BUGÜN
10 Kasım. Yüce önderimiz Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 76'ncı yılı. Kendisini saygı ve minnetle anıyor, gösterdiği yolda yürümeye gayret ediyoruz. Atatürk, 1925 yılında biz havacılar için hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadığımız, bugün hâlâ geçerliliğini koruyan şu sözleri söylemişti:“İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar.” Diğer bazı konuşmalarında da “Kanatlı bir gençlik memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir. Bir gün batılı ayaklar ayda ayaklarının izlerini bırakacaklarsa, bunların arasında bir de Türk’ün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir.”
“Geleceğin en etkili silahı da, aracı da hiç kuşkunuz olmasın tayyaredir. Bir gün insanoğlu tayyaresiz de göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize haber yollayacaktır. Bu mucizenin gerçekleşmesi için 2000 yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. Gelişen teknoloji daha şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise, batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir.”
Biliyorsunuz 1969 yılında aya inildi.Atatürk’ün, uçak ve motorlarımızın kendi ülkemizde yapımı için verdiği talimat ve gösterdiği hedefler üzerine Eskişehir’de, Kayseri’de, Ankara’da, İstanbul’da uçak fabrikaları kuruldu. Türkiye 1925-1950 yılları arasında kamu ve özel sektörü ile uçak imal eden bir ülkeydi. Bu dönemde, yüzlerce uçak montajı ve imalatı yapıldı. O zamanın önemli uçaklarından olan Junkers, Curtiss-Wright, Magister, Gotha, PZL gibi uçakların geliştirilen işbirlikleri çerçevesinde montajı yapıldı. Kendi imal ettiğimiz uçaklarımız da oldu. Ayrıca, Selahattin Reşit Alan, Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ kendi çabalarıyla imal ettikleri uçakları uçurdular. Vecihi Hürkuş hava yolu şirketi de kurmuştu. Nuri Demirağ da pilot okulu.
Kamu sektörü imalatını 1950’lerin Marshall Planı kapsamındaki yardımlar sonucu kapattık. Ama ne yardım, savaş fazlası eski uçakları, motorları bedava aldık, bakımda dışa bağımlı hale geldik. Yılların imalat tecrübesini bir anda heba ettik. Atatürk’ün gösterdiği hedeflerden uzaklaştık. Özel sektör ise –detayına girmeyeceğim– bir türlü istenen şekilde desteklenmedi, bırakın desteklenmeyi engellendi bile. Özellikle Vecihi Hürkuş’un yaşadıkları, lütfen biraz araştırın. Okuduklarınıza şaşıracaksınız.
Yıllar sonra, 1984 yılında Türk Havacılık ve Uzay Sanayi’nin kurulması ile uçak imalatı çalışmalarına sil baştan yeniden başladık. TAI, uçak ve helikopter imalatı yapıyor. Hürkuş olarak adlandırılan 2 kişilik eğitim uçağı imalatında, 2 uçak yapıldı ve 2015 yılı sonuna kadar sürecek testlere başlandı. 2011 yılında test uçuşuna başlayan ATAK isimli taarruz ve taktik keşif helikopterlerinden ilki Nisan 2014’de Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi. 50 adet üretim planlanıyor. TAI, ayrıca dünyanın önde gelen uçak imalatçılarından Airbus ve Boeing’in de iş ortağı. Bu şirketler için uçak parçaları imal ediyor. Türk Hava Kurumu’nun da küçük uçak imalat çalışmaları var. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü de 100-150 kişilik yolcu uçağı imalatı konusunda çalışıyor.
Türkiye hiç şüphesiz kendi uçağını, uçaklarını tasarlar ve imal edebilir. Gereken bilgi birikimimiz var. Ancak önemli olan sadece uçağı yapmak değil, yaptığınızı diğer ülkelere satabilmek.Bence boşa giden bunca yıldan sonra en uygunu önce ortak imalatlar ile başlamak, sonra da kendi tasarımımız olan uçağı imal etmek.