BAŞBAKAN
Ahmet Davutoğlu dün Antalya'daydı.
Aynı zamanda "AKP Genel Başkanı" da olan Davutoğlu, 1 Kasım Seçimleri için destek istemeye, Antalya merkezde ve 19 ilçesinde yaşayan seçmeni motive etmeye gelmişti.
Davutoğlu'nun "nakliye" tercihine sosyal medyada itiraz eden CHP'liler, "Bir seçim çalışması olan Antalya mitingine halkın vergisiyle alınan, yakıtı halkın vergisiyle doldurulan Ana uçağı ile nasıl gelebilir? Hakkımızı helal etmiyoruz" dedi ama "her zaman olduğu gibi" bu sitemi pek duyan olmadı.
Neyse, gelelim asıl meseleye...
Davutoğlu konuşmasının bir bölümünde, "1 Kasım'da en çok oy hangi ilçeden gelirse, söz veriyorum, seçimden sonra ilk orayı ziyaret edeceğim" dedi.
Bunlar seçimlik sözlerdir.
Buna mukabil...
Birincisi, bu aynı zamanda "usta" işi bir algı yönetimidir.
Şöyle ki...
AKP'nin kazanacağından o kadar emin bir hava estiriyor ki Sayın Başbakan, seçmenin bilinçaltına, "1 Kasım'da zaten işlem tamam. O kadar eminiz ki seçimi alacağımızdan, seçim kaygımızın olmaması bir yana, ben şimdiden en çok oyu alacağımız hangi ilçeyi onurlandıracağımı düşünür oldum" mesajı veriyor.
İkincisi, Başbakan bu sözünü unutmazsa, istatistikler zaten "Alanya" diyor, başka da bir şey demiyor.
Şöyle ki...
7 Haziran Genel Seçimleri'nde Antalya'nın 19 ilçesinin tamamında sandıklardan zaten birinci parti olarak AKP çıkmış.
Alfabetik sıralamayla...
Akseki'de 3.712
Aksu'da 15.487
Alanya'da 62.461
Demre'de 6.808
Döşemealtı'da 13.111
Elmalı'da 10.817
Finike'de 10.295
Gazipaşa'da 11.242
Gündoğmuş'ta 2.513
İbradı'da 887
Kaş'ta 12.770
Kemer'de 1.497
Kepez'de 104.134
Konyaaltı'da 41.392
Korkuteli'de 15.552
Kumluca'da 16.418
Manavgat'ta 44.745
Muratpaşa'da 127.804
Ve Serik'te 24.881 oy çıkmış AKP'ye.
Antalya'nın merkez ilçeleri olan Döşemealtı'yı, Konyaaltı'yı ve Muratpaşa'yı saymazsak (ki zaten Başbakan Davutoğlu da dünkü çağrısında bu metropol ilçelerin adını dahi anmadı) istatistikler Alanya'yı işaret ediyor.
Hele ki, Başbakan'ın Alanya'nın komşusu Taşkent'ten oluşu, üstelik açılması için gün sayılan Kuşyuvası Tünelleri için zaten gelmesi beklenirken, ve 7 Haziran'dan sonraki süreçte çok büyük bir değişiklik olmadığı öngörülürken, Antalya'nın 19 ilçesi arasında sandıktan en fazla oyun çıkacağı ilçe Alanya olarak görülmektedir.
Başbakan Alanya'ya yabancı birisi değil.
Bunu her fırsatta kendisi de vurguluyor.
Dedesi ve babası yıllar önce ticaret için sık sık Alanya'ya gelen, kendisi de çocukken zaman zaman bu yolculuklara eşlik eden, bu sebepledir ki Alanya'da dostları ve manevi bağları olan Başbakan Davutoğlu 1 Kasım'dan sonra, hem verdiği sözü tutmak hem de büyük ihtimalle Kuşyuvası Tünelleri'ni trafiğe açmak için yüzde 99 Alanya'ya gelecektir.
Sözlerim lütfen yanlış anlaşılmasın.
Elbette Alanya'dan en çok oyu alacak oluşu, tek başına iktidar olacağı manasına gelmiyor.
Sadece matematiksel olarak, "Hangi ilçeden en fazla oyu alırsam ilk oraya gideceğim" sözlerinden hareketle, bu ilçenin Alanya olacağını öngörüyorum.
Bakarsınız, Alanya ve diğer ilçelerde sandıktan en fazla oy CHP veya MHP'ye çıkar ama matematiksel olarak AKP'nin de 19 ilçe bazında alacağı bir oy olduğu için, ve dahi Sayın Başbakan "Tek başımıza iktidara gelirsek en çok oy aldığımız ilçeye gideceğim" demediğine göre...
Neyse, siz anladınız ne demek istediğimi...
Uzun lafın kısası...
Sandıktan tek başına iktidar olarak da çıksa, ikinci veya üçüncü parti de olsa, Sayın Başbakan, "AKP'ye en çok oyun çıktığı ilçeye geleceğim" diyerek kendini bağlamıştır.
Eğer, tek başına iktidara da gelse, muhalefet de olsa, başımızın üstünde yeri vardır.
Muhalefet partisi lideri olursa, gelir, tıpkı MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye yaptığımız gibi "Kale-Kule-Tersane" arasında gezdirir, fıstıklı şerbetimizden ikram eder, uğurlarız.
Veya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yaptığımız gibi, arabasının bagajına iki sandık muz, bir sandık da muşmula koyar, göndeririz.
Yok eğer yine Başbakan olarak gelirse, siz seyreyleyin o zaman gümbürtüyü...
Kendi adıma söz veriyorum ve kendimi bu sözlerimle şimdiden bağlıyorum, Sayın Davutoğlu Alanya'ya "Başbakan" hüviyetiyle gelirse, "İl" sözü almadan bırakmam, peşinen söyleyeyim.
Sonra "Demedi" demeyin.