Tarihi sanat ve kültür eserleri sadece yer aldığı ülkenin değil, tüm insanlığın ortak mirasıdır. İnsanların bunu koruyarak gelecek kuşaklara aktarması ise insanlığa karşı bir ödevidir. İlçemizdeki Tersane, Kızıl Kule ve Alanya Kalesi vs. birer tarihi sanat eserleridir. Bu eserler aynı zamanda ilçemiz içinde büyük önem arz etmektedir. Sahip çıkıp korumak hepimizin öncelikli görevidir. Alanya Kalesi 13.Yüzyıl Selçuklu eseri olup, taş işçiliğinin en güzel örneği ile günümüze kadar en iyi korunmuş Orta çağ kalelerinden birisidir.
Alanya Kalesi 1220 yılında Türkiye Selçuklu Sultanı Alaettin Keykubat (İki Denizin Sultanı) tarafından fethedilmiştir. Alanya kışın ılıman ikliminden dolayı “Kışlık Başkent” olarak yönetim alanında olduğu gibi askeri alanda da değerlendirilmiştir.
Alaettin Keykubat kaleyi fethedince öncelikli olarak harabe halinde olan kaleyi yeniden inşa etmiştir. Kalenin yer aldığı yarımadanın doğusunda Tersane (Liman) ve onun güvenliği için Kızıl Kule inşa edilmiştir. 1230 Yılında Alanya’ya ikinci defa gelen Venedikli tacir bakınız ne kadar ilginç bilgiler veriyor: İskenderun’dan şeker kamışı yüklü gemiyle Alaiye'ye (Alanya) doğru yola koyuldum. Selçuklu Sultanı Alaettin Keykubat zamanında Türklerle aramızda ticaret antlaşması yaptık (1220). On yıl önce geldiğim bu topraklarda bakalım neler değişmiş? Duyduğuma göre 7 yıl önce Alaiye’yi Türkler almış. Burası karlı işler yaptığım yarımadanın giriş kapısı. O da nesi? Kızıl bir kule görüyorum, parlıyor. Sordum, dört yıl kadar önce inşa edilmiş. Kule çevresine yağan yağmurların küçük kanalların sarnıca bağlanmasıyla da yörenin su ihtiyacını karşılıyormuş. Kule denize hakim. Anlaşılan Türkler, limanı sürekli gözetim altında tutmak istiyor. Eskiden kale de harap durumdaydı, düzeltmişler, askeri ve idari örgütlenmelerinin merkezi haline getirmişler.
Türkler gün ışığından en fazla yararlanacak yere yaptıkları tersaneyle Sinop’tan sonra ikinci deniz üssüne de kavuşmuş. Zaten Selçuklu Sultanı Alaettin Keykubat da “İki Denizin Sultanı” diye tanınıyor. Sultan kale yakınlarına bir şeker imalathanesi kurmuş, getirdiğim malları oraya bırakacağım. Daha sonra ülkemde satmak için Kayseri Yabanlu pazarından Ankara keçisi tiftiği, kuru kayısı, halı ve deri satın alacağım. Kırk gün süren panayırda başka ülkelerden tacirlerle de karşılaşacağım; çeşit çeşit kürkler, ipekli kumaşlar, almasam da en iyi cins Türkmen atlarını göreceğim. Selçuklu ülkesinde tacirler için sanki her şey düşünülmüş; pazarlar, kervansaraylar, malımızı güvence altına alan kanunlar… (Venedikli bir tacir, 1230)
Yukarıda Venedikli tacirin anlattıkları son derece ilginç. Alanya yüzyıllar önce önemli bir konuma sahip iken, bu önem günümüzde de önemini fazlası ile devam ettirmektedir. Yarımada da yer alan kalenin havası her mevsim ayrı bir güzellik arz etmektedir. Ayrıca kale gündüz ayrı, gece ise ayrı bir güzelliğe sahiptir. Kale içersindeki diğer yapılarla birlikte önemli bir sanat değeri taşımaktadır. Bu nedenle restore çalışmaları yapılmaktadır.
Alanya Kalesi 60 yıl (1950) önce restore edilmişti. Günümüzde ise iki yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayı ile “Kızıl Kule-Tophane Ekseni Projesi” kapsamında Alanya Belediyesi ve Alanya Müze Müdürlüğü işbirliği ile koordineli çalışmalar yapılmaktadır. Çalışmalar tamamen sonlandırılınca ortaya güzel bir tablo çıkacaktır.
Kazı yapılan alan geniş bir bölgedir. Kazı çalışmalarından elde edilen ve edilecek buluntular Alanya Müzesi’nde sergilenecektir. Kazı bölgesi yeniden restore edilmiştir. Kale burçlarında bitki temizliği yapılmıştır. Bitki temizliği 2011 yılı sonuna kadar tamamlanacaktır. Kazı çalışmaları ise devam etmektedir. Burçların bozulan yerleri ise yeniden yenilenmiştir. Proje kapsamında Tersane Gemi ve Denizcilik müzesine dönüşecektir.
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından “Dünya Kültür Mirası” geçici listesine alınan ve önümüzdeki yıl “Kalıcı Liste” ye alınması beklenen Alanya Kalesi’nde çalışmaların ilk etabı tamamlandı. Bu kapsamda Kızıl Kule önünden Alanya Tersanesi ve Tophane’ye kadar yürüyüş yolu oluşturuldu ve aydınlatıldı. Proje tamamen tamamlanınca bölge açıkhava müzesine dönüşecektir. Böylece dünya kültür mirasına çok önemli katkı sağlanmış olacak. Ayrıca bu vesile ile ilçemiz turizmine ve ülkemiz turizmine önemli katkı sağlanmış olacaktır. Zira burası her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir. Eminim bundan böyle ziyaretçi sayısı katlanarak artacaktır. Evrensel değer taşıyan bu çok önemli projeye katkı sağlayan herkese sonsuz teşekkürler.
NOT: Gazetemizin değerli köşe yazarlarından Sami Çaycoşar kardeşimizin maruz kaldığı dolandırıcılıktan duyduğum üzüntüyü belirtir; zatıalilerine geçmiş olsun diyerek en kısa sürede mağduriyetlerinin giderilmesini temenni ederim.