Mayerling Av Köşkü Cinayeti

FRANZ Joseph’in bir tane oğlu vardır, Rudolf. Rudolf bir kıza aşık olacaktır. Ve evlenmek
isteyecektir. Fakat Kraliyet ailesi kabul etmeyecektir. Diyecek ki bu kız soylu bir aileden
gelmiyor. Soylu bir aileden gelmediği için “sen bununla evlenemezsin!” diyeceklerdir. Aile
içerisinde tartışma büyür. Biz sana soylu bir aileden eş bulalım! Soylu bir aileden bir eş
buluyorlar. Bu soylu aileden buldukları kızla evlendirecekler; fakat o, istemediği bir evlilik
yapmış olacaktır. Ve kızla buluşmaya, gizli aşka devam edecektir. Nerede buluşacaklar? O
balık köşkünde buluşacaklar. Dedikodu yayılıyor. Viyana’nın içerisinde ve Kraliyet ailesini
rahatsız etmeye başlıyor...
Baba, Rudolf’u karşısına alıyor; “Oğlum bak! Biz soylu bir aileyiz. Bizim ailemize böyle şeyler
yakışmaz!” diyor. Veliahtın böyle şeyler yapmaması gerekiyor, bırakacaksın! Bir tartışma
yaşanıyor. Bırakmazsan evlatlıktan reddederim dercesine bir aşamaya geliyor. Ve
nihayetinde görüşmeye devam ediyorlar. Baba artık çıldırıyor. Franz Joseph dengeyi
kaybediyor. Ne yapıyor, biliyor musunuz?
Oğlunu ve sevgilisini ‘Av Köşkün’de bulundukları esnada yatağı üzerinde ikisini de öldürtüyor,
Bu, “Mayerling Av Köşkü” diye geçecektir tarih kayıtlarına. (Rudolf ve Mary’nin cesetleri
Viyana ormanlarında, Mayerling İmparatorluk Av Köşkü'ndedir) Apar-topar gömecekler ikisini
de. Ve artık veliaht yoktur. Karşı muhalif takım, soylu takım; “Franz Joseph! Başka bir aileye
bırakacaksın, tahtı!” diyecek. “-Hayır! Bırakmıyorum!” diyor ve gücünü kullanarak; yeğeni,
ablasının oğlu, Franz Ferdinand’ı veliaht atıyor. Teamüllere aykırı bu. Teamüllere aykırı! Neler
oluyor, biliyor musunuz?...”
Avusturya veliaht Prensi Rudolf ile Mary Vetsera’nın gizli aşkı ve “Mayerling” olayı sonrası
tahtın varisi arşidük Franz Ferdinand ve Eşi Sophie'ye Saraybosna’da kurulan kanlı süikast 1.
Dünya Savaşının fitilini ateşler. Orta Avrupa turlarında Av Köşkü de yer alır. Tur rehberi
detaylar üzerinde durmuştur:
“... Franz Ferdinand; eşi, Prenses Sophie ile birlikte balayına geliyor, tatile geliyorlar,
Saraybosna’ya. Üstü açık arabada gezerlerken; Viyana’dan, muhalif takımın oluşturduğu,
organize etmiş olduğu bir suikast var. Kullandıkları kişi de Davrilo Princip adındaki bir Sırp'tır.
İlk atışmasında, ilk süikastte kaçarak kurtulacaktır. El bombası atacaklar konvoyuna. Onun
arabasına denk gelecek, arkadaki 2.-3. arabaya denk gelecek; orada ölü ve yaralılar olacak.
Apar-topar, Franz Ferdinand’ı kütüphaneye korumaya alacaklardır. Birkaç saat kütüphanede
dinlettikten sonra Franz Ferdinand kendisine yediremiyor; ölü ve yaralıları hastaneye ziyarete
gideceğini söylüyor. Eşi Sophie; “-Bak! Yapma diyor. Ortam daha sıcak! “ -Hayır! Ben,
gideceğim! Sen burada bekleyeceksin! Sophie; “-Ben de seninle geleceğim! – Hayır! Yok,
olmaz! Diyorsa da, onu ikna edemiyor ve üstü açık arabada o köprünün olduğu yere
geliyorlar. Şoför yolu çok iyi bilmiyor. Yolu kaybedince, bakın! İşin o kadarını var ya!
O süikasti gerçekleştiren Sırp adam şekeri düşmüş pastaneden birşeyler almaya çalışıyor. O
esnada Franz Ferdinand’ın arabası pastanenin önünde duruyor, şoför adres soruyor. ‘-Hah!’
Kurban, tekrar ayağıma geldi!” diyor. Silahını çıkartıyor; “pat pat pat!” indiriyor, arkadaşlar!
Ve böylelikle Franz Ferdinand ve Eşi Prenses Sophie orada (28 Temmuz 1914’de) hayatını
kaybediyor...” Avusturya – Macaristan’ın Sırbistan’a açtığı savaş 1. Dünya Savaşını başlatıyor.