Geçtiğimiz Salı günü, Kültür Sarayı’nda; Alanya Plajlarındaki erozyonu önlemek üzere ilk etapta, Keykubat Plajları bölgesine yapılması kararlaştıran; “mahmuz” adı verilen “T” biçiminde denize dik (yaklaşık 90 – 100 metre) bloklarla ilgili GEÇ KALINMIŞ bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Geç kalınmıştı; çünkü Alanya yaşayanları ve Alanya turizmcileri; Alanya turizminin kaderini belirleyecek bu çok önemli proje konusunda; anılan projeye, neredeyse start verileceği aşamada yapılıyordu.
Bir başka ifadeyle, Alanya yaşayanları ve Alanya Turizmcileri, atı alanın Üsküdar’ı geçtiği noktada bilgilendiriliyordu.
Bilgilendirildi de ne oldu?
Bu projeye taraftar olan malum azınlık kitlenin dışında, büyük bir kesim (yine) tatmin olmadı.
En azında ben tatmin olmadım.
Kafamda pek çok soru işaretiyle ayrıldım toplantıdan.
* * *
Öncelikle şu konuyu belirleyelim.
Bu projeyi hazırlayan; Alanya’mızın iki göz bebeğinden biri olan Alanya Keykubat Üniversitesi akademisyenlerinin iyi niyetleri konusunda hiç kimsenin en ufak bir tereddüdü yok.
Gazetemiz Yeni Alanya’nın da bu konuda en ufak bir tereddüdü yok.
Ortada sadece bir iletişimsizlik var.
Bu iletişimsizlik, yanlışsa(!), daha doğrusu yanlış olarak değerlendiriliyorsa; böyle bir yanlış(!), bizim olduğu kadar aynı zamanda iyi niyetleri konusunda kuşkumuz olmayan değerli akademisyenlerimizin de.
Mantık, böyle bir mantık olunca; o zaman bize de değerli akademisyenlerimize, aynı üslupla şunu söylemek düşüyor.
Hal böyleyse, siz niye gazetemizle iletişime geçmediniz?
!!??...
Bakın şu gerçeği kabul edelim.
Alanya çok büyük, bu tür tatsız kavgaları kaldırmayacak kadar da küçük bir yer.
Ortada hakaret sayılabilecek en ufak bir ima yokken; böyle bir toplantıda, “mahkemede hesaplaşmayı” dillendirmek hoş olmadı.
Bu söylem, gecesini gündüzüne katarak, bu konu hakkında olağanüstü mesai harcayan gazeteci arkadaşlarımızı çok kırdı ve çok üzdü.
* * *
Konumuza dönersek.
Biz çevreciler, doğaya müdahale edileceği zaman kılı kırk yararız.
Kılı kırk yararız; çünkü ülkemizde ve dünyamızda yaşanan istenmeyen pek çok doğa olayının temelinde, eni boyu düşünülmeden yapılan müdahaleler yatar.
Endişemiz budur.
Korkumuz, bu “T tipi mahmuz” uygulamasının da ters tepmesidir. Çünkü böyle bir yatırımın, geriye dönüşü yoktur.
Korkumuz, yapılacak bu mahmuzların; kum harekâtı konusunda çok büyük etkisi olan, bu sahillere özgü dip akıntılarını devre dışı bırakmasıdır.
Doğrudur, kum sirkülasyonu, Dim Barajının devreye girmesiyle bozulmuştur.
Doğrudur, kum sirkülasyonu, Balıkçı Barınağı mendireklerinin yapımıyla birlikte bozulmuştur.
Doğrudur, şu saatten sonra, ne barajlarımızın, ne de çeşitli amaçlarla yapılan barınakların yıkılıp, kaldırılması, eski haline getirmesi mümkün değildir.
Ama örneğin “İtalya’da ya da ne bileyim Fransa’da, İspanya’da ve hatta ve hatta Karadeniz’de şöyle bir uygulama var. Bu tür uygulamaları Alanya Sahilleri için de uygularsak, aynı sonucu alırız” deyip, apar topar bu imalatlara başlamak da doğru değildir.
… …
Toplantıda söyledim. Keykubat sahillerini, apar topar, devasa beton bloklarla kaplayacağımıza; örneğin Alantur bölgesi (Dim Çayı’nın denizle buluştuğu bölge) pilot bölge seçilip, akademisyenlerimizin bu önerileri, burada uygulanabilir.
Beklenti gerçekleşirse, ondan sonra bu uygulama, diğer bölgelere de kaydırılır.
Aksi kumardır.
Alanya’ya bu kumarı oynatmaya kimsenin hakkı yok.