinde gelir 73 binlerde seyrediyor. Bir müşterime komple işten 1000 TL kar edeceğim kadar uygun teklif veriyorum, pahalı deniyor ve gelir bir de müşteri tarafından örseleniyor, sonra işveren arada ne yapacağını şaşırır bir hal alıyor. Asgari ücrete zam isterken bunun nereden temin edileceğini düşünmeden hareket ediyoruz. Sabah siftahı yapmadı diye kendisine gelen müşteriyi yan tezgaha yollayan atalardan, ekmek yediği kapıyı düşünmeyen nesle dönüşüyoruz.
İşletmenin 2017 kar tablosuna bakıyorum, işverenime kalan para bir araba etmiyor ve o benden kat kat daha fazla sorumluluk, sıkıntı, düşünce içinde yaşıyor.
Almadan vermek Allâh'a mahsustur. Birşey talep edildiğinde kaynağının düşünülmesi gerekmekte. Hem ucuz ürün isteyip, hem de yüksek maaşlar talep edecek aşamaya henüz geçmedik. Ekmek bulamadığı günlerden, parfümsüz sokağa adım atmadığımız zamanlara geldik ama hala memnuniyetsizlik boyumuzdan büyük. Sırf bu neden ile iş yerlerini kapatan ya da işçi çıkaran sayısız esnaf arkadaşımız ve meslektaşımız var. Elbette daha iyi yerlerde yaşamak hepimizin hakkı ancak bunu isyanla, düşünmeden istemekle çözüme ulaştırmamız mümkün değil.
Ak Parti hükümetinin yönetimde olduğu süre içinde hep bir adım ileri giderek ekonomimizde güzel ilerlemeler ve büyümeler gözlemledik. Yatırımların yapıldığı, yaşam şartlarımızın iyileşmeye doğru ivme kazandığı bu dönemlerde biz de sürekli dert yanmak yerine destek verebilmeyi öğrenmeliyiz. Bana ne yoldan, yapılan yol yeter diyor evde oturan ev hanımı. Ah be hanım bugün kullanmaya başladığımız yeni çevreyolu ile ben Ticaret Lisesi yanında bulunan evimden Oba'daki işyerime 3 dakikada gidiyorum. Zaman, yakıt tasarrufu sağlıyor ben ve benim gibi sayısız insana. Belki aynı yolu senin eşin de kullanıyor ve aylık on ekmek fazla giriyor hanene, o yolda yapılan yakıt tasarrufu ile. Yapılan hiç bir hizmet hava olsun diye emek çekilmeyecek kadar meşakkatli ve zor zamanımızda. Asgari ücrete zam, enflasyona düşme yönünde bir tablo, daha rahat bir yaşam, elbette biz de istiyoruz ama bunun neleri beraberinde getireceğini düşünmemiz lazım. Öncesinde de dediğim gibi "Almadan vermek Allâh'a mahsustur."
Bizim daha iyi olmak için başka insanları ekmeğinden edeceğimiz günü göstermesin bize.