CUMHURİYET
Halk Partisi (CHP) Alanya İlçe Örgütü denildiği zaman akla gelen isimlerden birisi olmuştur Mevlüt Güven.
Örgütte geçirmiş olduğu vaktin uzunluğu dışında, aktif siyasette kesintisiz ilçe başkanlığı görevinde de uzun süre yer alması, onu CHP ile özdeşleşen birisi yapmıştır.
Bu da doğal olarak köşemizde tüm bu detayları veremeyeceğimiz anlamına geliyor.
Detayları kitabımıza saklayarak, CHP'nin Alanya tarihi için önemli köşe taşlarından birisi olan Mevlüt Güven’in tarzını köşemize taşımak istiyoruz.
Eminiz ki gelecek için de önemli veriler bulabileceğimiz, temel politika gerekleri konusunda fikir sahibi olabileceğimiz bir hikayeyi dinlemiş olacağız.
***
Mevlüt Güven’in bugüne kadar elde ettiği kıdem ve tecrübe, tıpkı Raif Karagöz’de olduğu gibi genç yaşlarındaki çalışmalarında temellenmişti.
Aralarında 5-6 yaş fark olan Mevlüt Güven, siyasi nezakete önem veren birisi olarak, Karagöz’e "Ağabey" diye hitap etmesine karşın, siyasi yaşamlarında aynı dönemin, aynı kuşağın siyasetçileri olarak bilinmektedirler.
Uzun süreli rekabete karşın Mevlüt Güven ile Raif Karagöz hiçbir ilçe başkanlığı seçiminde rakip olarak karşı karşıya gelmemişlerdir.
Daha çok milletvekili adaylıklarında Alanya’dan ayrı ayrı aday olarak yarışa katılan ikili, genel olarak o dönemin şartlarında partinin eksiklerini tamamlamak ve darbelerden aldığı hasarı en aza indirmek için çalışma yürütmek zorundaydı.
O zaman izninizle en başa dönelim, Güven'in siyasete giriş ve ısınma dönemine bir göz atalım.
***
Her uzun ömürlü ve iz bırakan siyasetçi gibi Mevlüt Güven de siyasi hayatına gençlik kolları çalışmaları ile başlamıştı.
Tarihini günü dahil hatırlaması, CHP’ye vermiş olduğu önem bakımından da oldukça önemlidir: “20 Haziran 1963’te, 19 yaşımda, liseyi bitirdiğimin sonraki günü partiye kaydolmuştum.”
Partiye kayıtlı olarak gördüğü ilk seçimler 1964 seçimleri olsa da, onun için ilk önemli deneyim 1968 seçimleri olacaktı.
1967 yılında okumak için Eskişehir’e gidecek, 1971 yılına kadar orada kalacaktı. Orada Gençlik Kolları Başkan Yardımcılığı, Gençlik Kolları Kurultay Delegeliği ve Demiryolu Sendikası'nın yönetimi de dahil olmak üzere çeşitli yerlerde görev alacaktı.
***
Eskişehir’de siyaset, tüm ülkede olduğu kadar zordu.
Sonuçta o günün moda deyimiyle Mevlüt Güven de bir “Komünist”ti.
Eskişehir’in merkez köylerinin birinde durdurularak dayak yediği zaman ilk tecrübelerini edinmiş olacaktı.
Ancak, bu durumdan çekinmemesi, çalışmaya devam etmesi, onun yönünden bir fayda ve daha önemli kazanımlar sağlayacaktı.
Örneğin, dayak yediği köyde onları ağırlayan muhtar, akşam evine götürecek ve onlara şunu diyecekti: “Atam ve ben CHP’liyim. Ancak 1946 seçimlerinde açık oy kullanımından sonra AP’li oldum.”
Belli ki kırsalda yine zorlu çalışmalar ve ikna edilmesi gereken insanlar onları bekliyordu.
***
Farklı bir strateji denenecekti.
O dönem Adalet Partisi’nden aday olan Orhan Oğuz, aynı zamanda Eskişehir Akademi Kurulu Başkanlığı'nı yürütüyordu.
İleride Milli Eğitim Bakanı da olacak olan Oğuz, o dönem Eskişehir Üniversitesi'nin kurucularından sayılmaktadır.
Mevlüt Güven ve gençlik, partiler farklı olsa da, hocanın peşine takılacaklar, onun gittiği yerlerde kendileri de kalabalığa konuşma imkanı bulacaklardı.
Bir nevi kalkan görevi görecekti Orhan Hoca.
O dönemde yapılan çalışmalara oranla iyi bir sonuç elde edilecekti.
Daha önce 1 milletvekili çıkarmış olan CHP bu kez 5 vekilin 3’ünü almayı başarmıştı.
***
Mevlüt Güven’in öğrencilik dönemi de böylece sona erecekti. O dönem Genel Sekreter olan Ecevit’i de mitingde görmüş, gerekli tecrübeleri edinmişti.
Alanya’ya geldiğinde önünde uzun bir politika dönemi olacaktı.
Bu dönem hakkında konuşmayı haftaya bırakarak hepinize saygılar sunuyorum.
(DEVAM EDECEK)