Oyun, çocuğa hiç kimsenin öğretemeyeceği konuları, kendi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir. Çocuk, oyun yoluyla birikmiş enerjisini toplumsal açıdan kabul edilen bir yolla boşaltma olanağı bulmaktadır. Ayrıca oyun, çocuğun en güçlü ve doğal dürtülerinden biri olan saldırganlık dürtüsünü boşatmasına yarar. Hayali oyunlarda çocuk, korkularından ve korkuları sonucu olan gerilimden kurtulabilir. Arkadaşlarıyla oynamak, çocuğa işbirliğini ve toplu yaşam için gerekli olan kuralları öğretir. Oyun yoluyla sosyalleşen, ‘ben’ ve ‘başkası’ kavramlarının bilincine varan çocuk, vermeyi ve almayı da oyun aracılığıyla öğrenir.
Çocuk, oyuna yalnızca büyüklerinden gördüğünü aktarmakla kalmaz, kendi algıladıklarına deneyimlerini de katarak sentezler yapar. Oyun çocuğun yaratma ortamıdır.
4-6 yaşlarındaki kızlar, bebeklerine farklı elbiseler giydirip küçük sembolik evlerini eşyalarla süslerken, erkekler izledikleri bazı savaş serüvenlerini grup oyunlarına yansıtırlar.
Oyun, gerçek dünya ile hayal dünyası arasındaki bir köprüdür.
Oyun faaliyeti tek başına ele alındığında, tüm gelişime koşut olarak, oyunda da belirgin bir evrim görülür. Bunlar;
‘Tek başına oynanan oyun’, başlangıçta çocuklar için mümkün olan tek oyun türüdür. Bu oyun biçiminde çocuklar, arkadaşlarıyla birlikte oynama girişiminde bulunmazlar. Çevresindeki oyun malzemeleriyle baş başa kalmayı tercih eder. Bu evreyi izleyen oyun biçimi, ‘başka bir oyunu izlemektir. Bu tür oyunda çocuk, sözlü herhangi bir ilişki kurmadan, sadece diğer çocukların oyunlarını izler. ‘Paralel oyun’, aynı oyun malzemesini kullanan çocukların yan yana oynamalarına karşın, faaliyetlerini bağımsız sürdürmeleridir. ‘Birlikte oynanan oyun’da çocuklar, zaman zaman birbirlerinin fikrinden yararlandıkları gibi, oyuncak alışverişinde de bulunurlar. Bu oyun biçiminde çocuklar birbirlerinin hareketlerini izleme fırsatı da bulurlar. ‘İşbirliğine dayalı oyunda temel amaç, topluca organize olarak, belirli bir sonuca varmaktır. Bu amaca ulaşmak için çocuklar aralarında örgütlenirler.
Çocuğun, oyun gereksinimini en iyi karşılayan toplumsal kurum, anaokullarıdır. Çocuk, anaokulunda en iyi oyun ortamını bulur, işbirliğini geliştirir, yaşıtlarıyla ilişkiye girer. Anaokulu çocuğu, kendi hakkını korurken, paylaşmayı ve başkalarının özgürlüğünü zedelememeyi öğrenir.
Oyun Malzemeleri:
Gelişim basamakları boyunca çocuğun hareketlerine düzen getiren, zihinsel, bedensel ve psiko-sosyal gelişimlerinde yardımcı olan, hayal gücünü, yaratıcı yeteneklerini geliştiren tüm oyun malzemeleri oyuncak olarak tanımlanabilir.
Oyuncaklar, çocuğun doğal yeteneklerini geliştiren, böylelikle de büyük bir eğitimsel işlevi yerine getiren oyun malzemeleridir. Çocukta seçme ve değerlendirme duygusunu da geliştiren oyuncaklar, bu işlevleriyle çocuğun kendi kendine karar verebilmesine ve belirli bir alanda beceri kazanmasına olanak hazırlar.
Oyun malzemeleri beş ana grupta ele alınabilir.
Birinci malzeme grubu, çocuğun etrafını saran dış dünyayı tanıması ve deneyim kazanmasına yardımcı olur. Ancak bunu gerçekleştirebilmesi için çocuğa, ulaşabildiği tüm objeleri yakalama ve keşfetme olanağı verilmelidir. Bunların en önemlileri su, kum, toprak ve boyalardır.
İkinci grup malzeme, çocuğun yaratıcı yeteneğini ve kendi kendini yönetebilme arzusunu uyaran çamur, boya ve tebeşirlerdir.
Üçüncü grup oyun malzemesi, çocuğun hayal gücünü uyaran bebek, bebek elbiseleri ve hayvanlardır.
Dördüncü grup malzeme, çocuğun yetişkin becerilerini kazanmasına yardımcı olan fırça, süpürge, küçük ev eşyası gibi model oyuncaklardır.
Beşinci grup malzeme ise, çocuğun bedensel ve zihinsel yeteneklerinin gelişimine doğrudan doğruya yardımcı olan jimnastik gereçleriyle, inşa oyuncaklarıdır.
Eğitimsel değeri büyük olan oyun malzemelerinden biri de ‘su’dur. Dokunma duygusunun gelişimini sağlayan önemli bir oyun aracı olan su, aynı zamanda çocuğa büyük bir haz verir. Deneyim ve keşif olanakları sağlayan su sayesinde utangaç çocuk uyarılır, saldırgan çocuk sakinleşir. Su, ayrıca çocuğun uzun süre dikkatini bir konu üzerinde toplamasına da yardımcı olur. Açık hava oyunlarının yanında, kum havuzu ya da su dolu bir leğende oyun oynama olanağının çocuğa sağlanması, onun fiziksel olduğu kadar, zihinsel gelişimine ve güven kazanmasına yardımcı olur.