Kaybolan Malezya uçağı

1 Haziran 2009 tarihinde Brezilya'nın Rio şehrinden Paris'e gitmek üzere havalanan 447 sefer sayılı Air France A330 uçağı, kalkıştan bir süre sonra 228 yolcusuyla birlikte kayboldu. 5 gün sonra Brezilya Hava Kuvvetleri, Atlas okyanusunun...

1 Haziran 2009 tarihinde Brezilya’nın Rio şehrinden Paris’e gitmek üzere havalanan 447 sefer sayılı Air France A330 uçağı, kalkıştan bir süre sonra 228 yolcusuyla birlikte kayboldu. 5 gün sonra Brezilya Hava Kuvvetleri, Atlas okyanusunun açıklarında düşen uçağın parçalarını buldu,10 Haziran günü 41 cesede ulaştı, uçağın düştüğü yeri kesin olarak belirledi. 27 Mayıs 2011’de uçağın kara kutusu Atlas okyanusunun derinliklerinden çıkarıldı.8 Mart 2014 günü Kuala Lumpur-Pekin seferini yapmak üzere Malezya Havayolları’nın MH370 sefer sayılı Boeing 777 uçağı Kuala Lumpur’dan havalandı. 239 yolcusuyla birlikte kayboldu. Üzerinden 3,5 ay geçti, hala ne olduğunu bilen yok.Yukarıdaki iki olayda da adı geçen uçaklar dünya havacılık endüstrisinin en mükemmel uçakları olarak gösteriliyor.Telsiz var, radar var, GPS var, sinyal veren karakutu var ve bu sistemlerin arızalanması halinde yedekleri var. Neden 3,5 aydır bulunamıyor? 5 gün içinde Atlas okyanusunun ortasında Air France uçağı bulunuyor da, bu kadar sürede Malezya uçağından haber yok.Çeşitli ülkelerin hava ve deniz araçları uçağı bulmak için önce Güney Çin denizinde, daha sonra nedense Hint okyanusunda aramaya başladılar.Basın ve televizyonlardan izlediğim kadarıyla, Kuala Lumpur’dan havalanıp Pekin’e yani kuzeybatıya doğru uçması gereken uçağın, güneye, Hint okyanusuna doğru uçmasının nedenini anlamış değilim.Geçen günlerde Malezya polisi kaybolan uçağın kaptan pilotunun evinde yaptığı aramada , bazı bilgiler keşfetti. Kaptan pilotun Hint okyanusunun güneyindeki ıssız bir adaya uçakla iniş simülatör programları kullandığını bilgisayarından tespit ettiler.Ve çeşitli senaryolar üretilmeye başlandı. Bazıları uçak ıssız bir adaya indi, pilot uçağın bütün haberleşme sistemlerini kapattı, korsanlar uçağı bilinmeyen bir yere kaçırdı, UFO’lar gelip uçağı uzaya götürdüler gibi.Kendi kendime dedim ki, iki senaryo da ben yazayım. Kimbilir, belki haklı çıkarım.Birincisi: Gerçekten bu pilot uçağın bütün sistemlerini kapattı, okyanusta ıssız bir adanın yakınına yumuşak bir iniş yaptı ancak bütün yolcuları tahliye edemedi, belki kendisi de çıkamadı, uzun süre denizde kalan uçak bir süre sonra yavaş yavaş sulara gömüldü, bu yüzden uçak parçaları veya yağ ya da petrol sızıntısı görülmedi.İkincisi: İşte bu kötü senaryo; kaptan pilot ya da uçağı ellerine geçiren korsanlar (Kaptanla işbirliği yapıp) 11 Eylül saldırılarının bir benzerini mi yapacaklardı?Herkes diyecek ki, Hint okyanusunun güneyinde kuş uçmaz kervan geçmez denen yerde nereye saldıracaklardı?Çok düşündüm, Google Earth’ten araştırdım,böyle bir yer var. Malezya’ya 3 bin kilometre uzakta, Hint okyanusunun güneyinde bir ada var. Adı Diego Garcia.Peki bu adada ne var? Birleşik devletlerin çok önemli ve stratejik bir hava üssü var.Eğer bu uçak bunun için kullanılmışsa, sonunun ne olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil.Dileğim iki senaryonun da boş çıkıp, herkesin sağ salim hayatta olması, ıssız bir adaya çıkıp stresten uzak mutlu bir şekilde yaşamaları. Kim istemez ki?