Köycülük ve 9 Işık

Dokuz Işık Doktrini'nde köycülük; "Köyleri tarım kentleri halinde birleştirerek kalkındırmayı öngörür, köylünün tefecinin elinden kurtarılması ve ihtiyacı olan kredi ve diğer yardımların sağlanması için kooperatifleşmeyi hedef alır. Bilhassa orman bölgesinde yaşayan köylüleri öncelikle ve hızla refaha kavuşturmak amacını güder."

Türk milletinin büyük çoğunluğu halen köylerde, mezralarda, ufacık tefecik, çeşitli yerleşim yerlerinde yaşamaktadır. Sosyal dilimler içinde en büyük nüfusa sahiptir. Tarım Kentleri halinde gruplandırmak, teşkilatlandırmak gerekiyor. Coğrafi duruma göre farklı sayıdaki köylerin cazibe noktasında eğitim merkezini açmak, tarım, hayvancılık yapmasını sağlamak; modern tarım aletleri parkı, gübre, ilaç depoları, mücadele teşkilatı, sağlık teşkilatı kurmak gerekiyor. Konut için de ücretsiz veya ucuz arsa üretimine geçmek gerekiyor. Bu plan stratejisi gecekondulaşmayı da önleyecektir.

Gerçi Büyükşehir Belediye Yasasıyla köyler mahalleye dönüştürülmüştür. Ancak mahallelerde mevcut siyasi yapılanmaların idealist köy siyaseti, değişim ve gelişim stratejileri bulunmadığından alışılmışın seyri dışında etkinlikleri yoktur. Kırsal kesimler ancak seçim aylarında az da olsa devletin imkânlarını görmektedir.

Geçmiş dönemlerde başlatılan toprak reformu siyasetin rey telaşına takılmış olmalı ki adı ve uygulanması unutulmuştur. Sol siyasilerden, Karaoğlan, Bülent Ecevit'in de en önemli savlarındandı. Ülkücülerin tarım kent; sosyalistlerin köykent projesi meşhurdur.

Kırsaldaki mahallelerin kalkınması çevreden merkeze doğru yapılmalıydı ki kırsalların boşalmasının ve köyden kente göçün önünün kesilmesi önlenebilsin. Antalya Büyükşehir, İl sınırları dâhilinde kırsaldan merkeze göçün önlenmesi kırsalda Tarım Kentleri veya Köykent yapılanmasının hızla planlanmasına bağlıdır. Dış mahallelerde yasa gereği imar planı yapma zorunluluğu halkı kente göçü zorlamaktadır. AK Parti hükümetince çıkartılan köy imar yasasıyla tavuk kümesi yapılması dahi yasaktır.

Öncesinde İl imar Müdürlüğü ve köy muhtarları vilayet yetkisine sahip yasal dayanağı mahalleye dönüşünce muhtarlık yetkileri elinden alınmış ve kırsalda taş üstüne taş koymak imar planıyla yasaklanmıştır. Yirmi yıllık süreç geride kalmasına rağmen mahallelerde dıştan merkeze doğru yerleşim imar düzenlenmesi kimsenin aklının ucundan geçmemiştir. Mahalleli kaçak köçek yaptığı kulübesine elektrik su alabilmek için muhtarı da sahte evrak düzenlemeye zorlamaktadır.

Yanlış köy ve kırsal mahalle politikası halkı zor durumda bırakmıştır. Coğrafi konumlara göre yerleşim merkezi alanları kırsaldan kente doğru el atılıp stratejik imar planları bir an önce yaptırtılmalıdır. Şehir merkezlerinde kentsel dönüşümün de getirdiği emsal aşımı otopark, içme suyu, güvenlik, yeşil alan sorunları katlamaktadır.

Köyden kente göç kent nüfusunda yığılma yaratırken işsizliği arttırmakta, üretim durmakta, halk elini ayağını topraktan çekmekte, sağlık sorunları yükselmekte; tarım, hayvancılık tükenmektedir. Günümüzde köyden kente ulaşım kolaylaşmıştır. Şehirde geçimini sağlayıp köyde gecelemek neşe kaynağıdır. Ancak kenar mahalle, köyler imara açılmadığından tarlasının başına ev yaptırılmamaktadır. Alpaslan Türkeş’in “9 Işık” ilkelerinden yararlanılmıştır. 2012 yılında yürürlüğe giren Bütünşehir Yasasıyla kurulan Büyükşehir’le birlikte köylü, mahalleliye evrimleşti. Efendiliği de kaybetti. Ve...