Hava ulaşımında iki temel faaliyet vardır, yolcu ve kargo taşımacılığı. Yolcu hizmetleri genel olarak havalimanları içinde yapılan hizmetlerle tamamlanabilecek özelliktedir. Kargo taşımacılığında ise verilen hizmetler havalimanı sınırları dışına taşabilmektedir. Özellikle kargo trafiğinin yoğun olduğu havalimanlarında lojistik hizmetlerin havalimanları dışında yer alması sık rastlanan bir durumdur. Ortak amaç, kargo taşımacılığının hızlı, verimli ve etken bir şekilde yapılmasıdır. Yoğun kargo taşımacılık faaliyetlerinin olduğu havalimanları incelendiğinde, sadece kargo taşıyan uçaklar ile yapılan hava kargo taşımacılığının yoğun olduğu ve havalimanı civarında da çok sayıda tedarikçi ve imalatçı ofislerinin, üretim tesislerinin ve depolama alanlarının yerleşik olduğu görülmektedir (Yolcu uçakları ile kargo taşınmakta ise de bu şekilde taşınan kargo tek başına bir havalimanının kargo yoğun hale gelmesini sağlamamaktadır). Tedarikçiler genelde ya havalimanı içinde ya da yakın çevresinde yerleşiktir. Burada bahsedilen imalatçı, özellikle uçak ile gelen maddeleri kısa sürede işlemden geçirerek satışa hazır ürün haline getiren ve tekrar uçak ile satış merkezlerine gönderenlerdir (montaj işlemleri de bu kapsama alınabilir). Depolama kargo taşımacılığının ayrılmaz bir parçasıdır. Gelen ve giden kargonun belirli süreler için depolarda tutulması gerekmektedir. Depolama havalimanı içinde yer alan tesislerde yapılabileceği gibi taşınan kargo miktarı artıkça havalimanı yakın çevresindeki tesislerde de yapılmaktadır.
Günümüzde havayolu ile kargo taşımacılığı sürekli bir artış içindedir. Bazı havalimanları yolcu taşımacılığı ile değil kargo taşımacılığı ile ön plandadır. Bu havalimanlarının çevresindeki yerleşimlerde kargo taşımacılığını destekleyen faaliyetlere uygun şekillenmiştir. Bazı havayolu şirketleri de kargo taşımacılığı ile ön plandadır.
2014 yılında, dünyada kargo taşımacılığında ilk 7 havalimanı şu şekilde sıralanmıştır: Hong Kong (3.977 bin ton), Memphis (3.916 bin ton), Shanghai (3.085 bin ton), Anchorage (2.543 bin ton), Incheon (2.539 bin ton), Paris CDG (2.300 bin ton) ve Frankfurt (2.215 bin ton). En fazla kargo taşıyan ilk 7 havayolu şirketi de şunlardır; FedEx (16,1 milyon ton), UPS Airlines (10,6 milyon ton), Emirates (10,5 milyon ton), Cathay Pasifik Airways (8,2 milyon ton), Korean Air Lines (7,7 milyon ton), Lufthansa (7,2 milyon ton) ve Singapore Airlines (6,2 milyon ton). Bu havayolu şirketlerinden FedEx ve UPS Airlines sadece kargo taşımacılığı yapmaktadır.
Şimdi, yoğun kargo trafiği olan (ve bu şekilde gelişen) havalimanlarını diğer havalimanlarından ayıran farklı özelliklerine sırayla bakalım.
-Havalimanı bir ya da birden fazla yoğun kargo taşıyan havayolu şirketinin ana hub’ıdır, veya önemli bağlantı/aktarma merkezidir (Örneğin Memphis, Anchorage, Paris ve Frankfurt Havalimanları FedEx’in hub/önemli bağlantı-aktarma merkezleridir. Memphis Havalimanı’nın tüm faaliyetleri neredeyse FedEx odaklıdır ve havalimanı kargo faaliyetleri 132 bin kişiye istihdam yaratmaktadır– Hong Kong ve Shanghai Havalimanları da UPS’nin önemli bağlantı – aktarma merkezleridir. Hong Kong Havalimanı Korean Airlines’ın da ana hub’ıdır. Aynı şekilde Frankfurt Havalimanı da Lufthansa’nın ana hub’ıdır).
-Bahse konu havalimanları hem kapsamlı kargo tesislerine sahiptir, hem de havalimanı çevresinde yerleşim kargo faaliyetlerini destekler şekilde oluşmuştur (En belirgin örnekler olarak, Memphis, Incheon ve Amsterdam Schiphol Havalimanlarını gösterebiliriz).
-Bu havalimanlarında ya kargo taşıyıcılarının ya da yolcu (ve kargo) taşıyan havayolu şirketlerinin çok sayıda diğer merkeze düzenli uçuşları mevcuttur (bu durum, aktarma ve bağlantılar için gereklidir).
