Konkordato sürecinde imtiyazlı alacakların durumu

Son günlerde, gerek basılı gerekse görsel medyada çok sayıda işletmenin konkordatoya başvurduğunu okuyor veya duyuyoruz. Bilindiği üzere, konkordato, bir borçlunun yaptığı teklifin, söz konusu kanunda öngörülen nitelikli çoğunlukta alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili makamlarca tasdik edilmesi sonucu, belli bir zaman dilimi içerisindeki borçlarını teklif doğrultusunda ve kendisine uygun koşullar çerçevesinde ödemesini mümkün kılan bir hukuki imkân, düzenleme veya anlaşma olarak tanımlanmaktadır. Bu müessese sayesinde alacaklı ve borçlu, koşulları müzakere ederek bir anlaşmaya varabilmektedir ve bu anlaşma, yetkili mahkemece de tasdik edilebilmektedir.
İlgili mahkemenin konkordato geçici veya kesin mühlet kararı vermesi halinde, borçlu hakkında icra takip işlemleri yapılamamakta ve konkordato mühletinden önce başlamış olan icra takiplerine de devam edilememektedir. Fakat, kanun koyucu bazı alacakların korunmasını öngörmüştür. Bu alacaklar ise imtiyazlı alacaklardır.
İmtiyazlı alacaklar, adi alacaklara göre öncelikli ödenmesi gereken alacaklardır ve bu alacaklar, İcra İflas Kanunu'nun 206. maddesinde ve bazı özel kanunlarda düzenlenmiştir. Yani, adi alacakların aksine imtiyazlı alacaklar için konkordato sürecinde haciz yoluyla takip yapılabilecek ve başlamış takipler de devam edilebilecektir. Aynı zamanda bu alacaklar için yapılan takiplerde, borçlunun malları üzerinde de gerekli muhafaza tedbirlerinin alınması ve malların satışının yapılması mümkün olabilecektir.
Konkordato sürecinde öncelikli ödenmesi gereken veya konkordato hükümlerine tabi olmayan bu alacaklar nelerdir? Bu alacaklar, İcra İflas Kanunu’nun 206. maddesinde aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:
⦁ İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları alacakları. İşçinin iş ilişkisinden kaynaklanmayan alacağı imtiyazlı olmadığı gibi, işçinin 1 yıldan önce tahakkuk etmiş işçi alacağı da imtiyazlı olmayacak; adi alacak olarak nitelendirilecektir.
⦁ İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları.
⦁ İflâsın açılmasından önceki son 1 yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken Aile Hukuku’ndan doğan her türlü nafaka alacakları. 1 yıldan daha önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları, imtiyazlı alacaklar olarak kabul edilmemektedir. Örneğin, gerçek kişi tacir için boşanma davası devam ederken veya boşanma kararının verilmesiyle nafaka yükümlülüğü doğmuş ve bunların tamamı ya da bir kısmı ödenmemiş ise, son 1 yıl içinde tahakkuk etmiş nafaka alacakları imtiyazlı olacaktır.
Kanunda belirtilen 1 yıllık sürenin hesaplanmasında ise geçici mühlet kararının verildiği tarih dikkate alınacaktır. Yani, geçici mühlet kararının verilmesinden itibaren geriye dönük 1 yıl içinde tahakkuk etmiş olan nafaka alacakları, imtiyazlı alacaklar olarak dikkate alınacak; 1 yıldan önce doğmuş ve birikmiş olan nafaka alacakları ise imtiyazlı sayılmamaları nedeniyle takip yasağı kapsamında değerlendirilecek ve konkordato hükümlerine tabi olacaktır.