Tır oyunları
“
18 Wheels of Steel(WoS)” serisiyle beraber müthiş bir hayran kitlesine sahip olmuştu. Uzun yıllar boyunca da WoS bu oyun türünde tek lider konumdaydı. Oyunun yapımcısı SCS Software artık farklı bir konsept denemek istiyordu. Amerika’dan uzaklaşıp Avrupa’ya yelken açmak...
“ Euro Truck Simulator (ETS)”
, 2008 yılında ilk kez piyasaya sürüldüğünde oyuncular bu yeni kıtayı benimsemekte zorlansalar da bir süre sonra herkes benim gibi alıştı. Hatta o Britanya’nın “soldan trafiği” yok mu? Tam bir belaydı... ETS’de hala bir şeyler eksikti ve yapımcılar da bunun farkındaydı. Eksiklikleri tamamlamak için birkaç senelerini daha oyuna harcayarak “Euro Truck Simulator 2”yi çıkardılar ve istedikleri yenilik çağı işte tam bu anda geldi.
2012 yılında SCS Software, ETS 2’yi duyurdu ve aynı sene piyasaya sürdü. Olağanüstü bir başarı elde etti. Çünkü oyun yepyeni bir grafik motoru, yeni görsel efektler, yeni ve çok çeşitli tırlarla doluydu. Oyuncunun beklediği şey de işte tam olarak buydu. Bunu başaran “SCS Software”ın oyununu şimdi hep birlikte inceleyelim.
Oyun, ilk başta da dediğimiz gibi genelde Amerika haritası üzerinde geçen bir oyun türünü Avrupa’ya taşıma fikrine sahip bir oyun. Oyunda en belirgin değişikliklerde birisi kesinlikle grafikler. Işık huzmelerinden, gölgelere; parlamalardan, modellemelere kadar her şey elden geçirilmiş. Güzel grafiklerine rağmen oyun hem düşük sistemlerde düşük ayarlarla çalışabilecek şekilde hem de yüksek sistemlerde yüksek ayarlarda çalışabilecek şekilde tasarlanmış ki böylece herkes bu oyunu oynama zevkine ulaşabilsin diye. Bu oldukça güzel bir ayrıntı çünkü hatırlarsınız “Grand Theft Auto IV”, bilgisayara ilk çıktığında en yüksek ayarlarda oyunu çalıştırabilen bir makine yoktu. Biz buna “optimizasyon” diyoruz. Yüksek kaliteli görsellere rağmen, düşük sistem gereksinimi istemek anlamına gelen optimizasyon, oyuncuların bilinmeyen kahramanıdır aslında. Siz oyunun zevkini doruklarında yaşayabilin diye kendini paralayan bir eleman da diyebiliriz. Oyunun grafiklerinden sonra göze çarpan bir diğer özellik ise oynanış sistemi. Oyun hem sizin kaydettiğiniz yerden devam edebiliyor, hem de sizin en son bıraktığınız yerden. Yani artık “Off... Abi ben oyunu kaydetmeyi unuttum ya. İşin yoksa şimdi 4 saatlik yolu bir daha çek!” türünden diyalogları duymayacağız. Kaydetmeyi unutsanız dahi oyun yine bıraktığınız yerden devam edecek. Yine eski oyunlarda olduğu gibi bir radyomuz var, içine kendi müziklerimizi atabildiğimiz. Sürüş oldukça zevkli. Özellikle de benimki gibi bir direksiyona sahipseniz. Şerit değiştirirken yoldaki çizgilerin üzerinde direksiyonun titremesi sizi gerçekten yolda hissettiriyor. Eğer oyunu gece oynuyorsanız ve uykuluysanız bu sizi şiddetli bir şekilde uyandırıyor benden söylemesi.
Oyunda ışıklandırmalar o kadar harika yapılmış ki gece yolculuğu size çok tatlı gelecek. Ben şahsen özellikle gece yolculuğuna çıkmayı tercih ediyorum sırf bu atmosfer yüzünden. Sesler oldukça güzel. Kabin içerisinde aynı gerçekte olduğu gibi tırın sesi o kadar da çok duyulmuyor. O yüzden rahat rahat kahvenizi alıp müziğinizi dinleyerek direksiyon sallayabilirsiniz. Oyunda harita sistemi artık daha gerçekçi bir hale sokulmuş. Artık haritamız yok, navigasyonumuz var. Aslında bir yol bilgisayarımız var, elektronik postalarımızı kontrol edebiliyoruz, navigasyonu açabiliyoruz, yük durumunu ve hedef şehri görebiliyoruz son olarak da yol yardımı çağırabiliyoruz. Şimdi Türk oyuncular için oyunun en güzel yanını söyleyeyim. Bu oyun “%100 Türkçe”. Yama veya mod değil, oyun kendi orijinal haliyle Türkçe. Bunun o kadar çok faydası oluyor ki. Keşke her oyun bu şekilde kendinden Türkçe olarak piyasaya sürülse. Buna ek olarak şoförünüzün yeteneklerini geliştirebildiğiniz bir sistem oluşturulmuş. Şoförünüz uzun yolda mı yoksa tehlikeli yüklerde mi profesyonel olsun isterdiniz? Ya da ekonomik yol sürüşü yoksa hassas yükler konusunda mı? Bunların hepsini siz seçiyorsunuz. Kazandığınız paranın yanında tecrübe puanı da kazanıyorsunuz. Bu tecrübe puanı ile seviye atlayıp yeni tırları alabilir duruma geliyorsunuz. Bankadan “kredi çekip” bir şirket kurabiliyorsunuz ve kendi şoförlerinizi yönetebiliyorsunuz buna ek olarak kocaman bir "filo" kurabiliyorsunuz. Kısacası siz neyi hayal ediyorsanız ETS size onu sunuyor.
Başlangıçta başka insanların sizi kiraladığı bir şoför oluyorsunuz. “Tek seferlik“ işlerde çalışıyor oradan oraya çeşit çeşit tırla yük taşıyorsunuz. Bu güzel bir şey çünkü bütün tırları en az bir kez sürüp daha sonra kendi tırınızı da bu tecrübelere dayanarak alabilirsiniz. Oyunda tır çeşitliliği de artmış durumda. İstemediğiniz kadar tır var. Üstelik birkaçı hariç hepsi orijinal markalı tırlar. DAF, Volvo, Renault... Ne isterseniz. Bu arada “Volvo FH” favorimdir tavsiye ederim.
Eğer uzun yolları seviyorsanız ve her Türk gencinde olan o içinizdeki tır şoförü artık dışarı çıkmak istiyorsa bırakın çıksın. Euro Truck Simulator 2 size bundan fazlasını verecek.
TEKNOPAT Puanı:
8.9/10
Artıları:
Grafikler oldukça gelişmiş, atmosfer oturmuş, çevre çok detaylı, seslendirmeler yerinde, %100 Türkçe desteği içermesi
Eksileri:
Kaza yaptığınızda aracın görünürde hasar almaması, bir süre sonra sıkıcı gelen yollar, diğer araçların yapay zekasının düşük olması,
Grafik:
9.2/10
Ses:
8.7/10
Oynanabilirlik:
8.6./10