'İlişkim sarsıntıda' diyenlerin dikkatine!

İLİŞKİ denildiğinde birçok insan; sihirli, sorunlardan arınmış, kusursuz bir beraberlik canlandırır zihninde. Oysa en mükemmel olduğu düşünülen ilişkilerde bile çiftler arasında zaman zaman çeşitli sorunlar yaşanır. Yaşanan bu sorunların...

İLİŞKİ

denildiğinde birçok insan; sihirli, sorunlardan arınmış, kusursuz bir beraberlik canlandırır zihninde. Oysa en mükemmel olduğu düşünülen ilişkilerde bile çiftler arasında zaman zaman çeşitli sorunlar yaşanır. Yaşanan bu sorunların çözümü, yine karşılıklı olarak sorunun konuşulması ve sorunun çözümüne dair neler yapılabileceğinin karşılıklı olarak verilen net kararı ile mümkündür. Kişilerin problemlerini çözmede problem yaşamaları, bazıyaşam döngüsü içinde geçişlere uyum sağlama güçlüğü çekmeleri, çiftler arasında memnun olunmayan bir hiyerarşik yapı olması, birbiriyle ilgili katı, olumsuz geri bildirimlerde bulunmaları, uzun süredir devam eden gerginlikler, duygusal kayıplar olması vs ilişkiye zarar verebileceği gibi aynı zamanda tarafları birbirlerinden soğutabilir. Ama unutmayın, hiç kimse dört dörtlük değildir. Haliyle ilişkilerde sürekli mükemmeli aramak pek de doğru bir şey olmayacaktır. Önceleri her şey çok güzeldir, yolundadır. Kendinizi iyi, rahat ve güvende hissedersiniz. Bir tek o vardır, sizin için. Her anınız onunla doludur, varsa yoksa ‘O’ doldurmuştur, yaşamınızı. Başlarda küçük ret cevaplarıyla arkadaşlarınızdan uzaklaşırsınız, sürekli aklınızı sabote eden ‘O’ kişi, gününüze gecenize işleyerek sizi kıskıvrak ele geçirivermiştir. Bir süre sonra ilişkide baş gösteren sıkıntılar, canınızı sıksa da başlarda kulak vermezsiniz, olup bitene. ‘Boşvermek adettendir’ edasıyla, umrumdışı tavırlarla aldırmazsınız olana bitene. Dahası durumun ciddiyetinin de pek bir önemi yoktur, sizin için. Taa ki o ana kadar. Ayrılık dile bir kere değmeyegörsün, alt üst eder ilişkiyi. Hele ki saygı yitirilmişse, varın siz tahmin edin olacakları. Peki, ilişki başlarda çok güzel hatta fevkalade giderken nasıl oluyor da sonradan büyük bir nefrete dönüşüyor dersiniz? Kişiler, nasıl oluyor da birbirlerine son derece bağlılarken bir süre sonra iki yabancı haline dönüşüyorlar? Sevgili uğruna hayatlarından ellerinin tersiyle ittikleri ailelerinin, arkadaşlarının suratına nasıl oluyor da güvenle bakabiliyorlar dersiniz? Cevabı, aslında çok basit… İdeal ilişkinin sırrı diye bir şey yoktur, aslında. İlişki çiftlerin birbirlerine duymaları gereken karşılıklı saygı ve sevgi ile harmanlanmış güven duygusuyla oluşan bir serüvendir. Çiftlerin birbirlerine karşı gösterdikleri hassasiyet ilişkilerine yansıyınca sağlıklı ilişkinin temeli atılmış olur. Ortada bir sorun, bir sıkıntı varsa bunu kolay yoldan vakitlice çözüme kavuşturmak en doğrusu olacaktır. İngilizce'de sevgi anlamına gelen kelime 'Love', Sunskritte 'Lobha' kelimesinden geliyor. 'Lobha' ise açgözlülük demek... İspanyollar aslında sevginin bencilliğini kendi dillerinde dürüstçe ifade ediyor. 'Seni seviyorum' anlamında kullanılan 'Te quiero' aslında 'Seni istiyorum' demek... Yani sevgi aslında istemek... Birbirini deliler gibi isteyen, seven ve birbirlerine büyük bir saygı ile bağlı olan çiftler aslında ilişkinin daima kazananıdırlar. Bazen sevgi adına sadece veren taraf oluyor olabilirsiniz. Ve verdiğiniz sürece de sevdiğinizi düşünüyorsunuz, kimliğinizi kaybetseniz de... Aslında ilişkilerde kendi enerjimiz neyse, benzer enerjileri çekiyoruz. Bu durumda; yorucu veya kendinizi yalnız olarak değerlendirdiğiniz bir ilişkiniz varsa ve kapana kısıldığınızı düşünüyorsanız, aslında bu tip bir ilişkiyi kendinizi anlamanız ve gelişmeniz için mükemmel bir anahtar olarak kullanabilmeniz mümkün. Karşınızdakini değiştirmek için mücadele edeceğinize, aynı mücadeleyi kendi karakterinizin yürümeyen yönlerini değiştirmek için kullanabilirsiniz. Unutmayın, ikili ilişkilerin can yoldaşıdır, empati. Çiftlerin empati duyduğu, birbirlerini önemsediği ve her ne olursa olsun birbirlerini saygıyla dinlediği ilişkiler, uzun soluklu olur. Yani üstlenmemiz gereken; ilişkiyi değiştirmek, onarmak değil; kendi karakterimizin yıpratıcı olan bölümlerini değiştirmek, onarmak ve empatik yaklaşmak... Belki ondan sonra istediğimiz ilişkiyi yaratma şansımız olur. Birbirine âşık olan bireyler yaşamlarının yalnızca eşleriyle heyecanlı, anlamlı olacağını düşünürler. Birlikte uyuyup uyanarak, her şeyi beraber yaparak, verdiği kadarını alacağını düşünerek sınırsız ve belki de sonsuz mutluluk beklentisi içindedirler. Atılan adımların aynısı ötekinden de beklenir. Bir ilişkiden pişmanlık, öfke, hayal kırıklığı ve umutsuzluğun ötesinde şeyler istenir. İlişki içinde bunlar ortaya çıktığında bireyler incinmek, reddedilmek, terk edilmek ve sevgisiz kalmaktan korkarlar.

