Alanya, Türkiye’nin gözde turizm merkezlerinden biri. Masmavi denizi, altın rengi kumsalları, tarihi dokusu ve güneşiyle her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Ancak son yıllarda, tatil için bu güzel ilçeyi tercih eden misafirlerin karşılaştığı bazı manzaralar, bu cazibeyi gölgede bırakıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın genelgesi doğrultusunda belediye tarafından uygulamaya konulan 1 Mayıs - 1 Kasım tarihleri arasında uygulanan inşaat yasağı aslında çok önemli bir karar. Turizm sezonunda, ilçede huzuru sağlamak, gürültüyü azaltmak ve tatil deneyimini iyileştirmek amacıyla yürürlüğe giriyor. Fakat sahadan gelen izlenimler, bu yasağın yalnızca kâğıt üzerinde kaldığını gösteriyor.
Şöyle bir düşünün… Bir yıl boyunca çalışmış, para biriktirmişsiniz. Tatil planları yapmış, özellikle deniz manzaralı bir otelde yer ayırtmışsınız. Sabah, gün doğarken gözünüzü açıyorsunuz ve dalga sesleri yerine matkap sesiyle uyanıyorsunuz. Balkona çıkıyorsunuz, karşıdaki manzarayı koca bir vinç kapatıyor. Toz, gürültü, iş makineleri… O an kendinize şu soruyu soruyorsunuz:
“Ben buraya dinlenmeye mi geldim, yoksa bir şantiye ziyareti mi yapıyorum?”
Turist açısından bakıldığında bu tablo hiç de hoş değil. Dahası, ilk kez gelen birçok turistin bu olumsuz deneyimden sonra bir daha Alanya’ya dönmeyeceğini söylemesi de endişe verici. Çünkü turizm, sadece o sezon için değil; devamlılık isteyen, itibarı üzerine kurulu bir sektör.
Gündüz inşaat gürültüsüyle boğuşan misafirler, akşam yemeklerinde de başka bir sorunla karşılaşıyor. Sahil şeridinde yer alan bazı restoranlarda, aşırı yüksek müzikler ya da eğlence adı altında sunulan bazı kötü örnekler, ailece huzurlu bir akşam geçirmek isteyen insanları rahatsız ediyor.
Peki çözüm ne?
Öncelikle inşaat yasağının yalnızca bir duyuru değil, uygulanan ve denetlenen bir karar olması gerekiyor. Ruhsat veren makamlar tarafından sıkı takip yapılmalı, yasağın delindiği durumlarda gerekli yaptırımlar tereddütsüz uygulanmalı. Tamamen yasaklanamayan durumlarda ise, en azından çalışma saatleri sınırlandırılmalı ve gürültü yönetmeliğine uygun şekilde hareket edilmeli.
Unutulmamalıdır ki; bir turist, tatil boyunca yaşadığı her anı değerlendirir. Uyumadığı geceyi, huzursuz geçirdiği akşamı, rahatsız edildiği dakikaları unutmaz. Üstelik bu izlenimini yalnızca sosyal medya paylaşımlarında değil, çevresine ve bir daha yapacağı tatil tercihine de yansıtır.
Alanya gibi değerli bir turizm merkezinde artık şu sorunun cevabını net şekilde verebilmeliyiz:
Deniz manzaralı bir tatilin fonunda inşaat sesi olmamalı.