-Havalimanları çok modlu ulaşım bağlantılarına sahiptir ve çoğunlukla ulusal ana yollarla doğrudan bağlıdırlar.
-Avrupa’daki bazı havalimanları hariç (uçak gürültüsü kaynaklı kısıtlamalar), bu havalimanları uluslararası bağlantılar nedeniyle 24 saat hizmete açıktır.
-Avrupa’daki havalimanlarında “re-export” faaliyetleri yoğundur (Uçak ile gelen madde satılabilir ürüne dönüştürülmekte ve tekrar uçak ile başka merkezlere gönderilmektedir (Amsterdam Schiphol ve Memphis Havalimanları “re-export” faaliyetlerinin en tipik örnekleridir).
Dünya örneklerine bakınca iki farklı oluşum dikkat çekmektedir. İlki, kargo faaliyeti yoğun havalimanları ihracat (üretim) hacmi yoğun ülkelerde yerleşiktir (örneğin; Çin, Kore). İkincisi, yoğun kargo taşıyan havayolu şirketleri bu tür havalimanlarını oluşturmuş/oluşturmaktadır (Örneğin; Anchorage, Memphis). Bu da şunu göstermektedir; ihracatınız çok olmasa da kargo taşıyan havayolu şirketlerine sağlanacak altyapı ve hizmet kolaylıkları ile ülkeniz havalimanlarından bir yada bir kaçını kargo taşımacılığı hub’ı haline dönüştürebilirsiniz.
Yoğun hava kargo faaliyetlerinin havalimanının bulunduğu bölge ve de ülke ekonomisine çok önemli katkı sağlayacağı muhakkaktır. Altyapı kolaylıkları açısından en iyi örnekler Memphis ve Schiphol olarak gösterilebilir. Şöyle ki, Memphis Havalimanı FedEx’e göre şekillenmiş/gelişmiştir. Schiphol Havalimanı yönetimi kent yönetimi ile birlikte (buna kargo şirketleri de dahil) havalimanı çevresini lojistik ve “re-export” hizmetlerine uygun planlamış, ilgili firmalara tüm altyapı hizmetleri hazır ofis, bina ve arazi tahsis etmektedir. Schiphol Havalimanı’nın bir diğer özelliği gelen hava kargosunun karayolu ile Avrupa içi dağılımında sağlanan başarısıdır. Ayrıca, Schiphol ile Paris CDG Havalimanları arasında sadece kargo taşıyan hızlı tren bağlantısı da mevcuttur.
Türkiye’ye gelince, 2014 yılında havayolu ile taşınan kargo toplamı 104.941 tonu iç hat ve 737.300 tonu dış hat olmak üzere 842.241 tondur ve taşınan kargonun çok önemli bir kısmı İstanbul Atatürk Havalimanı odaklıdır. Atatürk Havalimanı’nda Türkiye toplamının %87’si olan 728.484 ton kargo işlem görmüştür. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 39.446, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda 23.043, Ankara Esenboğa Havalimanı’nda da 18.917 ton kargo işlem görmüştür. Ülkemizde çoğunluğu THY tarafından olmak üzere THY, MNG ve ACT havayolu şirketleri kargo uçakları ile kargo taşımaktadır.
Türkiye’deki İstanbul Atatürk Havalimanı dahil hiç bir havalimanımız kargo havalimanı olarak planlanmamış, gelişmemiştir. Dünya örneklerine benzer bir gelişme sağlanabilir mi? İyi bir planlama ve havayolu şirketleri desteğiyle bu mümkündür. Örneğin İstanbul yeni havalimanı olabilir, Ankara Esenboğa Havalimanı olabilir, yapımına başlanan Adana Çukurova Havalimanı – Orta Doğu merkezli - olabilir (havalimanı çevresinde yeterli arazi ve hizmete uygun planlama/gerçekleşme gereği unutulmamalıdır).
Ancak bu kısa dönem bir çalışma değil kapsamlı uzun dönem planlama ve çalışma gerektirir. Yapılan çalışmalar var mı? Üzülerek belirtmem gerekir ise, az da olsa var ancak yapıldığı ile kalıyor. Umarım Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yaptırılacak olan “Türkiye Ulaşım Master Planlama” çalışmasında hava kargo faaliyetleri de kapsamlı olarak incelenir, değerlendirilir ve gerekli yönlendirmeler sağlanır...
[Not; Bu yazımda, benim de katkı sağladığım ODTU Yapılı Çevre ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (YTM-MATPUM) master plan çalışmalarının örnek havalimanları bölümünde de yaralandım].
Haftaya görüşmek üzere, sağlıcakla kalın...