Kıdem sahibi ve adalet (2)

ÖNCEKİ haftalarda, ilçe başkanlarımızdan Mevlüt Güven'in siyasal yaşamına bir giriş yapmıştık. Sonrasında, malumunuz hepimizi ilgilendiren bir gündem değişikliği yaşadık: 'Adalet Yürüyüşü.” Son günlerde, yakın siyasal...

ÖNCEKİ

haftalarda, ilçe başkanlarımızdan Mevlüt Güven’in siyasal yaşamına bir giriş yapmıştık.

Sonrasında, malumunuz hepimizi ilgilendiren bir gündem değişikliği yaşadık: “Adalet Yürüyüşü.”
Son günlerde, yakın siyasal tarihimizin en önemli olaylarının yaşanacağı günlerden birlikte geçiyoruz.
Salt CHP’li bir milletvekilinin içeri alınması değil, toplumu rahatsız eden tüm adaletsizlikler için yapılan bu yürüyüş, halkımız nezdinde de büyük takdir topluyor.
Halkımız, gelir adaletinin olmadığını, zenginin daha zengin, fakirin ise daha fakir olduğunu çok iyi biliyor.
Turizmin, tarımın, istikrarın, kalkınmanın ve varlık içinde yaşamanın adalete bağlı olduğunu, adaletin paha biçilemez olduğunu biliyor.
Siyasi iktidar her değiştiğinde siyasi iklimin de değiştiğini, sürekli olarak gerçekleri yazan basın mensuplarının ve muhaliflerin tutuklu olduğunu da biliyor.
Ve bunun için bu yürüyüşe büyük bir saygı ile bakılıyor.
***
Bu konunun Mevlüt Güven ile ilgisini merak etmiş olabilirsiniz.
Şöyle başlayalım: Bu, Türkiye’deki ilk yürüyüş değildi, son yürüyüş de olmayacak.
Bundan önceleri, özellikle 68 kuşağı olarak bilinen dönemde, yürüyüş ve toplantılar toplumun eksiklerini göstermek ve bunları giderebilmek için en önemli araçlardandı.
Bunun için Samsun’dan Ankara’ya yürüyen, Deniz Gezmiş’in de içinde olduğu “Tam Bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal Yürüyüşü” bugün de halen hatırlanır.
Yine, 1991 yılında Zonguldak’ta başlayan “Büyük Madenci Yürüyüşü” de hatırlanan etkili yürüyüşler arasındadır.
Bu yürüyüşlerin özelliğinin tamamı barışçıl ve toplumun önemli sorunlarına dikkat çeken, az ya da çok memlekete fayda sağlayan, daha iyi hayat koşullarında yaşamamızı sağlayan eylemler olmasıdır.
İşte bu yürüyüşlerden birinde genç Mevlüt Güven de bulunuyordu.
O zamanlar öğrenci olan Güven, öğrenci sorunlarına ilişkin farkındalık yürüyüşüne katılmıştı.
İstanbul’dan Ankara’ya doğru giden bu yürüyüşe, okuduğu Eskişehir’den eşlik edecekti.
Bugünkü yürünen güzergahın tersi yürünüyordu.
Ya da belki bugün o yürüyüşlerin iade-i ziyaretinin yapıldığını da söylemek mümkün.
Aynı Mevlüt Güven, geçen günlerde Alanya’da yapılan Adalet Yürüyüşü'nde de vardı, büyük ihtimalle 9 Temmuz Büyük İstanbul Buluşması’nda da olacak.
Tıpkı bu yürüyüşün faydasına inanan tüm Cumhuriyet Halk Partisi mensupları gibi.
Çünkü; hiçbir çıkar gözetmeden, yalnızca memleketin bir sorununa çare olabilmek için yapılan tüm bu eylemler kesin bir inanmışlık gerektirir.
Her ne olursa olsun, ülkemizin bugün geldiği nokta, elinde tuttuğu itibarı işte bu eylemler sayesindedir.
***
Tabi eylemciler için eylemlerin her zaman ferah bir ortamda geçtiği söylenemez.
Bir sporcunun yaşayabileceği her türlü sakatlığa açık, tüm doğa koşullarını test edeceğiniz bir ortamda bulunursunuz.
Ve bir soruna parmak bastığınız için büyük ihtimal mevcut iktidar tarafından da sevilmezsiniz.
Ve böyle durumlarda iktidar kendi adaletini uygular.
Bir örneğini Mevlüt Güven’den dinleyelim: “Öğrenci hareketlerinin yoğun olduğu dönemdi. O dönem Eskişehir’de vali aynı zamanda bizim hocamız da oluyordu. Bizleri tanırdı. Bir gün olaylar sırasında öğrencileri toplamışlardı. Biz de vardık. O günün adaletine göre saçlarımızın 3 numaraya vurulması kararlaştırılmıştı.”
Karara uyulmuş, saçlar kesilmişti. Üstelik, yalnızca tam ortadan tek bir sıra halinde saçları kesilen öğrenciler, mecburen kalan kısımların da aynı hizaya gelmesi için berberlerin yolunu tutmuştu.
***
Bu notları paylaşarak bu haftayı şu şekilde bağlayalım:
"Adalet, belki de sahip olduğumuz her şeyin başıdır. Adaleti sağlamak ise büyük bir bilgi ve hoşgörü gerektirir. Kimse adaleti tek başına sağlayacak kadar bilge olamaz. O halde bu iş siyasetle ilgilensin veya ilgilenmesin hepimize düşen bir görevdir."
Haftaya, 3 numaraya vurulmuş saçları yeniden uzamış, artık Alanya’ya yerleşecek olan Mevlüt Güven hakkında konuşmak üzere veda ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.