Mart ayı çıkarken

Sevgili okurlar, siz bu yazıyı okurken ben büyük bir ihtimalle Bosna Hersek'te olacağım. Boşnak edebiyatı ile ilgili bir sempozyum var. Benim de yönetim kurulunda olduğun Kıbatek dünyanın her yerine edebiyat ve kültür elçisi olarak gitmektedir....

Sevgili okurlar, siz bu yazıyı okurken ben büyük bir ihtimalle Bosna Hersek’te olacağım. Boşnak edebiyatı ile ilgili bir sempozyum var. Benim de yönetim kurulunda olduğun Kıbatek dünyanın her yerine edebiyat ve kültür elçisi olarak gitmektedir. Alanya’da da 16-20 Kasım 2011 tarihinde “Edebiyatta Sonbahar” sempozyumunu gerçekleştirmiştik. Kültürden nasibini alanlar unutmamıştır.Bu ay çıkarken, Mart ayı ile ilgili bir yazı yazmak istedim. Gezi dönüşümde ise Bosna Hersek’ten söz edeceğim. Belki bir gezi yazısı da hazırlayabilirim. Eskiden beri “Mart ayı dert ayı” derler. Buna benzer sözlerden çok var. Mart martlığını yine yaptı. Mart dokuzu. Mart martladı Sinanlar'ın öküzü çatladı. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır...Bu sene kış zor geçti memleketin doğusunda hâlâ da bitmiş değildir. Kar, yağmur, fırtına devam etmekte. Baharın ilk yüz görümlüğü cemre havaya; son yüz görümlüğü toprağa düşeli şunun şurasında daha ne oldu ki. Bunların asıl sonucu 21 Marttır. Gece gündüzün eşit olduğu bir zaman dilimidir 21 Mart. Fakat kimse bu gözle bakmak yerine farklı anlamlar çıkararak bir kutlama yapmak için neler neler yapıyorlar. Yok bu günü nevruzmuş, newrozmuş aman efendim sizden değil bizden çıktı, derken memleketi cehenneme çeviriyorlar. Kimin bayramı ise bayramıdır. Önemli olan bu güzel günü kutlamak değil midir? Biz çocukken de kutlanırdı ama sonraları nedenin bilmiyorum kutlanmaz oldu. Biz o gün için nar saklardık keser birlikte yerdik. “Çürümezse o yıl bereket bolluk olur” diye bir inanç vardı. Daha neler neler yapılırdı, şimdi bunu sayacak değilim.Geçen internetten Özbekistan’dan bir dostum yazmıştı: “Burada Nevruz tatili var, 4 gün evde geçirdim. Biz de çalışma yok. Ben de bol bol kitap okudum ve yapmam gereken yazı çalışmalarımı hızlandırdım” diye. Baksanıza adamlara bayramı bayram gibi kutluyorlar. Yine Tuva Özerk Cumhuriyeti’nden bir arkadaşım bayramımı kutladı. Daha bir çok devletten yazıştıklarım kutlama mesajları gönderdiler. Adı üstünde bayram ama güzel bir bayram. Bizdeki gibi yanlış yollarla kutlanılmaya çalışılan bir bayram veya gün değildir. Üstelik bayramda küsler barışır, biz küs olmak için elimizden geleni yapıyoruz.Mart ayının ilk günleri gerçekten soğuk geçti yukarıda yazdığım sözlerle hep uyuştu. Bu bir tek doğa olayı olarak geçmedi tabi, Başka başka konular da sert geçti. Mesela şu kesintili 12 yıl olayı. Bu en başında “zor bir süreçtir” denmeden bile sıkıntıları baş gösterdi. Ya televizyonda gazetede okuduklarımız izlediklerimiz.Bizim kentimizin bir köyünde kız çocuğunu bundan birkaç yıl önce günahtır, diye ilköğretime göndermeyen adamın haberi gazetelere manşet olmadı mı? Daha ne denebilir. Sanılıyor ki 4’den sonra devam edilecek. Mart ayı bu “ölme eşeğim ölme, yaz gelince yonca burması yersin” atasözüne uygun düşmüyor mu? Üç tane dört var. ne diyelim birisini seç beğen hangisini alırsan al. Ya da hiç birini, paşa keyfin bilir. Nasıl olsa alıştık cahil kalmaya köy çocuğu olarak. Dağda taşta keçi gütsen olur, tarlada ot çapalasan da olur!.. Rızkın veren verir. Kimse açlıktan ölmedi ya!Başka konulara bakalım...1807: İngiltere Parlamentosu köle ticaretini yasakladı. Fakat hâlâ dünyada köle dolu.1929: İtalya'da faşist yönetim genel seçimlerde oyların yüzde 99'unu kendilerinin aldıklarını açıkladı.1957: AB’nin atası sayılan Avrupa Ortak Pazar antlaşması Roma'da imzalandı.1976: Yazar Şevket Süreyya Aydemir Ankara'da vefat etti. Yazar: "Tek Adam, İkinci Adam, Suyu arayan Adam, Toprak Uyanırsa' kitaplarıyla tanınıyor.