Başka dünyaları bilemem!
Bizim dünyamızda, kimsenin kimseye güvenmediği ortada.
Güvenmemek de gerekiyor.
ATV’de yayınlanan Tamer Karadağlı’nın sunduğu “Bana güven” yarışmasını izleyenler net bir biçimde görüyordur.
Bu yarışmada “Kelekler” ve “Melekler” yarışıyor.
Kazananlar kelekler, kaybedenlerse hep melekler oluyor.
Yarışmacılar öncelikle, rakibinin güvenini kazanabilmek için, olmadık şaklabanlıklar, yemin billahlar ve dürüstlük abidesi olacak cinsten bir sürü laf salatasını peş peşe sıralıyorlar.
Sonrasında da, yarışmacı arkadaşına hangi aşamada nasıl kazık atacağının hesabını yapmaya başlıyorlar.
Attıkları kazık sonrasında da, utanmadan, bunun bir oyun olduğunu söyleyerek, vicdanlarını rahatlatmaya, toplumu da buna inandırma ilkelliği içine giriyorlar.
Aslında bu program, bir bakıma, Türk toplumunun örf adet ve geleneğine dayalı dürüstlüğünün bir bakıma röntgenini çekiyor.
İbret alınacak bir yarışma.
Toplum olarak nasıl kokuşmaya başladığımızın bir göstergesi.
Son yarışma olan 25. bölümü izleyince, insanlığımdan mı yoksa insanlıktan mı utandığımı bilemesem de, bir şeylerden utandığım kesin.
Yarışmacılardan birisi, elli yaşlarını aşkın, askeriyeden emekli İsmail isminde bir beni adem.
Yarışmanın başlangıcındaki konuşmalarını dinleyince, bir adam sanırsınız!
Okumayı sevdiğini iddia edip beş bin kitabı olduğunu söyledi.
Sanırım beş bin kitabın ne anlama geldiğinden bile haberi yok.
Adam, ADD, ÇYDD ve TEMA’dan bahsetti.
Keşke bahsetmez olaydı.
Kendisini destekleyenlerin de al birini vur ötekine!
Kızcağızın yakınları da saftirik mi saftirik.
Uyanığın palavralarına inanıp, parayı korumaya bile almayı düşünmediler.
Yarışmada kazanacakları rakam 87 bin liraya ulaşmıştı.
Adam 40 bin de kızcağızı sattı.
Çok daha komiği, günümüzün acımasızlığını yani bu tür sahtekarlığı izah etmeye kalkarken de, suçlu olarak materyalizmi gösterme ilkelliğine girdi. Materyalist felsefeyle üçkağıtçı çıkarcılığın bir ilgisi olmadığından bile ‘Hanzo’nun haberi yok.
Sanırım bu da onun, çok bilge olduklarını sanan bazı, Kemalizm’den, Atatürkçülükten, çağdaşlıktan hatta solculuktan bir haber, Atatürkçü, Kemalist, çağdaş, solcu geçinenlerden birisi olduğunu gösteriyor!
Bu kişi, Kuşadası’na yeni yerleşmiş, adını saydığı derneklerde çalışacağından söz etti.
Sanırım hem Kuşadası halkı, hem de bu derneklerde görev yapan insanlar, bu rezilliği sergileyen bu kişiye gereken dersi vereceklerdir!
Bu rezil adamın rezilliğini tüm boyutlarıyla görmek istiyorsanız internetten yarışmayı baştan sona izleyin.