Kıdem sahibi (3)

BUNDAN önceki haftalarda, önceki ilçe başkanlarımızdan Mevlüt Güven'in gençlik yıllarında, başta öğrencilik hayatı olmak üzere siyasi çalışmalarından konuşmuştuk. Her başarılı ve uzun ömürlü politikacı gibi, ilk deneyimlerini...

BUNDAN

önceki haftalarda, önceki ilçe başkanlarımızdan Mevlüt Güven’in gençlik yıllarında, başta öğrencilik hayatı olmak üzere siyasi çalışmalarından konuşmuştuk.

Her başarılı ve uzun ömürlü politikacı gibi, ilk deneyimlerini ve ilk derslerini gençlik yıllarında çıkarmıştı.
Bir meslek sahibi olarak Alanya’ya döndüğünde ise arzuladığı politikayı yapmaya hazırdı.
Ancak bir sorun olacaktı.
Alanya’ya üye kaydı gelmemişti.
***
Günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle artık üye kayıtları gibi her türlü kayıt, hem partilerin ilgili tüm birimlerinde hem de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tutulmaktadır.
Üyelik yaptırmak, sildirmek veya başka bir yere nakletmek istediğiniz zaman da bu isteğiniz kolaylıkla yerine gelmektedir.
Ancak 1970’lerin başında evrak işleri de o derece hızlı yürümüyordu.
1971’de kongre süreci yaklaşırken, Mevlüt Güven kaydını aldırmak istedi.
Nedeni tam olarak bilinmez, ancak kaydı Alanya’ya alma işlemi bir türlü gerçekleşmedi.
Bu da Raif Karagöz ile Mevlüt Güven arasındaki ilk doğrudan teması sağlayacaktı.
O dönem iki adaylı girilen kongrede oy hakkı olmamasına rağmen Mevlüt Güven, mevcut ilçe başkanı Hüseyin Şenli’yi değil, Raif Karagöz’ü destekleyecekti.
O zamanlar elbette bilemezlerdi, ancak Cumhuriyet Halk Partisi’nin Alanya örgütünü uzun yıllar idare edecek, yön verip politikaları konuşacak yeni bir ekibin görev sırası gelmişti.
***
Aktif siyaset yaşamına devam eden Güven’in ismi 80’lerde daha çok duyulmaya başlanacaktı.
80 askeri darbesinden sonra, kurucu meclisin kurulması aşamasında, her ilden aday olmak isteyenler özgeçmişini veriyor, il bünyesinde kurulacak olan komisyonlar ise 3 kişiyi Ankara’ya gönderiyordu.
3 kişiden biri Mevlüt Güven'di.
Ancak liste üzerinde dönemin Cumhurbaşkanı olacak Kenan Evren’in veto hakkı vardı.
Güven veto edildi, bunun üzerine yeni kurulacak parti için çalışmalara katıldı.
Malum, o dönem açık bulunan partilerin hepsi kapatılmış, malvarlıklarının tamamına el konulmuştu.
CHP de bu partilerden biriydi.
Yerine SODEP isminde parti kurulması kararlaştırılmış, Antalya İl Başkanlığı görevine Mustafa Sözen getirilmişti.
Sıra Alanya’daki örgütlenmeye gelmişti.
Zor dönemde pek çok yükü sırtlayacak bir yapıya ihtiyaç olacaktı.
İl başkanı Sözen ile Mevlüt Güven arasında bir dizi görüşmeler yapıldı.
Birçok isim hakkında konuşuldu, soruşturuldu.
Üzerinde uzlaşılan isim de Tuncer Temiz olacaktı.
Zor günlerde bir dönem görevi üstlenen Temiz’in ardından görevi Oğuz Nazifoğlu devralacak, o da kısa bir süre sonra bırakacağından dolayı Mevlüt Güven göreve devam edecekti.
Üyeleri sıfırlanmış, malvarlığı kalmamış partinin o dönemki "Belediye Başkan Adayı" ise Raif Karagöz olacaktı.
O dönemin yerel seçimlerini Güven şöyle anlatıyor: “Raif ağabeyi belediye başkan adaylığına ikna ettik. İyi bir çalışma gerçekleştirmiştik. 72 ev toplantısı yaptık. Birebir çalıştık. Çok kaliteli meclis üyesi listemiz vardı. (Mevlüt Güven de 7. sıradan adaydı.) Az bir oy farkıyla kaybetmiştik, Tepe ve Sugözü Mahallesi'nde çıkan sonuçlar bize kaybettirmişti.”
***
Tüm bunlardan görüleceği üzere 80 sonrası siyasi yaşantısını hızlandıran Güven, ülkenin içinde bulunduğu siyasal zorluklarla ayrıca mücadele etmek zorunda kalmıştı.
Başka koşullarda daha farklı yerlerde olabilir miydi, ne yazık ki bunu bilme imkanımız da olmayacak.
Ancak kesin olan bir şey var ki, ülkenin ilerlemesi, normalleşmesi, bütünüyle o dönem görev alan, elini taşın altına koyan değerli büyüklerimiz sayesinde olmuştur.
Az veya çok, hepsine teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum.
Önümüzdeki haftalarda, belediye seçimlerine meclis üyesi adayı olarak giren Mevlüt Güven’in başarılı olup olamadığını ve olgunluk dönemi siyasi çalışmalarından bahsetmek üzere bu haftalık veda ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.