İnsanoğlu ham süt mü emmiş?

Ailece bir yurt dışı seyahatindeydik. Bizi havalimanından alan yabancı tanıdığımıza çocuklarımızı, 'Boynuz kulağı aştı!” atasözünü, İngilizceye çevirme gafletinde bulunarak anlatmaya çalıştıydım. Zavallı kadın hiçbir...

Ailece bir yurt dışı seyahatindeydik. Bizi havalimanından alan yabancı tanıdığımıza çocuklarımızı, “Boynuz kulağı aştı!” atasözünü, İngilizceye çevirme gafletinde bulunarak anlatmaya çalıştıydım. Zavallı kadın hiçbir şey anlamamış, ben de çocuklarımın ağzına yıllarca konuşacakları bir malzeme vermiştim…

İşte, “İnsanoğlu ham süt emmiş” de böylesi özlü sözlerden birisidir. Sıkıyorsa yabancı bir dile çevirmeye çalışın ve karşınızdaki insanın şaşkın ifadesini gözleyin…

Gerçi, Türkçe söylenişiyle de sözün gelişi hiç güzel değil. Büyük olasılıkla, müthiş bir haksızlıkla insanı memeli hayvana benzeterek aşağılama yoluna gidiliyor. İnsanın da, sözümona vahşi hayvandan bir farkı olmadığı belirtiliyor olmalı.

İnsanoğlu, hayvanlara özgü olduğu söylenen, aralarında vahşilik de olan birçok kötülüğü artık tekeline almış durumda. İsterseniz yine sütün emildiği organdan giderek; insanoğlun bir başkasının “anasından emdiği sütü burnundan getirme” konusunda da çok yetkinleştiğini söyleyelim.

Hele, örgütlü kötülüğün bir virüs gibi dünya politiğinin üstüne çöktüğü günümüz dünyasında insanoğlu iyice acımasızlaştı. Doğayı, geleneği, her türlü yaşamı yok ederek, yerine çok daha düzeysiz olanını yerleştirmeyi şiar edinmiş liderler dünyasında o da bozuldu.

İnsanoğlu, doğasında var olan bencillik ve fırsatçılığını, belki dünyanın geçirmekte olduğu bu karanlık günlerin sayılı olduğunu var sayarak, daha da azgınca sergiliyor. Çünkü fabrika ayarlarına dönülmüş; doğaya, insan haklarına, hukuka saygı gösterilen bir çağda sözü edilen hoyratlığa, azgınlığa artık yer olmayabilecektir.

Söz gelimi otelci; otelinin önündeki kumsaldaki kum erozyonu konusunda hem yakınıp, hem de onlarca yıldır uyarılmasına rağmen, kıyının omurgası sayılan yalı taşlarını kırma yoluna gidemeyecektir. Yasakların denetimlerinin sürdüğü, ihlali halinde cezai önlemlerin derhal alındığı bir yönetimde rahatça at oynatamayacaktır.

İnşaat yaparken gözü hep ahlaksızca, kendisine kanunla verilmiş yasal izni delmekte olmayacaktır… Akçeli işlerde, “kör gözüme parmağım” öz deyişine uygun olarak pervasızca davranamayacaktır…
Köylü, komşusunun bahçesindeki yüz yıllık çam ağacını sahibinden izin almadan acımasızca kesip, yakacak odun sağlama hakkını kendinde bulamayacaktır… Ülkenin çok önemli orman varlıkları, nitelikli ve modern tarım uygulaması adıyla birilerine peşkeş çekilerek yok edilme yoluna gidilmeyecektir. Aynı şekilde dağlar, kayak tesisi yapma adına doğal niteliğinden koparılmayacaktır. 
Günümüzde normalleştirilen, içinde ihanet ve alçaklık olan her türlü davranış mutlaka gün gelecek, olması gereken değerlerde yargılanacak, insanlık da durulanacaktır. Kim bilir, artık bundan sonra çiğ süt emmenin, insanı her türlü musibetten koruyacak bağışıklık sistemini kurmada ne denli önemli olduğu öne çıkacaktır. Dünya virüs saçanlardan kurtulduğunda…