Merhaba sevgili engelliler ve engelli dostları, bu hafta kendime yaptığım haksızlıklara değinerek herkesinde böyle hissettiği zamanların olduğu kanaatindeyim.
Ben, hayatım boyunca hep vicdanımın arkasından yürüdüm, beklentilerimi arkada bıraktım. Kimseden bir şey beklemedim, çünkü doğrusu bu sanıyordum. Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı içimde sakladım, sustum bastırdım, olsun dedim insanlık bende kalsın. Verdim, hep verdim karşılığını alıp alamadığıma bakmadan. Aslında güçlü olmak değildi istediğim, ama olmak zorundaydım ve oldum.
Kendimi hep erteledim. Kimsenin beni anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri, bana verilmiş kutsal bir görev olarak gördüm. Herkesi mutlu etmek zorundayım zannettim. Benimde mutlu olmam gerektiğini unutmuşum. Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki vicdanım rahat etmeliydi. Birilerinin de bana karşı görevleri olduğunu hiçe saymışım oysa.
Ne yazık ki; Karşımdakilerin eksiklerini tamamlamaya çalışırken, onların hatalarını görmeye vaktim kalmamış sanki. Beni üzmelerine bakmadan, karşılığında ne aldığıma ne hissettiğime aldırış etmeden, hep verdim.
Kendimi nasılda unutmuşum, unutturmuşlar aslında. Paramparça olmuş kalbime, doğruları söylemeye çalışan beynime, mutsuz yüzüme...
Hep sus dedim, sen sus. Kendime haksızlık ettim, kimseye etmediğim kadar.
Şimdi senden özür diliyorum kalbim, seni bu kadar hiçe saydığım için, insanların seni bu kadar üzmelerine müsaade ettiğim için, seni hiç bir zaman dinlemediğim için, üzerine bu kadar sorumluluk yüklediğim için, hakkın olan bütün duyguları sana yaşatamadığım için...
Şimdi tekrar söylüyorum. Bundan sonra söz veriyorum seni asla kimsenin üzmesine, izin vermeyeceğim. Kendimden özür diliyorum haftaya buluşmak üzere sağlıcakla kalın…