Epeydir yazamadım. Benim bilgisayarım F klavyeli. Yanımda götürmezsem, F klavyeli bilgisayar bulunmuyor hiçbir yerde. Eski, hantal bir dizüstü bilgisayarım var, hem yolculuklarda taşıması zor, hem de sorunlu. Ben de susmayı seçiyorum yolculuk dönemlerinde…Doğrusu, tam bir maraton oldu bu sefer… 9 Mart Cuma günü Bursa’ya hareket ettim Bursa Kitap Fuarı’na katılmak için. 17 Mart Cumartesi gününe kadar, tam anlamıyla bir “kitap şenliği” yaşandı Bursa’da… Kitaplar imzalandı, fotoğraflar çekildi, okullar ziyaret edildi…Hemen ardından, Ankara vardı gündemde. 12 sunum yaptım çocuklara 19-23 Mart tarihleri arasında. O ışıl ışıl parlayan gözler, sordukları birbirinden çarpıcı sorular ömrüme ömür, gelecek için umutlarıma umut kattı gerçekten.26 Mart, İstanbul maratonunun başlangıcı oldu. On okulda on bir sunum… Yüzlerce soru, fotoğraflar ve imzalanan kitaplar.31 Mart günü döndüm Alanya’ya. Bir hayli yorgun ama binlerce sevinci içimde biriktirmiş olarak…Çocuklarla anne-babaların “iyi” kitaba gösterdikleri ilgi bu yıl önceki yıllardan daha çok. Demek ki, çocuklar da, anne-babalar da bilinçleniyor kitap seçimi konusunda. Gerçekten mutlu ediyor bu beni bir yazar olarak. Bir de bu işe yalnızca kazanç kapısı olarak bakan, ne idüğü belirsiz kitaplar basan sözde yayınevleri olmasa… Neyse ki onların etkileri giderek azalıyor.Alanya bıraktığım gibi duruyor. Hiç değişmemiş. Yerli yerlilerle yerli yabancılar gezinip duruyor sokaklarda. Trafik kuralları gibi bu kurallara aykırı taşıt sürenlerin de davranışları hiç değişmemiş. Ardında cayırtılı ses bırakan motosikletler son hızla koşturuyor yollarda. Zıplatanlar, hoplatanlar cabası. Oba Belediyesi’nin kaldırım çalışmaları bir parça ilerlemiş ama hâlâ sürüyor. Kaldırımlar bittiğinde pek güzel olacak. Bir de şu yollardaki palmiyeleri iyice cılızlaştıracak biçimde budamasalar…Denize girenleri gördüm. Kıyıya kadar gittim ama doğrusu girmeye cesaret edemedim. Gençliğimde, her yıl 10 Nisan’da açardık biz deniz mevsimini. Sanırım artık Haziranı beklemem gerekecek.Şimdi yeni bir maraton başlıyor. Önce Alanya’da iki okulda söyleştim çocuklarla. Pazartesi Antalya’ya gidip birkaç okulda sunum yapacağım. Sonra sırada Tüyap İzmir Kitap Fuarı var. Oradaki programım kesinleşmedi henüz. Ne ile karşılaşacağımı biliyorum ama, o ışıltılı gözlere bakarak kitap imzalamak, onların, kitaplarımı severek okuduklarını duymak ve görmek yaşanabilecek en büyük mutluluklardan biri.Tüyap İzmir bitince, sırada yine Ankara var. Bir hafta… Azıcık bir molam olacak, sonra Tüyap Diyarbakır Kitap Fuarı… Diyarbakır’da daha önce gittiğim birkaç okul var. Belki yeniden buluşurum onlarla. Yine o ışıl ışıl gözler, kucaklaşarak fotoğraf çektirmeler. Hiç bitmeyen sorular… Daha büyük bir mutluluk olabilir mi bir çocuk yazarı için?Sonrasında beni vinçle kaldırmak isteseler, kımıldatamazlar Alanya’dan, bilgisayarımın başından. Yorgun, ama çok mutlu olarak başlayacağım yaza. Yeni kitaplar yaza yaza…Evet, benim bu yılki maratonum böyle. En büyük mutluluğum ne oluyor biliyor musunuz? Çocukların, “Çanakkale Destanı” ve “Barış Çocuk Atatürk’le Kurtuluş Savaşında” kitaplarımı çok severek okuyor olmalarını görmek.Kim ne derse desin, şu kısır politik çekişmelerin ve uzlaşmazlıkların ötesinde, geleceğe güvenle bakabileceğimiz pırıl pırıl bir genç kuşak yetişiyor.