Kaymakam'a açık mektup

SAYIN Tanrıseven... Alanya halkı sizi, henüz bilinmeyen bir gerekçeyle önce İzmir'e ardından Isparta'ya gönderilen, açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı alındığı halde görevine iade edilmeyen, selefiniz, eski Alanya Kaymakamı...

SAYIN

Tanrıseven...

Alanya halkı sizi, henüz bilinmeyen bir gerekçeyle önce İzmir'e ardından Isparta'ya gönderilen, açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı alındığı halde görevine iade edilmeyen, selefiniz, eski Alanya Kaymakamı Erhan Özdemir'in gidişi üzerine tanıdı.


***

Daha Alanya'ya gelmeden sosyal medyadan yaptığınız, "Geliyorum", "Şehre giriyorum", "Şehirdeyim" türü paylaşımlarınız o dönem halkın bir bölümüne pek bir samimi geldi, sizin için herkes "İşte gerçek halk adamı" dedi.

Hele ilk günler, Öğretmenevi'nde konakladığınız süreçte başlayıp lojmana geçtiğiniz dönemde süren, "Halkın içindeyim, herkes benim Kaymakam olduğumu duyunca çok şaşırıyor", "Dün gece bir halk otobüsüne bindim, şoför beni tanımadı", "Bakkala girdim beni hemen tanıdılar" türü paylaşımlarınız, önce ilgiyle ama sonra bir parça tebessümle karşılandı.


***

Belki de sırf bu yüzden...

"Alanya'yı Miami yapacağım" deyip, turizmi turizmciler yerine emniyet müdürü, jandarma komutanı ve esnaf odası başkanlarıyla masaya yatırmalarınızı...

Bir yanda MHP'li Alanya Belediyesi, öte tarafta AKP'li Büyükşehir Koordinasyon Birimi varken, dolayısıyla halk nazarında birbirlerinin parlamasını istemeyen iki zıt kutuplu bir yönetim anlayışı hüküm sürerken nasıl Miami olacağımız meselelerini hep görmezden geldik.


***

Ama...

Başka ilçelerdeki görevleri sırasında hakkında açılan davalar yüzünden hakim karşısına çıkıp ifade vermiş, hakkında soruşturma açılması istenmiş, dolayısıyla mahkemelerin soğuk yüzünü bir mülki amir kimliği içinde dahi görüp yaşamış birisi olarak, "Sosyal medyadan şahsıma hakaret edildi" deyip, yöneticisi olduğunuz Alanya'da yaşayan yüzlerce kişiyi mahkemeye vermenizin, üzerinizde çok şık durmadığını söylemek isterim.


***

Malum "tabela" krizinden sonra sizi kimi zaman haklı, kimi zaman haksız yere eleştiren, buna mukabil sebebi ne olursa olsun sizi doğru yola sevk etmek için yapılan yorumlara karşı tutumunuzun bu olmaması gerekirdi diye düşünüyorum.

Çünkü siz, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na ve yasalara göre Devlet Baba'nın Alanya'daki en yüksek temsilcisi konumundasınız.

Siz "Sade Vatandaş Hasan Tanrıseven" değil, bir kısmını mahkemeye verdiğiniz halktan oluşan Devlet Baba'nın Alanya'daki sesisiniz.

Siz, seçim kaygısı olan bir siyasetçi değilsiniz, dolayısıyla her ne kadar mesainizi Hükümet Konağı'nda yapsanız da 'Hükümet'in değil, Devlet'in adamısınız.


***

İnsanların milli, manevi ve insani duygularının kabardığı

şehit olaylarından sonra Alanya'da yaşanan taşkınlıkları elbette tasvip etmemiz mümkün değil, ancak birinci hafta "inmez" denilen malum tabelanın ikinci hafta "inmesi", öfkeli de olsa bu şehirde yaşayan insanların üzerine boca edilen tonlarca su ve tarihi geçmiş gaz kapsülleri, Devlet'i oluşturan halk nazarında Devlet Baba'nın sarsılmaz otoritesine ufak da olsa gölge düşmesine vesile olmuştur.


