Mazlumu oynamak

12 Haziran 2011 seçimine sayılı günler kaldı. Tam bu sırada Kastamonu'da AKP'nin mitinginden dönen ve içinde Başbakan'ın bulunmadığı araç konvoyuna PKK silahlı saldırı düzenledi. Saldırıda bir polis memuru öldü, diğeri...

12 Haziran 2011 seçimine sayılı günler kaldı.
Tam bu sırada Kastamonu’da AKP’nin mitinginden dönen ve içinde Başbakan’ın bulunmadığı araç konvoyuna PKK silahlı saldırı düzenledi. Saldırıda bir polis memuru öldü, diğeri yaralandı.
Olaydan sonra kayıtları nereden aldığını bilemediğimiz bazı kaynaklar saldırıyı düzenleyen teröristin (!) telsiz konuşmalarını basına sızdırdı.
Buna göre “Zafer kod adlı terörist tek hedefin AK Parti olduğunu” söyledi.
Bir an için olayın PKK tarafından düzenlendiğini bile kabul etsek, teröristin sözlerinin basına “servis edilmesi”nin kimin işine yarayacağı bellidir: AKP’nin!
Seçime giderken kitlelerin kafasında artık kesin hüküm haline gelmiş olan AKP iktidarının ülkeyi bölmüş olduğuna ilişkin kanıyı silmek için bundan daha iyi bir “sahne oyunu” düzenlenemez.
Bunu doğrudan AKP yaptırmasa bile onu destekleyen bazı çevrelerin yaptırması olasıdır. Çünkü olay ne PKK’nın, ne de BDP’nin işine yarar…
Tıpkı Özal’a yapılan suikast (!) gibi, Sayın Başbakan’a bekleyip, bekleyip de seçime bu kadar kısa bir zaman kala suikast düzenlenmedeki amaç kime hizmet ediyor?
AKP seçim yaklaşırken yine “mağduru ve mazlumu” oynamaya çalışıyor.
Birkaç ay önce terör örgütüyle “silahlarını bırakmadan” müzakere etmeye başlamış olan iktidarın; seçime bir ay kala bunlarla gırtlak gırtlağa mücadele içinde olduğuna inanmak saflık olur.
Habur’dan davul zurna ile giren PKK’lıları güya yargılamak için ayaklarına Mahkeme gönderen AKP iktidarı, yeni olaylar yaratarak bu izlenimi kamuoyunun zihninden silmeye çalışıyor.
Medyanın yüzde yetmişini eline geçirmiş olan iktidar; başta TRT olmak üzere tüm televizyonlarda bu uydurma senaryoyu tekrarlayarak “tarafsız” görüntüsü altında toplumu güdülemektedir.
Teröristin sözlerine dönersek; “Bundan sonra tek düşmanımız AKP’dir” sözünden; diğer siyasi partileri düşman görmedikleri sonucunu çıkarmak da mümkündür. Teröristin dağda telsizle konuşurken, içinde bulunduğu koşulları göz önüne getiriniz. Bu durum; eski Türk filmlerinden birisinde, cahil ve saf köylü kızının, basma elbisesi içinde; zengin ve yüksek tahsilli sevgilisine “Seninle aramızda beşeri bir münasebet asla bahis konusu olamaz Kenan!” demesi kadar uydurma ve gülünçtür.
AKP yine mazlumları oynamaya başladı. Yakında daha da çarpıcı olaylar beklemek gerekiyor. Daha önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast düzenlendiği iddiasıyla Ordumuzun gizli dosyalarının bulunduğu “Kozmik Odalar” basıldı. Savcılık tarafından aramalar yapıldı. Sonuç nedir bilen var mı?
Dileriz bu senaryo kitlesel kıyımlara kadar vardırılmaz.
Tek amaç, AKP’nin ülkeyi bölünmenin eşiğine getirdiğine ilişkin herkesin kafasında oluşmuş yargıyı kırmaktır.
Sayın Başbakan yakında ABD’ye ve AB’ye karşı daha dehşetengiz (!) çıkışlar yaparsa şaşırmayınız! Üç buçuk milyar dolarlık helikopter ihalesini kaptıktan sonra ABD böyle ufak seçim çıkışlarına ölçülü (!) tepkisini koymuş gibi görünse de sonuç değişmez…
Yeni “Van minut!” oyunlarına hazır olunuz…
AKP bunlarla halkı yeniden kandırmayı başaracak mı?
Sanmıyorum…