ALANYALI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ak Parti’nin 2001’deki kurucular kurulu üyesi.
İlk kez 2002’de milletvekili seçildi, 2007, 2011 ve 2015’te 4. kez seçildi.
24 Haziran sürecinde aday gösterildi, seçildi, o dönem Dışişleri Bakanı idi ve Bakan olarak görev yapan devlet adamlarının TBMM’den olması zorunluluğu ortadan kalktığı için milletvekilliğinden istifa etti.
2010’da ise bugüne dek hiçbir Türk’e nasip olmamış, belki de bundan sonra olmayacak çok önemli bir göreve seçildi.
Avrupa Konseyi’nin Parlamenter Meclisi’ne Başkan oldu.
Alanyalı bir Yörük çocuğu oluşuna atıfta bulunarak, “Biz koyun da güderiz, Avrupa’yı da yönetiriz” diyerek sadece Türk halkının değil, Avrupa’daki milyonlarca gurbetçinin gönlünü fethetti, kendilerini başka ülkelerde “yabancı” görenlere güven verdi.
Bakan Çavuşoğlu, Türk’ün gücünü dünyaya gösterme açısından önemli bir fırsat, adeta bir marka olmuştu.
Bugün gelinen noktada, dünyanın içinden geçtiği çalkantılı, sarsıntılı siyasi dalgalanmalar arasında Türkiye gemisi karaya çakılmadan, batmadan ilerliyorsa, emin olun, en büyük paylardan biri de Sayın Bakan’a aittir.
Gelin görün ki, Türk ve dünya siyasetinde çok önemli makamlara gelen Bakan Çavuşoğlu’nun ileride yazılacak biyografisinde bu başarılarından söz edilecek, lakin, “Siyasi kariyerinde her şey 10 numaraydı, ama kendi memleketi, kendi seçim bölgesi olmasına karşın ‘çok istemesine rağmen’ Alanya Belediyesi’ni hiç kazanamadı” yazacak.
Neden?
Milletin ve devletin bekası için 24 Haziran sürecinde başlayan Cumhur İttifakı’nın yerelde devam ettirilmesi girişimleri kapsamına Alanya’nın da dahil edilmesi yüzünden.
Alanya nasıl büyük (!) bir tehlike altında ki, Cumhur İttifakı’nın adayı seçimi kazanamazsa Alanya elden gidecek, anlamak mümkün değil.
16 yıldır tek başına iktidar olan, 1 Bakanı, 3 milletvekili, son seçimden hareketle çantada hazır en az 60 bin oyu bulunan Ak Parti’nin sırf “birileri istiyor” diye ittifak oltasının ucuna solucan misali takılıyor olmasını da anlamak mümkün değil.
İsimleri mevzubahis değil, Ak Parti’ye gönül vermiş isimlerle konuşuyoruz, suratları beş karış, ağızlarını bıçak açmıyor.
“Biz bunca sene Alanya’da hiç seçim kazanamamışız, şimdi önümüzde büyük bir fırsat varken neden bizi ittifaka yem olarak vermek istiyorlar” diyor pek çoğu.
İddiaya göre; Alanya’nın, dolayısıyla Sayın Bakan’ın bu bölgede gücünü kırmak, ilerleyen süreçte yine bu bölgede yerel siyaseti dizayn edip kendi dar çerçeveli kadrolarını partiye yerleştirip “ufak olsun bizim olsun” mantığı ile “ya tutarsa” diyerek ittifakın Alanya’yı da kapsaması için var güçleriyle bastıranlar kim ya da kimler acaba?
Ak Parti İlçe Teşkilatı, “emir demiri keser” misali susuyor.
Ak Parti tabanı kan kusuyor ama “kızılcık şerbeti içtik” diyor.
Sadece Ak Partililer değil, pek çok MHP’linin de morali bozuk.
Ülkücü camiada “İyi Parti’nin Alanya Belediye Başkan Adayı Abdullah Sönmez ile CHP’nin birleşmesinden ve alacakları oylardan korkacaksak, keşke baştan yola çıkmasaydık” diyenlerin sayısı giderek artıyor.
24 Haziran’daki Cumhur İttifakı’na eyvallah da, 300 bin nüfuslu Alanya’da Ak Parti ve MHP’yi kimler yeniden dizayn peşinde?
Aslında hem Ak Parti hem de MHP’liler bu soruların yanıtını çok iyi biliyor, ama konuşmak, tepki göstermek için doğru zamanı kolluyorlar gibime geliyor.
İttifak gerçekleşir ve bu seçime bu zoraki nikah eşliğinde gidilirse çarşı çok pis karışacak, taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmayacak, benden uyarması.
Buna mukabil; İyi Parti ile CHP’lilerin, Ak Parti ile MHP’ye zorla nikah kıymak isteyenleri uzaktan gülerek izlediklerini görüyoruz.
Siyasi kulisler, Alanya’da Ak Parti ile MHP’nin güçlenmesini istemeyen, her iki teşkilatı da pasifize etmek, güçsüz ve başarısız göstermek, ileride kendi siyasi dizaynlarını devreye sokmak için çalışan İrlandalılardan söz ediyor.
Bu konuda Ankara’ya sık sık raporlar gittiği ifade ediliyor.
Dün söylemiştim, bugün tekrar edip müsaade isteyeyim.
Alanya’da ittifak isteyenler, koltuklarını muhafaza etmek isteyenlerdir.
“İttifak” kılıfına sığınıp kendi güçlerine güvenmeyenlerdir.
Bu işin devletin ve milletin bekasıyla hiçbir ilgisi yoktur.
Ankara'dan, Antalya'dan veya Alanya'dan birileri istiyor diye yapılacak bu zoraki nikah şehre mutsuzluk getirecektir.
En önemlisi...
Alanya'da kaybedilecek bir seçim sonrası, teşkilatların hazırlayıp Reis'e, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunacakları rapor da bölgede pek çok kellenin gitmesine yol açacaktır.