KIBRIS
adası Türkiye için vazgeçilmez öneme sahiptir. Ancak Kıbrıslı Rumların ve Yunanistan’ın asıl hedefi Kıbrıs adasını tıpkı Girit veya Rodos adası gibi Yunanistan’a bağlamaktır. Bunlar asla ve kata bu hedeflerinden vazgeçmediler ve vazgeçmezler de. Bu ideallerini gerçekleştirmek için her yol onlar için mubahtır. Onun için Rum ve Yunan’da oyun ve yalan bitmez.
Rum-Yunan ikilisinin yüzsüzlükleri ve entrikaları sınırsızdır. Zira onların genlerinde entrika ve yüzsüzlük vardır. Kıbrıs’taki isteklerini karşılamak Kıbrıs Türklerine ve Türkiye’ye yapılacak en büyük kötülüktür. Yatıp, kalkıp Türkiye’nin garantörlüğünün kalkması ve adadan Türk askerinin çekilmesini niye istiyorlar acaba dersiniz? Bunları elde ederse adanın Girit olması kaçınılmaz. Talep ettikleri topraklar ve diğer talepleri adanın gelecekte bir Yunan adası olmasını sağlamak içindir.
Kıbrıs müzakerelerinde güçlü taraf biz olmalıyız. Zira 1974 Barış Harekatı ile aslında Rum ve Yunan ikilisinin yıllar süren saldırıları son bulmuş, ada bir huzur adası haline gelmiştir. Onun için Kıbrıs konusunda eli güçlü olan biziz. Unutmayalım Kıbrıs tarihin hiç bir döneminde Yunanistan’a ait olmamıştır. Çok küçük lütuflar ile Rum ve Yunan ikilisi ile anlaşma sağlanmalı, aksi takdirde derhal masadan kalkılmalıdır. O zaman bakınız nasıl kuzu gibi razı olacaklardır. Çünkü Kıbrıs meselesi 1974 yılında çözülmüştür.
Eğer masadan Rum ve Yunan ikilisinin istekleri karşılanarak kalkılırsa asla telafisi mümkün olmayan facialarla karşılaşırız. Her yönü ile Rumların lehine olan “Annan Planı” dahi onları memnun etmedi, oylamada “Ret” oyu verdiler.
Kurtuluş Savaşından bu yana Türk-İslam dünyasının kazandığı tek zafer, yüz akımız 1974 Kıbrıs Barış Harekatıdır. Onun için lütfen ferasetimizi koruyalım, bir hata yapmayalım. Zira yapılacak hatanın asla telafisi mümkün değildir.
OK 1