İlçe belediyeleri kapatılıyor mu?

İLK kıvılcım, dönemin Başbakanı, günümüzün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2009'un Temmuz ayındaki Alanya ziyaretinde çakılmıştı. Rivayet odur ki, dönemin AKP'li Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, basın...

İLK

kıvılcım, dönemin Başbakanı, günümüzün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2009'un Temmuz ayındaki Alanya ziyaretinde çakılmıştı.

Rivayet odur ki, dönemin AKP'li Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, basın mensuplarının salon dışına çıkarıldığı bir anda, Alanya'nın yanı başındaki Oba, Tosmur, Cikcilli, Çıplaklı ve Kestel'in doğrudan Alanya'ya bağlanmasını talep etmiş, yönetimsel anlamda elinin kolunun bağlandığını, belde belediyelerin her birinden ayrı ses çıktığı için zorlandığını, bu bağlanmaya acilen ihtiyaç duyduklarını söylemişti.

Dönemin Başbakanı Erdoğan ise Ankara'ya döner dönmez konuyu İçişleri Bakanı'na iletip gereğinin yapılmasını istemiş, bunun üzerine İçişleri Bakanlığı kararıyla Erdoğan'ın ziyaretinden tam bir ay sonra, 28 Ağustos tarihli Resmi Gazete ile Alanya'nın dibindeki Oba, Tosmur, Cikcilli, Çıplaklı ve Kestel'in Alanya'ya bağlanması resmileşmişti.

Buna mukabil, halen Alanya Belediye Meclisi Üyesi olan, dönemin Oba Belediye Başkanı AKP'li Emin Hatipoğlu ise Alanya ile ortak hiçbir çalışmalarının bulunmadığını savunarak, Danıştay 8. Dairesi'ne kararın iptali için dava açmıştı, fakat dava kabul görmemişti.

O günlerde henüz belde belediyelerinin gün gelip kapanacağı kimsenin aklına gelmiyor, bu iddiayı ortaya atan benim gibilere de Don Kişot muamelesi yapılıp bıyık altından gülünüyordu.

O zamanlar Alanya'ya komşu 16 belde belediye vardı.

Misal, Alanya'nın dibindeki Cikcilli'de 15 katlı binalara izin çıkarken, yanı başındaki Oba'da en fazla 5 kata müsaade ediliyor, bu ise dip dibe olan beldeler arasındaki görselliği içinden çıkılmaz bir hale getiriyordu.

Bir plan bütünlüğü yoktu, her belde belediye başkanı istediği kuralı/kanunu çıkarıp hüküm sürebiliyordu.

Misal, Alaaddin Çakır döneminde adeta "Manhattan" olup çağ atlayan Mahmutlar; bina, otel ve sosyal tesisler bağlamında coşarken, yanı başındaki Kargıcak ise adeta bir köyü andırıyordu.

İmkanlar, personel ve para gücü ona göreydi çünkü.

Sonra gün oldu devran döndü, "Büyükşehir Yasası" icat oldu, belde belediyelerinde mertlik bozuldu.

2014 Yerel Seçimleri'nin yapılacağı gün yürürlüğe gireceği açıklanan Büyükşehir Yasası'na belde belediye başkanları başta olmak üzere beldelerde yaşayan binlerce vatandaş karşı çıktı, protesto gösterileri yapıldı, CHP ile MHP itiraz etti, broşürler hazırlayıp Alanya'nın hizmetten yoksun bir şehir haline geleceği falan söylendi.

Hatta, belde belediyelerin ilk yerel seçimde kapanmasının kesinleştiği bir süreçte, dönemin Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu tüm belde belediye başkanlarını encümen odasına topladı, "Merak etmeyin, hepinizi meclis üyesi adayı yapacağım. Bundan sonra başkan değil, benim meclis üyem olacaksınız" dedi.

Koltuklarını kaybetme ihtimali yüzde 100 olan pek çok belde belediye başkanı "Tamam o zaman, madem başkanlık elden gidiyor, o halde meclis üyesi olalım, koltuğumuz baki kalsın" dedi.

O toplantıda bir belediye başkanı bu öneriye itiraz etti, "Ben meclis üyeliğine fit olmam. Çünkü ilk seçimde Alanya'nın Belediye Başkanı ben olacağım" deyip toplantıdan en erken ayrılan isim oldu.

O isim, dönemin Kestel Belediye Başkanı, günümüzün Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'di.

Sipahioğlu'nun kendisine yaptığı öneriyi uyguladı, pek çok MHP'li belde belediye başkanını meclis üyesi listesinde baş köşeye yazdı, belde belediyelerin oyunu garantiledi.

Neyse, Allah izin verirse bu ve benzer anıları ileride uzun uzun yazarız.

Gelelim asıl meseleye...

Rivayet odur ki, Büyükşehir Yasası'nı hazırlayan kadronun başındaki isim olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, tıpkı 2014'te belde belediyelerin kapatılması örneğinde olduğu gibi, 2019 Yerel Seçimleri'nin yapılacağı gün ilçe belediyelerinin de kapatılması için şimdiden çalışmalara başlamış.

Antalya'nın farklı, Alanya'nın farklı, Manavgat'ın farklı partilerden olmasının yönetimsel anlamda Büyükşehir'e sıkıntı yarattığını gerekçe göstereceği, 16 Nisan'daki Anayasa Referandumu'nda sandıktan "Evet" çıkması halinde bu projesini Cumhur'un Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a açacağı ve diğer 80 vilayet gibi Antalya'nın da yerel seçimi kazanan belediye başkanı tarafından, bu vilayetlere bağlı ilçelerin de "şu an bir anlamda belediye başkanlığı stajı yapan" koordinatörler tarafından yönetilmesini sağlayacağı ifade ediliyor.

Mantıklı mı?
Akla "şimdilik" mantıklı geliyor.

Peki Alanya açısından kâr/zarar dengesi nasıl olur?
Bunun yorumunu da sizlere bırakıyorum.