Koronavirüs ve Sosyal Güvenlik Sistemi

Bütün dünyayı ve ülkemizi tehdit eden Koronavirüse karşı sosyal güvenlik sistemimizde nasıl çözümler var. Tabi ki bu yazı mevcut mevzuatı içermekte, devletimizin alacağı yeni kararları içermemektedir. GEÇİCİ İŞ GÖRMEZLİK ÖDENEĞİ...

Bütün dünyayı ve ülkemizi tehdit eden Koronavirüse karşı sosyal güvenlik sistemimizde nasıl çözümler var. Tabi ki bu yazı mevcut mevzuatı içermekte, devletimizin alacağı yeni kararları içermemektedir.

GEÇİCİ İŞ GÖRMEZLİK ÖDENEĞİ
Neredeyse hepimizin hayatının belli bir döneminde karşılaştığı ve hatta kullandığı bir uygulamadır. Kabaca şu denklem dâhilindedir. Hekim teşhis koyar, kaç gün çalışılmaması gerektiğini belirler, sonrada SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) iş görmezlik ödeneği ile çalışılmayan dönemi kısmi olarak da olsa karşılar.
4a, 4b ve 4c’deki uygulamalar farklılık gösterebilmektedir. 
Tek hekim raporuyla 10 güne kadar (bu yazının yazıldığı sıralarda tek hekim rapor süresi 14 gün olarak güncellendi), hekim heyeti raporuyla da hastalığınız kadar rapor alabilir ve istirahatınızı gerçekleştirebilirsiniz.
Buradaki sorun doğurabilecek olan nokta; hekim heyeti raporunun çok uzun olması yani iş akdinizin feshi için uygulanması gereken süre ile altı haftalık bekleme süresinin toplamından uzun olması durumunda işveren tarafından iş akdinizin haklı nedenle feshinin gündeme gelebilecek olmasıdır. Bahsi geçen altı haftalık süre; kanun koyucu tarafından belirlenmiş olan uzun istirahat dönemi söz konusu olan çalışanlar için işverenin dikkate almak zorunda olduğu ihbar süresi harici bekleme süresidir.
Fikrimce, tehlikesini bütün insanlık olarak çok yakınımızda hissediyor olduğumuz bu dönemde hiçbir işveren bu kadar acımasız davranmaz. Yine de kanunun söylediği gerçeği göz ardı edemeyiz.

KISA ÇALIŞMA VE KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nda yer alan Ek 2. Madde der ki;
“Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir. 
Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işveren, kısa çalışma talebini, derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumuna, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Talebin uygunluğunun belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar, ilgili kurum ve kuruluşların da görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. 
Kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonundan kısa çalışma ödeneği ödenir. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir. 
Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı Kanunun 39’uncu maddesine göre 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür. 
Zorlayıcı sebeplerle kısa çalışma yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri 4857 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin (III) numaralı bendinde ve aynı Kanunun 40’ıncı maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar. 
Bu maddede yer alan kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir.”
Aslında kanun maddesi yeterince açık ve net. Fikrimce yapılması gereken tek şey Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca alınacak olan bir karar sonrası işverenlerce bu başvurunu yine Bakanlığın belirleyeceği öncelik sırasına göre yapılmasıdır. Böylece işverenler ve çalışanlar mağdur olmaz.
Maddenin,
“…Kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonu’ndan kısa çalışma ödeneği ödenir. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir…”  
kısmında yer alan şartlarını yerine getirmeyen çalışanların mağdur olmamasını sağlamak kaydıyla bu çözümün ortaya konulması gerektiği kanaatindeyim.
En nihayetinde dileğim; bunlara hiç gerek kalmaksızın koronavirüsün bir an önce mümkün olduğunca etkisizleştirilmesi ve hayatımızdan çıkıp gitmesidir.