***

Hakkınız vardır, bazıları aşırıya kaçmıştır, amacından sapmıştır ama sosyal medyada yapılan her eleştiriye dava açmak, dava açılan halkta Devlet Baba'ya olan güveni zedeler.

Devlet Baba hoşgörülü olur, affedicidir.


Örnek mi?

Misal, Gezi Olayları sırasında, bir dönem sizin de aynı çatı altında mesai yaptığınız dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, kendisi hakkında sosyal medyada yazılan onca olumsuz şeye rağmen Devlet Baba affediciliği ile hiç kimseyi şikayet etmemiş, hatta bu kişilere ulaşarak makamında çay kahve ikram edip sıkıntılarını dinlemiştir.


***

Sizce de toplumsal olaylar insanların üzerine su ve gaz sıkılarak mı sakinleştirilir, yoksa Vali Mutlu'nun yaptığı gibi mi, Sayın Tanrıseven?

Halk arasında son bir yıldır dolaşan "Siyasi otorite Kaymakam Erhan Özdemir'i istemediği için kendi düşünce yapılarına yakın olan Tanrıseven'i göreve getirdi" söylentilerine medya olarak biz kulak tıkıyoruz ve Devlet Baba'nın devamlılığı için sizden önceki tüm mülki amirlere olduğu gibi size de elimizden gelen desteği gösteriyoruz.

Ancak siz de hak verirsiniz, 2 Eylül 2014'te Alanya'ya atanmış bir mülki amirin, daha görevinde birinci senesini dahi doldurmadan, yöneticisi olduğu şehirde yaşayan halkın bir bölümünün tepkisini çekmesi, bu tepkilerini ifade edince mahkemeye verilmeleri, en çok da "size destek çıktığı" iddia edilen siyasi otoriteye zarar verir, hem de yeni bir seçim sürecine girilmişken.


***

Eski Alanya Kaymakamı Hulusi Doğan, "Sapadere Kanyonu" ile "Aromatik Vadi"yi kazandırıp gitmişti.

Halefi olduğunuz Erhan Özdemir, Türkiye'de ilk kez bir ilçede açılan (ve ne yazık ki Özdemir'in Alanya'dan ayrılmasıyla son bir yıldır maaş ödeyemeyip iflasın eşiğine geldiği konuşulan) Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi'nin başlıca mimarlarından biridir.

Sahi Sayın Tanrıseven, "Miami yapacağım" dediğiniz Alanya'daki göreviniz bitip şehirden ayrılırken, sizi ne ile anımsayacağız?

Mesainizde geride kalan son bir yılda, yüzümüzde tebessüm oluşturan sosyal medya paylaşımlarınızdan ve "şahsımı karalıyorlar" dediğiniz Alanya halkını mahkemeye vermenizin dışında, aklımızda hangi güzellikleri, şehre hangi projeleri bırakacaksınız?


***

Antalya Valisi Sayın Muammer Türker ve yeni Kabine'nin İçişleri Bakanı Sayın Selami Altınok'la sohbet etme imkanı bulsam, inanın ilk cümlem şu olurdu:
"Artık mızrak çuvala sığmıyor."


***

Diyeceğim odur ki...

Bir kardeşiniz olarak sizden naçizane talebim, "üzerine su ve gaz sıktırma talimatı verdiği halkı kelepçeletip gözaltına aldıran", "halkla mahkemelik olan" mülki amir gömleğini acilen çıkarmalı...

Alanya'da 300'ün üzerinde avukat varken AHEP davaları için bir ay önce memleketten getirttiğiniz avukat kardeşiniz vasıtasıyla hemen bugün bir açıklama yapmalı...

Ve "Halkıma açtığım davaların hepsini geri çektim" demelisiniz.

Devlet Baba'ya yakışan da budur.

Sizce de öyle değil mi, Sayın Tanrıseven?