Medya bir alem

Medya derken, tabii ki belli bir genelleme yapmamız mümkün değil. Kimi medya kuruluşlarının yayın politikalarının bir alem olduğunu söylememizde yarar var. Özellikle, terör eylemleri sonrasında ortaya çıkan vahşet, kan ve gözyaşına dayalı...

Medya derken, tabii ki belli bir genelleme yapmamız mümkün değil.
Kimi medya kuruluşlarının yayın politikalarının bir alem olduğunu söylememizde yarar var.
Özellikle, terör eylemleri sonrasında ortaya çıkan vahşet, kan ve gözyaşına dayalı trajedi, ekranlardan inmiyor.
Böyle bir medya anlayışı, terör örgütlerinin propagandası anlamına gelebilir.
Terör örgütlerinin amacı, kan ve gözyaşıyla toplumu korkutmaktır.
Eylem, toplumda ne kadar ses getirip, infial yaratırsa o kadar başarılı olunmuş demektir.
ABD’de ikiz kulelere yapılan o rezil kanlı eylem sonrasında, ABD medyası bir tek yaralıyı bile ekranlara taşımadı.
Avrupa’da da benzer bir anlayış var.
Bizde ise, trafik kazalarında bile, yaralılar ekranlara taşınıyor.
Son günlerde, terörü bitirmeye ve PKK’nın silah bırakmasına dönük tüm girişimlerde, “Apo”nun eli kelepçeli, gözleri bantlı görüntüsünün sık sık ekranlara taşınmasındaki amacın ne olabileceğini düşünebiliyor musunuz?
Barışın ve kardeşliğin yeniden yeşermesi ve terörün son bulması adına PKK’nın silah bırakması için ortaya konan iyi niyetli çabalarda Öcalan’ın bu konuda yapıcı rol üstlendiği bilinirken, “Apo” nun bu görüntülerinin yayınlanması barışa katkı mı sağlar yoksa, barışa köstek mi olur?
“Apo”ya sempati duyan yığınların özellikle de PKK militanlarının bu yayınlanan görüntüler karşısında ne düşündüklerini bilmemek mümkün mü?
30 yılı aşkın bir süredir devam edip gelen bu terör açmazında on binlerce insanımızı kaybettiğimiz gibi milyon dolarlara varan maddi kaybımız da oldu.
Bu ülkenin insanları olarak, kan ve gözyaşından uzak, barış içinde, kardeşçe, birlikte yaşamanın yolları aranırken, kan davası mantığı içinde, intikam naralarıyla, barış yerine bu kan ve gözyaşının devamı anlamına gelebilecek açıklamalar ve polemikler içine girmenin ileriye dönük bu topluma ve bu ülkeye ne gibi yararı olacağını cidden merak ediyorum.
Siyasi içerikli tartışmalar başta olmak üzere, her alanda gündeme gelen olaylar ve gelişmelerle ilgili tartışmalarda genellikle, marjinallerin ve de cazgırların kapıştırılması şeklinde ekranlara taşınıyor. Bu tür içerikten yoksun, salt bir ideolojinin körü körüne savunulması, tarafların birbirini suçlaması hatta rencide etmesi şeklinde geçen tartışmalar toplumu da olumsuz yönde etkilemekte.
Yazılı ve görüntülü medya, sürekli stres üretiyor.
Ekranlara taşınan filmler, özellikle de diziler, cinayetlerin işlendiği, saldırganlığın tavan yaptığı, soygun ve vurgunun türlü versiyonlarının üretilip toplumun art niyetli kesimine yol gösterici, dürüst unsurlarını da huzursuz edici bir noktada.
Topluma moral verecek, dinlendirip güldürecek yayınların sayısı parmakla gösterilecek kadar az.
Böylesine rezil bir ortamda bizim mutlu ve huzurlu olmamız mümkün mü?
Tabii ki, bu rezilliğin ve bu rezillerin bu rezilliklerini izleyerek bunların reyting toplamalarına katkıda bulunduğumuz için, bu rezillikte bizim de önemli rol oynadığımızı kabul etmemiz gerekir.