Alanya Belediyesi’nin önceki dönem Belediye Başkan Yardımcılarından Kemal Dere’yle çok yakın dostluğumuz vardı.
Çok sık görüşürdük.
Alanya için büyük hayalleri ve emelleri vardı.
Bu saatten sonra Sayın Dere’yi anlatmama gerek var mı, bilmiyorum...
Sayın Dere, nevi şahsına münhasır bir yönetici, mükemmel bir Alanya sevdalısıydı.
Alanya ile yatar, Alanya ile kalkardı
Alanya’ya vermek istediği daha çok şey vardı ama onları gerçekleştirmeye görev süresi yetmedi.
… …
Güzel insandı Kemal Dere…
Hayallerinin büyük bölümü, ortak hayallerimiz, ortak düşüncelerimizdi.
Bir araya geldiğimiz zaman söyleşilerimizin ağırlığını hep Alanya ile ilgili düşüncelerimiz ve ortak hayallerimiz teşkil ederdi.
Ne zaman ziyaret amaçlı odasına gitsem, projeler ortaya yayılır, o projeler üzerinde konuşurduk.
Alanya için düşündüklerini, Alanya için hayallerini, Alanya’nın sorunlarını, bu sorunlara getirdikleri çözümleri, yaptıklarını, yapamadıklarını, anlatırken; adeta kendinden geçerdi.
Kitabında, “olmaz, yapamam, yapamayız, beceremeyiz...” diye bir şey yazmayan bir insandı.
O ruhu yakından tanır, yakından bilirdim; çünkü yıllarca ben de aynı ruhu taşımıştım. O nedenle çok iyi anlaşırdık.
Aslında tüm kurumların, tüm belediyelerin bu ruhu taşıyan personele ihtiyacı var.
Ülke olarak en çok yokluğunu hissettiğimiz husus, bu işte...
Kurumlarımızda çalışan personelin büyük bölümü hımbıl, büyük bölümü miskin...
Büyük bölümü, “bugün git, yarın gel”ci...
Muhteremler sağ yanından, sol yanına dönene kadar, devran bir tur dönüyor...
Bugünün Türkiye’sinde, “Hazret-i mevzuattan” dem vurup, “olmaz” demek, “bu iş bizi aşar, biz bunu yapamayız...” deyip, kestirip atmak, en kolaycı yol...
Önemli olan, hazret-i mevzuata rağmen iş yapabilmek ve iş üretebilmek... Önemli olan; “olmazları”, “olur” kılabilmek...
Önemli olan yoktan var edebilmek...
Önemli olan hayal edebilmek ve bu hayalleri gerçekleştirebilmek...
Önemli olan geride yadsınamayacak eserler bırakabilmek...
Kemal Dere, bu özellikleri taşıyan biriydi...
Yapabildiklerini anlatırken mutlu, yapamadıklarını anlatırken mutsuz, ama azimliydi... “Bugün için yapamadık ama yarın mutlaka yapacağız...” derken de inançlı...
Özüyle, sözüyle dürüst bir insandı Kemal Dere.
* * *
Ne zaman kafamı kaldırıp, Tavşandamı’na baksam Kemal Dere gelir aklıma.
Hani şu “I love Alanya” yazan yer var ya; işte tam orası.
Sayın Dere Kardeşimle tam o noktada, Alanya’nın her bir tarafından görülebilen dev bir şelale hayal ederdik.
Tıpkı Ankara Keçiören Belediyesi’nin yaptığı gibi, dev bir şelale ve dev bir park.
Ama görev süresi yetmedi Kemal Kardeşimin.
Artık Kemal Dere yok.
Ama ben aynı hayali yine yineliyorum.
Eminim o da aynı şeyleri düşünüyordur.
Şu an bu haliyle hiçbir albenisi olmayan bu bölgeye bir albeni kazandırmak şart.
Burada hakkını vererek oluşturulacak (devir daimli) bir şelale, Alanya’nın sembolü olacaktır.
Hadi Nazmi (Uyar) Kardeşim, sen el at şu şelaleye.
Kemal (Dere) Ağabeyinin hayalini gerçekleştir.