İşimiz Allah’a kaldı

SON yıllarda, kendilerini ilerici ve devrimci hatta solcu olarak gören ya da göstermeye çalışan bazı beyinlerin bile, ırkçı hatta kafatasçı bir çizgiye taşınmaya başlaması düşündürücü! Sol öğretinin temel felsefesi, sınırsız ve...

SON

yıllarda, kendilerini ilerici ve devrimci hatta solcu olarak gören ya da göstermeye çalışan bazı beyinlerin bile, ırkçı hatta kafatasçı bir çizgiye taşınmaya başlaması düşündürücü!Sol öğretinin temel felsefesi, sınırsız ve sınıfsız bir dünya toplumunu amaçlar.Kısacası, üst kimlik, dünyalı ve insan olmaktır.Birey olarak, aynı etnik kökene ve inanca sahip ama her türlü rezilliği sergileyen, insanlıktan nasibini almamış, üçkağıtçı, serseri, çevresindekilere saygısı olmayan insanlarla mı, yoksa farklı etnik kökene ve inanca sahip olsalar da, belli bir kültür seviyesini yakalamış, medeni, aynı zamanda insani yönleri ağır basan dürüst, uyumlu insanlarla birlikte mi yaşamak istersiniz?Bu soruyu, hangi dünya görüşüne, hangi etnik, dinsel, mezhepsel tercihe sahip olursa olsun herkese soruyorum.Ben bir Türk olarak önce insanı önemserim.Benim kimliğime saygı gösteren herkese ben de saygılıyımdır.Aksi durumda, kimliğime dönük en küçük saygısızlıkta ise ben de en sert tavrımı ortaya koymaktan çekinmem.Sözün özü ise, bana, benim değerlerime yapılmasını istemediğim hiçbir şeyi başkalarına yapmamaya ve herkesin inancına, etnik kimliğine, diline, bayrağına, düşünsel yaklaşımına saygı gösteririm.Kimi yazarlarımızın, çizerlerimizin, önde gelen siyasilerimizin çoğu, hamasi çıkışlara dayalı olarak, hep aynı şeyleri papağan gibi tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyorlar!Ya vur abalıya misali birilerine en acımasız bir biçimde saldırıp yerden yere vuruyorlar ya da taraf oldukları kesime dönük sürekli övgüde bulunarak yere göğe sığdıramayacak bir biçimde methiyeler düzmekle meşguller.Objektif olma kaygısı taşıyan, olumlu bir icraata olumlu, olumsuza da olumsuz diyenler ise parmakla gösterilecek kadar az.Ama maalesef bunlar da, ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabiliyorlar!İşin en ilginç yanı ise, bir taraftan milliyetçiliği dilinden düşürmeyen ve kimseye bırakmayan bazı beyinler, aynı etnik kökenden insanları farklı dünya görüşleri nedeniyle en acımasız bir biçimde eleştirmeleri bir yana, iftiralar yağdırarak suçlayıp hakaretler yağdırabiliyorlar.Sosyal medyaya bir bakın.Herkes herkese, dünya görüşü ya da siyasi tercihi hatta farklı futbol takımı tutmaları nedeniyle bir sürü iğrenç hakaretlerde bulunmaktan çekinmezlerken, milli bütünlükten ve de milliyetçilikten söz etme komikliği içine girebiliyorlar.Farklı siyasi partilere oy verdikleri için belli kesimleri cahillikle, odun kömür karşılığında oyunu satan kişiliksizler olarak itham eden, hakaretler yağdıranlar, rahmetli Aziz Nesin’in “Toplumun yüzde 65'i aptal" sözünü sürekli dillerine dolamalarına karşın, bu toplumun bir parçası olduklarını hatırlayıp, "Büyük Türk milleti", "Ne mutlu Türküm Diyene" sloganlarına sahip çıkmaları bana göre çok ilginç bir ironi!Kısacası, her taraf ve her şey “SİYAH” ya da “BEYAZ”.Ortalıkta ne gri ne de bir başka renk var!Toplumun birbirine saygısı da güveni de kalmadı.Millet olarak, giderek yozlaşıyor, bozuluyor ve de kokuşuyoruz.Allah sonumuzu hayırlı etsin.Ben bile sonumuzu Allah’a bıraktığıma göre, işimiz gerçekten Allah’a kalmış demektir!