Karne stresine karşı ailenin desteği nasıl olmalı?

Anne baba olmak dünya üzerindeki en zorlu görevlerden birisi olarak karşımızda bütün gerçekliğiyle.  Çünkü anne babalık bazen hem duygusal hem zihinsel hem de fiziksel olarak büyük zorlanmalar, bazen altından kalkılması zor sorumluluklar,...

Anne baba olmak dünya üzerindeki en zorlu görevlerden birisi olarak karşımızda bütün gerçekliğiyle.  Çünkü anne babalık bazen hem duygusal hem zihinsel hem de fiziksel olarak büyük zorlanmalar, bazen altından kalkılması zor sorumluluklar, bazen de ne yapılması gerektiğinden emin olunamayan zamanlar demek. Yani her zaman, her yerde, her şey için 7/24 hazır olmak anlamına geliyor. Öyle böyle bir hazır olma durumu da değil üstelik: Maddi, manevi, duygusal, fiziksel, ruhsal açıdan bir bütün olabilmek…

Bu tanımlamalar sanki ebeveynlerden değil de süper kahramanlardan bahseder gibi geliyor olabilir ilk etapta kulağınıza. Elbette ebeveynlik süper kahramanlık değil. Ancak çocuğunuzun çaresiz, mutsuz, üzüntülü, kaygılı ya da huzursuz olmasına sebep olan durumlarla var gücünüzle mücadele ederken, yaşı kaç olursa olsun fark etmeksizin her zaman küçük meleğinizi şefkat, ilgi ve sevgi ile desteklerken ya da güvenliği, sağlığı ve gelişimi için elinizdeki bütün imkanları seferber ederken adeta süper kahramanlara dönüşüyorsunuz.

Karnelerin alındığı bugün de yine ebeveynler süper kahramanlar olarak görev başında olacak eminim ki. Çünkü bugün zorlu ve yoğun bir eğitim öğretim yılının ilk döneminin son günü. Bu şu anlama geliyor: Bugün kimi çocuk heyecanlı ve mutluyken, kimi çocuksa hayal kırıklığı, çaresizlik ve öfke duyguları ile boğuşuyor. En önemlisi ise her iki durumdaki çocuk da etiketlenmenin sebep olduğu stresi yaşıyor. Karne notu yüksek çocuk başarılı, yetenekli ve zeki olarak etiketlenirken çevresindeki çoğu yetişkin tarafından; karne notu düşük çocuk başarısız, yeteneksiz ve zeki olmayan şeklinde etiketleniyor. Başarılı olarak etiketlenen çocuk başarısını devam ettirebilmenin ağırlığı altında ezildiği için stres yaşarken, başarısız etiketi yapıştırılan çocuk ise notlarını yükseltmek için gereken beceriye sahip olmadığı inancının yarattığı stresi yaşıyor.

Madem karne gününde aileler görev başında, o halde karne stresine karşı neler yapılabileceklerine dair birkaç tüyo paylaşalım bugün:

Karneye yüklenen anlam gözden geçirilmeli

Karne, her öğretim döneminden sonra öğrenciyi ve velisini bilgilendirmek amacıyla öğrencinin her dersten aldığı notlarla okula devam durumu gibi bilgilerin yer aldığı belgedir. Karneye öğrencinin çalışkanlık – zekilik derecesini belirleyen, geleceği – hayat standartları ve kişiliği hakkında bilgi veren, yetenekli / yeteneksiz olduğunu gösteren belge gibi anlamlar yüklenmemelidir.

Duygu ve düşünceler hep birlikte değerlendirilmeli ve konuşulmalı

İyi bir karneyi, çocuğun bunun anlamını ve değerini anlayabilmesine yönelik; kötü bir karneyi ise çocuğun eksiklerini ve düzeltmesi gereken yerleri keşfedebilmesine imkan sağlamaya yönelik değerlendirmelisiniz.

Çocuğunuzun karnesinin sizde yarattığı duygu ve düşünce her ne olursa olsun, doğru iletişim kanallarını kullanarak bunları dile getirmelisiniz. Çocuğunuza da kendisini ifade etmesi için gereken fırsatı tanımalısınız.

Çocuğunuza yalnız olmadığını hissettirin

Çocuğunuz ister iyi bir karne ister kötü bir karne getirmiş olsun, her zaman onun yanında olduğunuzu ve daima elinizden gelen tüm desteği sağlayacağınızı çocuğunuza açıkça ifade etmelisiniz.

Rutinler oluşturulmalı

Rutinleri olan çocukların kaygı düzeyleri daha düşüktür. İyi bir karneye sahip çocuğun bu başarıyı devam ettirebilmesine, kötü bir karneye sahip çocuğun ise notlarını iyileştirebilmesine imkan sağlayan bir program ile ders rutinleri oluşturmak işe yarayacaktır. Bunu yaparken çocuğun tatilde olduğunu ve dinlenmeye, oyun oynamaya, eğlenmeye ihtiyaç duyduğu göz ardı edilmemelidir.

Her zaman olduğu gibi karne stresi ile baş etmede de aileye pek çok görev düşüyor. Anne baba olmanın güzel yanı da bu olsa gerek…