GÜZEL
ahlak yani mutlak erdem, gerek Allah'ın (CC) emirlerinde gerekse Hz. Peygamberin (SAV) hadislerinde sıkça geçen bir kavramdır. Güzel ahlak İmam Gazali'nin tanımlamasına göre; hiçbir varlığa zulüm ve eziyet etmemek, diğer varlıklardan gelen zulüm ve eziyetlere karşılık vermeden katlanmaktır. Yani buna göre kimseye zarar vermemek güzel ahlak için yeterli değildir. Aynı zamanda diğer insanlardan gelen kötü davranışlara da sabır göstermektir. Bakın bu konuda Hz. İsa ne diyor: "Fakat ben size derim; kötüye karşı koyma ve senin sağ yanağına kim vurursa, ona ötekini de çevir. Ve eğer biri seninle mahkemeye gidip senin gömleğini almak isterse ona abanı da bırak. Ve kim seni bir mil gitmeye zorlarsa, onunla iki mil git. Düşmanlarınızı sevin ve size eza edenler için dua edin ki, siz göklerde olan babanızın oğulları olasınız. Zira o güneşini kötülerin ve iyilerin üzerine doğdurur ve salih olanlar ile olmayanların üzerine yağmur yağdırır. (Matta İncili-39/45) Bu konuda Peygamber efendimizin de (SAV) benzer sözleri mevcuttur. Bir hadisinde etrafındakilerle konuşurken şöyle der:- İçinizde kime Rakup dersiniz?- Çocuğu olmayana.- Rakup o değildir. Rakup, kendinden önce çocuğunu ahirete göndermeyen kimsedir. İçinizden kime kahraman dersiniz?- Erkeklere yenilmeyen kişiye.- Kahraman o değildir. Asıl kahraman kızgınlık anında öfkesine hakim olan kimsedir. İçinizde kimi müflis sayarsınız?- Malı olmayan kimseyi.- Müflis o değildir. Asıl müflis kıyamet günü, buna zulmetmiş, şuna sövmüş, berikinin malını almış olarak gelen kişidir. Çünkü orada ne dinar geçer, ne de dirhem. Sevapları alınıp o kimselere verilir. Yetmezse bu defa onların günahları sırtına yüklenir. İşte gerçek müflis odur. Aynı konuda Hz. Ali'nin başından geçen bir olayı anlatmadan da geçemeyeceğim. Alimlerden nakledildiğine göre; Hz. Ali bir savaşta müşrik biriyle kılıç kılıca kavgaya tutuşmuştur. Karşısındaki müşrik de oldukça iyi bir savaşçıdır. Uzun uğraşlardan sonra Hz. Ali rakibinin elindeki kılıcı yere düşürmeyi başarır ve tam kılıcını adamın boynuna indireceği sırada adam onun yüzüne tükürür. Hz. Ali adamın boynunu kesmekten vazgeçer ve arkasını ona dönüp savaşa devam etmek ister. Fakat adam onu tutar ve "Ya Ali, beni niçin öldürmedin?" diye sorar. Hz. Ali adama şu cevabı verir:"Seni savaşırken öldürseydim Allah ve dinim adına öldürecektim. Bu bana helal idi. Fakat sen yüzüme tükürdükten sonra seni gururum için öldürecektim, bu da bana haramdır. İşte bu yüzden seni öldürmedim."