Aslında, “Kürtler ne istiyor?” sorusu yanlış.
Bu soruyu şöyle sormamızda yarar var.
“PKK ya da BDP ne istiyor?”
Bu iki yapının, ülkede kaos istediği kesin.
Türkiye’deki Türk’ün, Kürt’ün ve diğer etnik kökene mensup insanların ne istediğini sorarsanız, onlar huzur, mutluluk ve insanca yaşayabilecekleri bir ortam istiyorlar.
Osmanlı döneminde Anadolu insanı, özellikle de Türkler ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorlardı!
O günlerden kalma, cahil cühelaya “Koca Türk, aptal Türk” deme alışkanlığını bugün bile, hem de biz Türkler sürdürme saçmalığı içine girebiliyoruz!
Şunu kabul etmemiz gerekiyor.
Bu ülkede uzun bir süre Kürt halkını da ikinci sınıf vatandaş görme yanlışı içine girilmişti.
Bu iki yanlış tutum, bugün için çok gerilerde kaldı.
Bugün, Kürt halkı Türkiye’nin birinci sınıf vatandaşı ve her tür hakka sahiptir.
Bunun nasıl gerçekleştiği üzerinde durmayacağım.
Nasıl gerçekleştiyse gerçekleşti.
Önemli olan budur.
Geçmişte Kürt ya da Alevi olduğunu saklayan insanlarımız vardı.
Bugün, ‘Ben Kürt’üm, Aleviyim’ diyerek kimlikleriyle övünebiliyorlar.
Demek ki, bugün için Türkiye’de, etnik, dinsel ya da mezhepsel kimliğe dayalı bir ayrımcılıktan söz edilemez.
Bu konuların istismarı da inandırıcı olmaz.
PKK bir terör örgütüdür.
Kan ve gözyaşından besleniyor.
Söylemleriyle, Kürt halkının sorunlarına sahip çıkıyormuş gibi görünse de, özünde yasadışı tüm alanlarda at oynatarak büyük rantlar elde ediyor.
Kürt halkının refahına dönük tüm yatırımları sabote ediyor, toplumun önünün açılmasını engelliyor.
Doğu ve Güneydoğu halkı üzerinde terör estirip, toplum üzerinde büyük bir baskı kurmuş durumda.
BDP büyük ölçüde, PKK’nın legal görüntüdeki bir uzantısı olma yanlışı içinde.
PKK ve BDP’nin istekleri bitmiyor.
Her istek bir istismar, aynı zamanda, her iki halkın arasını açmaya dönük ortaya atılmış argümanlar.
Böylesine çirkin, böylesine tehlikeli ve acımasız bir kutuplaşmaya yol açmaya dönük sorumsuzluk içine giren bu iki yapı, ülkeyi Türk-Kürt çatışmasına sürüklemeye çalışırken, bu ülkede, insanca yaşamaya çalışan, dünyalı ve insan olma kaygısı taşıyan Türk ve Kürt halkının biran önce bu oyunları bozacak yürekliliği gösterme zamanı geldi de geçiyor bile.
Belki de bu seçim, barışa dönük bir sürprizin ilk adımı olacak, BDP özellikle de bağımsız adaylar beklenen oyu alamayacak!
PKK ve BDP’nin tüm bu sorumsuz çıkışlarına karşın, MHP ve BBP’nin sağduyulu davranması, oynanan bu oyunlara, tahriklere ve provokasyonlara gelmeme gayreti, takdir edilmeye değer bir gelişme.
BDP sözcülerinin son günlerdeki çok tehlikeli çıkışları düşündürücü! Bence, 12 Haziran seçimleri sonrası Türkiye bambaşka bir politikalara yönelecek gibi görünüyor.
Mevcut iktidar, sabrını seçime kadar sürdürecek ve yeniden tek başına hükümeti kuracak bir gücü elde ederse, teröre karşı bambaşka ve yepyeni politikalarla karşımıza çıkacak gibi görünüyor!
Bu çıkışın ne getireceğini ise şimdiden öngörebilmek çok zor!
Türk insanı değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, polisinin dövülmesine, tokat atılmasına, daha fazla seyirci kalması düşünülemez!
NOT: Sevgili Hüseyin Kalaycı’ya bir ömür boyu mutluluklar diliyorum.