Yunan mitolojisine göre tanrılar, yok etmek istediklerini önce gülünç hale getirirlermiş. Recep Tayyip Erdoğan'ın akil adamlar dediği, aslında Vahdettin'in ve Damat Ferit'in Mustafa Kemal harekâtına karşı sevk ettiği heyeti nasiha veya bir bakıma seyyar harikalar kumpanyası. Her gittiği yerde en azından ilgisizlikle, en fazla tepkiyle karşılaşıyor. Erdoğan, bu hareketiyle kendini çok gülünç duruma soktu. 23 Nisan, Türk tarihi’nin en önemli günlerinden biriydi. Ben, kendi hayatımda hiçbir devlet büyüğünün, hükümet başkanlarının böylesi önemli bir günde Anıtkabir'e gidip kutsal görevlerini yapmamak için bahanelere sığındıklarını hatırlamıyorum; ama tabii Erdoğan'ın maksadı malum. Türkiye Cumhuriyeti'ni, hatta Türk adını bütün simgeleriyle kaldırmak. Mesela, Türkiye Cumhuriyeti rumuzunu dahi...
Kendileri, bu önemli günün yıl dönümünde Anıtkabir'e nezle olduğunu bahane ederek gelmedi. Acaba, Ata'nın huzurunda 'sap gibi' durmak istemediği için mi gitmedi? Fakat ülkede tepkiler, onun bu hareketlerine karşı gittikçe artıyor. Mesela, Milli Merkez Hareketi artıyor. Erdoğan'ın artık istibdada varan ve sebebi malum hareketleri karşısında, ülkede kıpırdanmalar başladı.
Erdoğan bilmeli ki onu asıl devirecek olan, çapulcular dediği, yalaka olmayan, gazetecilerdir. Ama ben, gene kendi yaşadıklarımdan şunu söylemeliyim. Aslında hiçbir şekilde ne konuşma terbiyesi, ne de milliyetçiliği ile Erdoğan'a benzetilemeyecek olan Menderes döneminde iktidarını aslında askerler değil, kendisinin maalesef bazı zamane yalakalarına uyarak gazetecilere karşı uyguladığı, bazı muhalif gazetecilerin Ankara Hilton denilen 'Ankara ceza evine tıkıldığı' uygulamalar zemininde basın devirmişti. Ben kendi kulaklarımla işittim. Zamanın yalakalarından birinin Menderes'e, 'Efendim gazeteleri kapatmak yetmez, matbaaları da kapatmalı' dediğinin tanığıyım. Bugün Erdoğan'ın Türkiye Cumhuriyeti’ni, simgeleriyle, her şeyiyle dönüştürmek gayretlerine karşı tecrübeli bir devlet adamı olan Hüsamettin Cindoruk'un inisiyatifi ile ülkenin aklı başında aydınlarının önderliğinde bir Milli Merkez Hareketi, faaliyete geçmiş bulunuyor. Bu hareketin amacı, Türkiye'de güç zamanda olduğu gibi milli birliği sağlamak ve sonunda gerekirse bir milli hükümet kurmaktır. Bu da Erdoğan'ın sonu olur. Kısacası, sonun başlangıcına geliniyor artık.
27 Mayıs öncesi, basınla ilgili garabetlerden biri, zamanın iktidarının basını ıslah için bir teşkilat kurması idi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu teklifin görüşüldüğü sırada çileden çıkan zamanın muhalefet lideri eski cumhurbaşkanı, başbakan 'Artık, sizi ben bile kurtaramam' demişti. Türkiye asıl, ülkeyi bu adamlardan kurtaracak akil adamları bekliyor.