Alanya’nın dünyaca ünlü Kleopatra Plajı yine o bildik kokuyla gündemde. Mavi bayrağı göndere çekiyoruz ama kokusu burnumuza inatla çekiliyor. Yağmur yağdığı anda rögarlardan yükselen o meşhur “pis koku”, adeta yıllardır çözülemeyen bir belediye bulmacası gibi yeniden karşımıza çıkıyor.
Turistin havlusunu serip güneşe teslim olacağı yerde, burnunu kapatarak sahilden uzaklaştığını görmek içimizi acıtıyor. Vatandaş desen bıkkın: “Her yıl aynı, yağmur yağınca kokuyla boğuşuyoruz” diyor. Haklılar da… Bir kent için çevre sağlığı ve turizm aynı terazinin iki kefesi değil; birbirini tamamlayan iki temel değerdir.
Kleopatra gibi bir değerin hâlâ bu sorunu yaşıyor olması, tam anlamıyla “yakışmadı” kelimesinin karşılığı. Mavi bayrağı korumak istiyorsak önce kokunun kaynağını kurutmak gerek. Çünkü bu şehir, kokusuyla değil deniziyle, güneşiyle, güzelliğiyle anılmayı hak ediyor. Kalın sağlıcakla.