Kıyamet alametleri!

Ali Koç, Koç Holding'in yönetim kurulu üyesi. Ve Koç ailesinin varislerinden biri. G-20 toplantısındaki işadamları konferansına katılıyor. Bu konferansta bir konuşma yapıyor. Bakın ne diyor:

Ali Koç, Koç Holding'in yönetim kurulu üyesi.

Ve Koç ailesinin varislerinden biri.

G-20 toplantısındaki işadamları konferansına katılıyor.

Bu konferansta bir konuşma yapıyor.

Bakın ne diyor: "Kapitalizmden kurtulmak zorundayız."

Aynı toplantıdaki ilk konuşmacı sayın Cumhurbaşkanımız.

O da diyor ki "Zenginler fakirlerle paylaşın."

***

İkisi de çok ama çok haklılar.

Fakat bir tuhaflık yok mu bunda?

Biri başbakanlığında kapitalizmi uyguladı.

Ve onun devamı olan hükümet uygulamaya devam ediyor.

Diğeri ülkenin en kapitalist ailesinin ferdi.

Ve hatta yönetim kurulu üyesi.

Bütün bunlar kapitalist ülkeler toplantısında konuşuluyor.

Bir de diğer yanda liberal kapitalizme oy veren halk var.

Ve onların oylarıyla başkan ya da başbakan olanlar orada.

Yani kapitalistler sosyalizmi ve yoksul halkı savunuyor.

Yoksul halk zenginleri ve kapitalizmi.

Bence bunlar kıyamet alameti.

Sanırım dünyanın sonu yaklaşıyor.

***

Akrep dereye düşmüş, boğulmak üzereymiş.

Kurbağa yanına yaklaşmış, akrep kardeş demiş.

Beni sokmazsan seni kurtarırım.

Akrep, sokmam, korkma, beni kurtar diye yalvarmış.

Kurbağa akrebi sırtına almış, kıyıya yüzmüş.

Derenin sonlarına yaklaşırken akrep kurbağayı sokmuş.

Kurbağa, ne yaptın akrep kardeş, şimdi ikimiz de öleceğiz demiş.

Akrep, biliyorum ama duramam, bu benim karakterim diye cevaplamış.

***

Kapitalizm 1600'lü yıllarda keşfedilen bir akreptir.

400 yıldan fazladır yoksulların sırtında okyanusu geçiyor.

Yoksullar ise kurbağa misali sırtındakinin akrep olduğunu unutuyor.

Akrebin öldürmeyecek kadar onları soktuğundan habersizler.

Özellikle benim ülkemde halk o akrebi oylarıyla sırtına bindiriyor.

Oysa kapitalizm denilen akrebin sömürmek doğasında var.

Yoksulluk arttıkça kendinin güçleneceğini iyi biliyor.

Fakat en zehirli olanlar gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde.

Gelişmiş 3-5 ülke kendi yoksullarını koruyor.

Ama bunu gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler sayesinde yapıyor.

Çünkü küresel ekonomi yoluyla yoksulluğu onlara devrediyor.

Yoksulların milli değerlerini ve kaynaklarını çekip alıyor.

Bu sayede kendi yoksuluna sosyal yardımlarda bulunuyor.

Onun için emeklileri gelip lüks otellerde tatil yapabiliyor.

Çalışanı yüksek ücretler alarak insanca yaşayabiliyor.

En önemlisi de yoksul ülkelerden beyin göçünü alabiliyorlar.

Onlar sayesinde daha çok güçlenip, daha çok sömürebiliyorlar.

***

Ne Cumhurbaşkanının söylemini samimi buluyorum.

Ne de Ali Koç'un sözlerini.

Eğer sayın Cumhurbaşkanı samimi ise işverene seslenmez.

Hükümete talimat vererek sözlerine uygun yasalar çıkartır.

Yoksulları işverenlerin insafına bırakmaz.

Ali Koç söylemlerinde samimi ise işçilerini işyerlerine ortak yapar.

Büyük hisse yine kendisinde olsun önemli değil.

Hem işçiyi daha iyi motive eder, hem yoksulluk azalır.

Fakat her ikisi de bunları yapamazlar.

Çünkü ellerindeki gücü halka vermek istemezler.

Neden "EGEMENLİK KAYITSIZ VE ŞARTSIZ HALKIN" olsun ki?