İLAÇ NİYETİNE…

- Herkes karşısındakinin hatalarını sorgulamadan önce kendi davranışlarına dönüp de bir bakmalıdır.
- Bir kişi karşısındakine sözel olarak çok etkileyici, üzücü, kırıcı, incitici, reddedici, onaylamayıcı bir şey söylemiyor gibi görünse de ses tonu, vurgusu, vücut dili, bakışı öteki üstünde sözcüklerden daha önemli etki yaratabilir. Her tartışma sanki gerçekten konuyla ilgiliymiş gibi düşünülür. Tartışma-uzlaşma, biçiminde aynı 'film' defalarca en baştan tekrarlanır. Burada önemli olan içeriğin dışına çıkabilmektedir.
- Kişiler, arasında daha açık ve etkili bir iletişim kurulması, ilişkinin sağlıklı seyri için gereklidir.
- İlişkide her iki taraf birbirini olduğu gibi kabul etmelidir. Asıl önemlisi kişiler öncelikle kendileriyle ilişkilerini sorgulamalılar.
- Kişiler tartışmayı ve konusunu bir kenara bırakarak ilişkileri ve bu olanlar hakkında konuşmalıdırlar. Yine benzer biçimde ‘Tek doğru, tek gerçek var, oda benim bildiğim. O bunu göremiyorsa ya mantıksızlığın ya da beni sevmemesinin sonucudur’ diye bir kalıp yargıyla olay kısır döngülerle tekrar başlayacaktır.
- Her ilişki biralışverişolduğu için ilişkide sözel olmayan mesajların etkisinin iki insan arasındaki etkisinin sorgulanması ilişkide bağlayıcı rolü üstlenir.
- Açık/etkin iletişim ve beraberinde gelen esnek güç dağılımı da sağlıklı ilişkilerin olmazsa olmaz altın kurallarındandır.