Küçük şeyler

Hep derim, yine diyorum: İktidar partisi olarak AKP'den pek hoşlanmasam da AK Parti Alanya İlçe Teşkilatı zaman zaman muazzam şeylere imza atıyor. Bu bazen büyük bir faaliyet oluyor, bazen küçük bir düşünce... Bugün ele aldığım konu...

Hep derim, yine diyorum: İktidar partisi olarak AKP'den pek hoşlanmasam da AK Parti Alanya İlçe Teşkilatı zaman zaman muazzam şeylere imza atıyor.
Bu bazen büyük bir faaliyet oluyor, bazen küçük bir düşünce...
Bugün ele aldığım konu daha çok ikinci türden, küçük ama önemli düşünceler kısmına giriyor.
Bildiğiniz üzere Van'a gönderilen yardım paketlerine taş, sopa, bayrak konulmuştu bazı acınası insanlar tarafından.
AKP İlçe Teşkilatı ise bunun tam tersini yapmış, paketlerin içine ilgi koydurtmuş.
"Ne zaman istersen beni ara kardeşim" yazan ve altında gönderen kişinin telefon numarası bulunan küçük kağıtlar koydurtmuş kolilerin içine.
Düşünüyorum da, uzun zamandır herhangi bir politik gruptan bu kadar düşünceli bir hareket görmemiştim. Üstelik Türkiye'den bahsediyorum, sadecen Alanya'dan değil.
Eğer bir gün aramızdaki düşmanlıklar bitecekse bu tür şeyler sayesinde bitecek, söylemedi demeyin.
İlgilendiğimizi, onları kendimizden gördüğümüzü göstererek...
Bu tür küçük şeyler insanların yüreğinde büyüyüp kocaman barış ateşelerine dönüşecek belki bir gün...
Hiç bir zaman olmasa bile ummaktan, bu yöne doğru adım atmaktan bir zarar gelmez, doğru değil mi?

YİNE KERİM AYDOĞAN, YİNE
DİNLENMEYECEK SÖZLER

Alanya esnafının ilginç bir düşünce yapısı var.
Zannediyorlar ki aynı toptancıdan aynı malları alıp satarak başarılı bir ticari kariyere imza atacaklar.
Kerim Aydoğan bir önceki gün yaptığı açıklamada yine aynı şeyleri söylüyor ama kimsenin umrunda mı?
"Aynı ürünleri satmayın" diyor, "çeşitlilik daha çok iş yapmanızı sağlar" diyor, "her tarafta birbirinin aynısı yüzlerce işyeri olursa kimse iş yapamaz, ticari düşüşün sebebi budur" diyor ama nafile.
Herkes bildiğini okuyor, kimse dönüp bakmıyor bile, "ulan bu adam bişeyler konuşuyor, belki doğru bir şey konuşuyordur" diye düşünmüyor kimse.
Ondan sonra kışın bu dinlemeyen esnafların dükkanına haciz geliyor, "iş yapamıyoruz" diye orada burada ağlıyorlar, HD'den dert yanıyorlar.
Yahu sen turistlere otellerinden çıkmak için doğru dürüst bir mazaret verdin mi? Yoksa birbirinin aynısı mallarla dolu, olabildiğine sıkıcı ve monoton bir çarşı mı insanları gezmekten vazgeçiren acaba?
Adam doğal olarak bir kere bakıyor, satın alacak düzgün bir şey bulamıyor, e diğer dükkanlar da aynı malları satınca ne yapsın, basıp oteline gidiyor ve bir daha da dışarı çıkmıyor.
Esnaf zihniyetini değiştirmediği, bütün esnaflık anlayışı "mankenlere kıyafet giydirip dükkanın önündeki taburede oturup, bir şey almayan turistlerin arkasından küfrtmek" olduğu sürece daha çok icra gelir, daha çok HD'den yakınılır.
Bütün esnaflardan bahsetmiyorum elbette, bahsettiğim kişiler zaten kendini biliyor.
Bakalım daha kaç kere değişecek dükkan sahipleri, kaç dükkan daha batacak? Bakalım ne zaman asıl suçlunun HD değil kendi zihniyetleri olduğunu anlayacaklar?