Tunus, Libya ve Mısır liderleri gibi kolayca devrilmeyen Esat dişli çıkınca devreye başka senaryolar girdi. İftiracılar daha önce Irak’ta oynanan oyunu aynen Suriye’de sahneye koydular. Hatırlayın “ Irak’ta kimyasal silahlar var” diyerek Irak’ a müdahale ettiler, neticede Irak’ta böyle silahların olmadığı anlaşıldı. Şimdi aynı oyun Suriye’de tezgahlanıyor gördüğünüz gibi.
Esat üstün durumda ve galibiyete yaklaşmışken her nedense kimyasal silah kullanıvermiş! Hem de Birleşmiş Milletler heyeti Suriye’ de iken. Bunlar kabul edilemez ve asla inandırıcılığı olmayan durumlardır. Bu kimyasal saldırıları yapanların Suriye rejimi değil Hıristiyan Batılı Haçlıların ve Siyonistlerin desteklediği çapulcuların yaptığı ayan beyan ortadadır. Amaç ise efendilerinin Suriye’ye müdahalesinin gerekçelerini hazırlamaktır. Böylelikle “Büyük İsrail’in” önündeki önemli engellerden birisinin ortadan kaldırılmasını sağlamaktır.
Obama konuşuyor, sanki Irak’ta 1 milyon Müslüman’ı şehit edip, yüz binlerce Müslüman kadının ırzına geçen, milyonlarca Müslüman yavruyu yetim bırakan onlar değilmiş gibi. Suriye konusunda ahkam kesenler acaba o zaman niye susuyorlardı? Susmadan da öte başarıları için duacı olduklarını da alenen söylemişlerdi. İnsan ister istemez soruyor acaba bu çelişki nedendir diye. Bakınız Suriye konusunda hem fikir olduklarınız Mısır konusunda sizleri yapayalnız bırakıverdiler. Biz kaybetmeye abone olmuşuz. Esat gitse de kalsa da kaybedecek olan biziz, Suriye politikamız başından beri yanlıştır. Beyzbol sopasıyla dış politika tayin edilmez. Eğer edilirse sonu hüsran olur.
Obama konuşuyor, sanki Vietnam’da portakal gazını kullanan, yüz binlerce sivili öldürüp, milyonlarcasını sakat bırakan ABD değilmiş gibi. Obama konuşuyor, Sanki Japonya’ya atom bombası atan ABD değilmiş gibi. Başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail ve diğerleri insanlığa karşı suç işlemişlerdir. Bu ülke yöneticilerinin hepsinin elleri daima insanların kanları ile kirlidir. Hiç konuşmaması hatta çıkıp dünyadan özür dilemesi gerekenler görüyorsunuz bir de konuşuyorlar.
Bugün komşularımızla sorunlar yaşıyoruz, hem de devletimiz kurulalı beri bu kadar çok, devasa ve hiç olmadığı kadar. Yunanistan ve Ermenistan hariç eğer bir komşumuzla sorun yaşıyorsak, biliniz ki, üzülerek ifade ediyorum yüzde yüz bizden kaynaklanmaktadır. “Sıfır sorun” derken geldiğimiz noktaya bakınız, ne kadar acı değil mi ? O nedenle kahrolsun “Değerli yalnızlık”, yaşasın itibarlı ve kişilikli dış politika diyorum.