Komutanları kıyım değirmeni

Cumhuriyet kurulalı beri, Harp Okullarında, Harp Akademilerinde mezuniyet törenleri yapılır... AKP 2002'de iktidara geldikten sonra bu törenler devam etti... Cumhurbaşkanı ve Başbakan mezun olan subaylara diplomalarını, ödüllerini verdiler....

Cumhuriyet kurulalı beri, Harp Okullarında, Harp Akademilerinde mezuniyet törenleri yapılır... AKP 2002’de iktidara geldikten sonra bu törenler devam etti... Cumhurbaşkanı ve Başbakan mezun olan subaylara diplomalarını, ödüllerini verdiler.
Harp Okullarında, -yoklamada- “Mustafa Kemal”in adı okununca, öğrenciler hep bir ağızdan, “Burada... Aramızda...” diye yanıtlarlardı... Geçen yıl nedense bu olmadı!..
***
Bu yıl da, Harp Akademilerinde mezuniyet töreni yapıldı... Alelusul Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan orada hazır ve nazırdılar... Mezunlara diplomalarını ve ödüllerini verdiler... Ancak bu törende hazır bulunmaları mutad olan üst düzey komutanların çoğu ve Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı yoklardı... Onlar, Hasdal’da tutuklular!..
Geçen yıllarda Harp Akademilerinden mezun olan vc diplomalarını Gül’ün ve Erdoğan’ın elinden alanların bazıları da tutuklu!..
Bu yılki törende mezun subayların, diplomalarını, Cumhurbaşkanından, Başbakandan alırken, ne kadar mutlu oldukları, asık yüzlerinden okunuyordu!.. TSK’da görevlerine geldikten sonra önümüzdeki yıllarda onlardan çoğunun da yakıştırma iddialarla tutuklanmayacaklarını kim temin edebilir! Bu genç subaylarımızın, üstlerindeki komutanlar tutuklandıkları ve emekliye sevk edildikleri için, kendilerine “terfi yolları” açıldı diye mutlu olacaklarını hiç sanmıyorum!
***
Genç subaylarımız Harp Okullarının ve Harp Akademilerinin çok çetin sınavlarından geçerek başarıyla mezun oluyorlar ve sonra çoğu tutuklanıyor... Emekli ediliyor... Bir “subay kıyımı değirmeni” bu... “Mezun et; sonra tutukla”. Gelecekleri malum olduğuna göre, bari bu kadar okumasalardı! Galiba bu gidişle Harp Akademileri de, TSK gibi yedekte kalacak... Bundan sonra öğretim üyelerinin bazıları malum yazarlar olan Polis Akademileri mezuniyet törenleri öne çıkacak!.. AKP Hükümeti, PKK’yı dağlarda bitirmek iradesini gösteremedi. Çünkü eşkıyayı Kandil’deki ininden vurmak için ABD’den icazet bekledi... Alamadı!.. Acıdır, o işi şimdi İran PKK’yı bitirmek için yapıyor! Ama Hükümet kendi acz ve gafletinin, başarısızlığının suçunu TSK’ye yüklüyor... Silvan baskını konusundaki “ihmal iddiaları” bahane!..
***
PKK ile mücadelede ağırlık öncelikle polise, “Özel Harekât Timleri”ne, profesyonellere verilecekmiş; çünkü onlar bu konuda askerlerden daha yetenekli imişler!.. Bu suçlamaya cevabı herhalde Genelkurmay vermelidir...
Hatırlatalım: Özel Harekât Timleri, ABD’deki SWAT timleridir ve Amerika bu timleri iş operasyonlarında kullanır. Ama asıl maksat TSK’yi devre dışı bırakmak... Erdoğan’ın emir ve komutasında alternatif bir ordu, bir Nizâm-ı Cedid kurmaktır... Bunun bir örneği de Hitler’in düzenli orduya karşı kurduğu SS birlikleridir.
Bu yeni “açılım”ın kuvve-i harbiyesi çok tartışılacak... Asıl görevi iç asayişi korumak olan ve bir iç savaş vukuunda bu göreve tahsis edilmeleri gereken polisleri, gerçek Güneydoğu savaşında, asıl uzman ve yetenekli olması gereken TSK’den öne sürmenin sebebi ve mantığı nedir?! Özel Harekât Birliklerinin sayısını arttırmanın, en ağır silah ve gereçlerle teçhiz etmenin anlamı nedir?
Kısacası: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dediği gibi TSK’yi her sahada ve anlamda “saf harici” kılmaktır... Bahçeli diyor ki: “Bu, TSK’ye karşı yöneltilen haksız suçlamaları daha da derinleştirebilecek bir anlayıştır... Bu, terörle mücadelede mağlubiyeti kabul etmek ve suçlusunu da Türk Silahlı Kuvvetleri olarak ilan etmek demektir... Sayın Başbakan’ı bir kez daha uyarıyoruz: TSK ile beraber jandarma ve özel olarak da polis teşkilatı içerisinde terörle mücadelede uzmanlaşmış özel harekât kahramanları ile birlikte uyumlu bir çalışmayı ortaya koymak ve TSK’nin terörün kökünü kazımada kararlı davranışını siyasi iradeyle desteklemeleri yeterlidir. Silahlı Kuvvetlerin arkasında öyle bir irade durduğu takdirde çok kısa bir süre içerisinde Kandil’de TSK’nın terörün bütün unsurlarını toplayıp Türkiye’ye getireceğine inanıyoruz.”
Bu son hamle, öteden beri TSK’yi zaafa uğratmak için yapılmakta olanların son halkasıdır...Bu yılki YAŞ toplantısını bekleyin. İktidarın nice yeni “zaferlerine” tanık olacağız!..
***
Çinli siyaset ve strateji bilimcisi Sun Tzu: “Bir ülkeyi ele geçirmek, bir milleti yenmek için en iyi ve öncelikli yöntem ’silahlı adamlarını’ bertaraf etmektir.” diyor. Tarihte böyle olaylar, tek kurşun atmadan teslim olan ordular vardır. TSK’yi yedeğe almak, saf harici kılmak tabii sivil otoritenin görevi ve hakkı… Ne denir!.. Ancak burada bir soru: O “sivil otorite” ülkenin çıkarlarını korumakta gaflet gösteriyorsa ne yapmalı?.. Yakın tarihimizde aynı “ahvâl ve şerâitte” komutanlar üniformalarını, rütbelerini terk ederek, haklarındaki idam fermanlarına rağmen görev bildiklerini yapmışlardı...