Marjinal düşünsel açılımlar

Sol sağ fark etmez. Hangi dünya görüşüne sahip olunursa olunsun, her tür marjinal yapılanmalarda, demokrasiden söz edilmez, merkezi otoriteye yani bir tabuya mutlak itaat ve de tapınma vardır. Lider ne diyorsa ne istiyorsa o olur. Lider ne yapıyorsa...

Sol sağ fark etmez.Hangi dünya görüşüne sahip olunursa olunsun, her tür marjinal yapılanmalarda, demokrasiden söz edilmez, merkezi otoriteye yani bir tabuya mutlak itaat ve de tapınma vardır.Lider ne diyorsa ne istiyorsa o olur.Lider ne yapıyorsa doğru olan odur.Bu, komünizmde de faşizmde de böyle.Komünizmde, felsefi açılımlar ve ileriye dönük öngörüler bilimsel bir temele oturtulmaya çalışılsa da, örgüt ve sonrasındaki iktidar yapılanmasının faşizmden hiçbir farkı yoktur.Ümmetçi bir toplumdan geliyoruz.Demokrasiyi yeterince özümleyip benimsediğimiz söylenemez.Bu ülke, yıllar boyu, bürokratik oligarşinin vesayetinde, göstermelik parlamenter demokrasiyle yönetildi.Aslında parlamento geleneği, Osmanlıda başladı.Hatta ikinci meşrutiyet süreci çok partili bir dönemdi.Türkiye Cumhuriyetinin başlangıcı, tek parti hatta tek adam dönemiydi.Irkçı ya da totaliter yapıların temelinde, ilmin de, aklın da, mantığın da zekânın da yeri yoktur.Bu yapılanmaların propagandasında, en önemli unsur iddia ve tekrardır.Propaganda daha ziyade gençlere yöneltilir.Çünkü gençler, bir otoriteye itaat etmek eğilimindedirler.Çatışma kültürüyle yetişmiş, kan ve gözyaşından beslenen bu tür ideolojik yönelişlerle mücadele etmek, onlarla fikir düzeyinde ve farklı düşünsel açılımlarla yaklaşarak ikna etmek imkânsız gibi bir şeydir.Böylesine insanlık dışı bir çizgiye yönelmiş yapıların ağına düşen gençlerden çok, bu tür yapıları oluşturup gençleri birbirleriyle çatıştıranlara karşı çok dikkatli olmamız ve onların topluma özellikle de gençliğe sunduğu, soyut kavram ve sloganlara dikkat etmek gerekir.DHKP-C örgütüne çocuk yaşta evlatlarını kaptırmış ana ve babaların feryatlarına dikkat ettiniz mi?Çocukların beyinleri nasıl yıkandıysa, kendisini yetiştiren anasının babasının değil, örgüt elemanlarının peşinden gidiyorlar.Hepimiz gençliğimizde, ayağımız yere basmıyor, havalarda uçuyorduk.İşte bu yüzdendir ki, kimi gençlerimizin hayatı karardı, kimi ölüp gitti, kimi de bir tesadüf, küçük hasarlarla bugünlere gelebildi.Bugünün gençliğini de yok yere kaybetmek istemiyorsak, gençlerimizi gözümüz gibi sakınmamız ve onları kendi ikballeri için belli maceralara sürükleyecek kan emicilerden ve siyaset bezirganlarından ve de marjinal çizgilerde top koşturan psikopatlardan korumamız gerekir.