Kalp hastalıkları

Toplumda orta yaş ve üstünde en sık rastlanan ölüm nedeni olarak kalp krizi -enfarktüs- görülmektedir. Genellikle 50 - 55 yaş civarında başlayan bir rahatsızlık iken son yıllarda daha erken yaşlarda da görülmeye başlanması, toplumda hasta...

Toplumda orta yaş ve üstünde en sık rastlanan ölüm nedeni olarak kalp krizi -enfarktüs- görülmektedir. Genellikle 50 - 55 yaş civarında başlayan bir rahatsızlık iken son yıllarda daha erken yaşlarda da görülmeye başlanması, toplumda hasta popülasyonunun arttığının göstergesi olarak yorumlanmalıdır. Kalp damarlarının yağlanması ve sertleşmesi sonucu gelişen daralma ve sonuçta tıkanma, myokard infarktüsü dediğimiz kalp krizi olarak kendini göstermektedir. Bu konularda yapılan pek çok bilimsel çalışma sayesinde bu yaygın ve ölümcül hastalık hakkındaki bilgilerimizi artırmakta, dolayısıyla hastalığın erken tanısından tedavisine kadar her noktasında daha iyi sonuçlar elde edebilmekteyiz. Hastalıkla ilgili bilgileri gözden geçirelim.

GÖĞÜS AĞRISISol göğüste başlayan sol kola, boyuna, mideye bazen sırta yayılan ve ‘Göğüs ağrısı’ olarak adlandırılan ağrı, kalp krizinin en sık gözlenen yakınmasıdır. Kalp kaslarını besleyen koroner damarlarda oluşan daralmalar yüzde 50, yüzde 70 üstüne çıktığında artık yeterli kanı dokuya taşıyamadığı için ağrı oluşur.

KALP KRİZİKalbi besleyen koroner damarların tam tıkanması kalp krizini başlatır. Dakikalar içinde gelişen hasar, kas dokusunun o bölgede canlılığını kaybetmesine yani geri dönmesi mümkün olmayan doku ölümüne neden olur. Göğüs ağrısı ile başlayıp gelişen myokard infarktüsü esnasında her an kalbin ritminin fibrilasyon olarak adlandırılan düzensiz ritme dönme olasılığı söz konusudur. Bu, ani gelişen ve hastanın kalbinin durmasına ve hayatını kaybetmesine neden olan bir durumdur. Dolayısıyla kalp krizi geçiren hastanın klinik olarak tanısı hızla konulmalı ve bir an önce hastaneye sevk edilerek hayati fonksiyonlar kontrol altında tutulmalıdır.

KALP YETMEZLİĞİKalp krizi geçiren hastaların kalp kas dokusunda meydana gelen hasarın büyük bölümünde kalıcı hasar gelişmektedir. Bu hasar nedeniyle kalbin kasılması ve kalbin gücü azalmakta, sonuçta kalp yetmezliği olarak adlandırdığımız klinik tablo ortaya çıkmaktadır. Kalp krizi ile etkilenen alan geniş bir alan ise, enfarktüs ile birlikte erken dönemde (30 dakika-2 saat içinde) başlayabilir veya daha küçük bir alan ise daha geç dönemde (1-3 ay) ortaya çıkabilir. Nefes darlığı, halsizlik, çabuk yorulma ve çarpıntı en sık görülen klinik yakınmalardır.

KORONER DAMARLARDA DARLIK GELİŞİMİ NE ZAMAN BAŞLAR?Koroner damarlar, doğumda doğal olarak normal olmakla birlikte, ateroskleroz olarak adlandırdığımız damar sertliği gelişiminin erken yaşlarda damar içinde başladığını gösteren kanıtlar saptanmıştır. 10 - 20 yaş arasında koroner damarların iç yüzlerinde yağ keseciklerinin birikmeye başladığı görülebilmektedir. Yıllar ilerledikçe bu yağ keseciklerinin bazıları irileşerek daha büyük kolesterol plaklarına dönüşmekte ve damar duvarında sertleşme ile birlikte damar içinde daralmaya neden olmaktadır. Genel olarak, 20 ve 30’lu yaşlarda insanlar koroner damarlarında sinsice biriken kolesterol tabakalarından habersizdirler. Fakat 40'lı - 50'li yaşlara gelindiğinde, artık ileri seviyelere gelmiş olan kolesterol plakları koroner damar hastalığı için risk oluşturmaya başlar.

RİSKLERİ AZALTMAKDamar sağlığını tehdit eden risk faktörlerini kontrol altına almak önemlidir. Bunlar,1-Kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterol.2-Sigara kullanımı.3-Şeker hastalığı.4-Yüksek tansiyon.5-Kaygı ve stres, yoğun bir yaşam.6-Hareketsiz bir yaşam.7-Aşırı kilo.Damar sertliği sonucu gelişen ve hayatı tehdit eden tüm bu klinik rahatsızlıklara uğramamak için damar sağlığına önem vermek kişi ve toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Bununla ilgili risk faktörlerini olabildiğince azaltabilmek sağlıklı ve uzun bir yaşamın önünü açabilir.