Kılıçdaroğlu ve Bahçeli hep gaza değil frene bastılar

BUNLAR aslında eskilerin deyimi ile siyasi hayatımızda eşi ve benzeri görülmeyen 'Bir çift güvercin” misalidir. İyi insan olabilirler, o tamamen ayrı bir konudur. Hep dillendirildiği gibi aslında iktidar gibi onların da 'Proje”...

BUNLAR

aslında eskilerin deyimi ile siyasi hayatımızda eşi ve benzeri görülmeyen “Bir çift güvercin” misalidir. İyi insan olabilirler, o tamamen ayrı bir konudur. Hep dillendirildiği gibi aslında iktidar gibi onların da “Proje” ürünü olduğu söylendi. İcraatlarına bakınca insan “Acaba gerçekten doğru mu?” diyor.

Gerçekten konu başlığında da belirttiğim gibi hem Bahçeli, hem de Kılıçdaroğlu gaza basmak yerine hep frene bastılar. Atmaları gereken doğru adımları ellerinin tersi ile ittiler. Adeta bir yerlerden talimat alıp korkmuşçasına. Hem kendilerinin hem de çoğu yanlış isimlerden oluşan etraflarındaki şürekalarının bağırmaları sanırım formalite gereği olsa gerek. Zira insana söyletiyorlar dostlarım.

Bu seçimlerde CHP ve MHP’yi oldukları yerden rahatlıkla çok daha yukarıya taşıyacak projeler iki Genel Başkana da sunuldu ama zihniyet “Varsın küçük olsun yeter ki benim olsun” zihniyeti hakim olduğu için kabul görmedi. Esasen gerçekten ikisinin de partilerini iktidar yapmak gibi bir amaçları yoktur.

7 Haziran öncesi her şey gayet yolunda gidiyordu. MHP seçimlerde 8 parti ile görüşüyordu. Her şey de tamam gibiydi. Seçimlerde işbirliği yapılması neredeyse kesindi. Tam listelerin verilmesine 2 gün vardı. Bay Bahçeli açıklama yaptı “İttifaklara kapalıyız, aday olmak isteyen gelsin bize katılsın” dedi. Acaba aday olmak isteyenler katılsa gerçekten aday gösterilir miydi? Görüldüğü gibi konu sadece aldatmacadan ibarettir. Sanırım yine bir yerlerden esrarengiz telefonlar gelmişti, geri adım atılmasının başka bir izahı olamaz.

Eğer gerçekten MHP adı geçen partilerle seçim işbirliği yapsaydı, listelerinde toplumda karşılığı olan isimlere yer verseydi, iyi bir program ile halka gitseydi iyi bir rüzgar yakalanarak en az yüzde 20 hatta 25 üzeri bir oya rahatlıkla ulaşırdı. Hadi 7 Haziran’da yapmadınız, niye 1 Kasım’da hayata geçirmediniz? Yoksa esrarengiz telefonlar peş peşe devam mı etti?

1 Kasım’da MHP çok az oy oranları ile 15 civarında milletvekili kaybetti. (Bunlardan 7-8 tanesinin kurnazlık yapılarak bir nevi çalındığı da söyleniyor. İtirazlar yapıldı) Oysa bu seçimlerde sadece BBP 264 bin oy aldı. Diğerlerini bırakın eğer bu seçimlerde sadece BBP ile işbirliği yapılsa idi AKP’ye giden milliyetçi, muhafazakar oyların en az 1 milyonu MHP’de kalırdı. İlimiz Antalya’da MHP 531 oyla milletvekilliği kaybetti. BBP’nin aldığı oy mu? 6 bin 300. Eskişehir’de MHP 1000 oyla milletvekilliği kaybetti, BBP’nin oyu ise yaklaşık 5 bin 500 civarında. Durum; Trabzon, Ankara, İstanbul, İzmir vs. gibi illerde de hep aynı. Bu duruma kim yanmaz, kim üzülmez, kimin içi cız etmez. Hele böyle “Başkanlık ve yeni Anayasa aldatmacası” ile ABD, AB, PKK ve İmralı canisine verilen sözlerin yerine getirilmesinde 1 milletvekilliğinin MHP’den koparılmasına. Bu “Başkanlık ve yeni Anayasa” söylemlerinin altında yatan asıl niyet bu ülkenin tatlı sözlerle süslenip, allanıp, pullanıp bölünmesinin taşlarını döşemektir. İşin aslı budur.

İnanınız MHP’nin az oylarla kaybettiği 15 civarındaki Milletvekilliğini sadece BBP’nin oyları ile alıyorsunuz. Hatta sadece 1 Kasım’da MHP-BBP işbirliğini yapsanız, MHP’nin 7 Haziran’a göre bir kaybı olmayacak, olsa da çok az olacak. AKP ise ancak iktidar olabilecek. Mutlu musun ey Bahçeli? Sizin asli göreviniz MHP’nin önüne set çekip, engel olup, Ülkücülerin iktidara gelmesini engellemek mi? MHP sizin babanızın malı mı, yoksa zimmetinize mi geçirdiniz? Öyle yağma yok, düşün artık MHP’nin yakasından. Oyun bitti artık Bahçeli, bari adam gibi gidiniz. Bırakın artık Erdoğan ve AKP’yi memnun etmeyi. Memnun edeceğiniz onlar değil Ülkücüler dolayısı ile necip Türk Milleti’dir.

Eğer doğru adımları bunca yıldır atsaydınız MHP’nin seçimlerde bugüne kadar birinci parti olması işten bile değildi. Ama yapmadığınız gibi yapmaya da hiç niyetiniz olmadı. Bunca seçime genel başkan olarak girdiniz, ortada başarı olmadığı gibi gerileme var. Acaba MHP’nin başında kaldığınız sürece MHP’nin bırakın tek başına iktidar olmayı, yüzde 15’lere taşıyabileceğinize inanıyor musunuz? Kaldı ki MHP’ye oy veren pek çok kişi size ve ekibinize güvenmediği halde “Bari partim barajı aşsın” düşüncesi ile oy vermektedir.

Lütfen daha fazla gülünç ötesi durumlara düşmeden Genel Başkanlığı daha iyi yapacak ve layık olan bir partiliye, öncülüğünü yapacağınız bir kongre ile görevi devrediniz. İşin doğrusu da buradadır zaten.

Yukarıda anlatılanların aynısı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için de geçerlidir. Asıl yani gerçek CHP’nin bu CHP’den kurtulması gerekir. Önümüzdeki yazılarımızda CHP’yi de ele alacağız. Sevgili okuyucular şerden hayır çıkaracağız. AKP’nin bu sayıya ulaşmasına, CHP ve MHP’nin bu durumuna üzülen veya morali bozulanlara hep bunu söyledim, ikna olarak bana “Haklısın” dediler. AKP’den kurtulmak için öncelikli temel şart CHP’nin Kılıçdaroğlu’ndan, MHP’nin de Bahçeli’den, şürekaları ile birlikte kurtulması gerekir. Bu yapıldığı takdirde sürekli her şeyden U dönüşü yapıp “Aldatılan” ve “Kandırılan”lardan kurtulmak çok kolay olacaktır. İddia edildiği gibi iktidarı dizayn edenler aslında muhalefeti de dizayn etmiş. Şekil A’da görüldüğü gibi.