Kandırılan (!) FETÖ'cü işadamları

TARİH: 15 Temmuz Cuma. At izinin it izine karıştığı malum kaos gecesi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailesiyle tatil için Marmaris'te. İsmi

TARİH

: 15 Temmuz Cuma.

At izinin it izine karıştığı malum kaos gecesi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailesiyle tatil için Marmaris'te.

İsmi "15 Temmuz Şehitler Köprüsü" olarak değiştirilen Boğaziçi Köprüsü'ndeki hareketliliğin darbe girişimi olduğu anlaşılınca apar topar uçağa binip havalanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, o saatlerde rehin tutulduğu belirtilen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a ulaşamayınca 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ile bağlantı sağlar.

Darbeciler kimdir, Genelkurmay bu işin içinde midir, FETÖ'cüler işin neresindedir, o esnada henüz hiçbir şey belli olmadığından, 1. Ordu Komutanı Dündar'ın "Ankara'ya değil, direkt İstanbul'a gelin. Ben sizi korurum" sözüne karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Size nasıl güveneyim?" diye sorar.

Türkiye Cumhuriyeti'nin gözbebeği Genelkurmay Başkanlığı'nın 2. ismi olan 1. Ordu Komutanı Dündar, tarihe not olarak düşen şu cümleyi söyler: "Beni MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sorun efendim."

Ve bu tarihi yanıtın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve beraberindekileri taşıyan uçak, İstanbul Atatürk Havalimanı'na güvenli bir şekilde iniş yapar.

Şimdi bakıyorum da, 15 Temmuz'dan önce "Bahçeli artık bırakmalı", "AKP'nin bastonu gibi davranıyor", "O gitsin, Meral Abla gelsin" diye yaygara koparan parti içi veya parti dışı muhalifler bile şimdi adeta kaçacak delik arıyor.

15 Temmuz akşamı bir kez daha tescillendiği üzere, Türkiye'de "Devlet" adamı kolay yetişmiyor.

Devlet'in, emrinde binlerce asker olan 1. Ordu Komutanı bile referans olarak yine Devlet'i gösteriyorsa, bundan sonra Devlet aleyhinde söylenecek her menfi sözün, FETÖ'ye hizmet etme anlamı taşıma riski vardır, benden uyarması.

Alanya'da 15 Temmuz öncesi Bahçeli muhalifi olan isimlerin sosyal medya hesaplarına bakıyorum, tamamı köşelerine çekilmiş, eminim gözleri adeta fal taşı gibi açılmış vaziyette, Bahçeli'nin Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki müthiş saygısına şapka çıkarıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağının İstanbul'a inmesini sağlayıp bir anlamda Cumhur'un Başkan'ının milletiyle buluşmasına, manevi olarak darbecilere psikolojik üstünlük sağlanmasına vesile olması karşısında dilleri tutulmuş vaziyette, "Biz nasıl böyle bir hata yaptık?" diye suspus olmuş durumda günah çıkarıyorlar.

Gelelim, dün Alanya'da FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan işadamları ve turizmcilerin son durumuna.

Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gece yarısı başlayan operasyonda tamamı Antalya'dan gelen ekiplerin 100'ün üzerinde ismi evlerinden tek tek aldıkları ve sorguya götürdükleri belirtiliyor.

Alanya kamuoyunda bir dönem FETÖ lideri Fethullah Gülen'e yakınlıkları ile bilinen pek çok ismin yanı sıra Gülen'le ilgisi olup olmadıkları muğlak olan pek çok ismin de alınması dün şehirde en çok konuşulan konuların başını çekti.

Kaç kişi gözaltındadır, isnat edilen suçlamalar ve şahısların isimleri nedir, "en azından bu yazının kaleme alındığı saatlerde" henüz tam olarak bilinmiyor.

Ancak, verdikleri ifadelerde "FETÖ lideri Gülen, tıpkı AKP gibi bizi de kandırdı" derlerse o zaman ne olacak, gerçekten merak konusu.

Çünkü...

Bildiğimiz kadarıyla "Ne istediniz de vermedik? Beraber yürüdük biz bu yollarda" denilip, sonradan "Bizi kandırdılar" diyenlerin hesap vermediği, hesap da sorulmadığı bir süreçte, FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan Alanyalı turizmci ve işadamlarının "FETÖ'cüler bizi de kandırdı" deyip salıverilmeleri en büyük olasılık, benden söylemesi.