İktisatla çökertilen sosyoloji

Politika çok sayıda partiyle temsil edilse de siyasetin felsefesi üç temel ayak üzerinde dikilmektedir. Siyasetin bilim ve politikayla ulaştığı gök kubbe bileşkesi düşüncenin çizdiği piramitten ibarettir. Piramit’in bilim odaları çağların muhtevasıdır. En eski çağdan güncele daralarak zirvesinden sonsuzluğa uzanarak yaradılışın gayesine, sonsuzluğa uzanır. Bu sene SGK’lılarla birlikte memur emeklileri de yanlış iktisat felsefesinin kurbanıdır.

Enflasyon ve devalüasyon iktisat teorilerinden aynı işlevi sağlayan, zıt yöne akım sağlayan kavramlardır. Paranın değer kaybı ikisinin de etki alanıdır. Enflasyon sürekli fiyat artış seviyesinin yükselişinde görülmektedir. Tüketicinin alım gücünü düşürmektedir. Enflasyonun alım gücüne oranı etki alanıyla orantılıdır. Gelişmekte olan ülkelerde enflasyon kaçınılmaz olsa da bilimsel iktisat teorileri tüketici gelirlerini yükselişiyle dengeleme imkânı vardır. Enflasyonun istikrarlı düşüşü tüketicinin alım gücünü destekler. Enflasyon gözlenebilen iktisadi terimlerdendir. İlim, bilimlerin dumanını okuyabilmektir.

Devalüasyon, ülke para birimlerinin değer kaybı üzerinden yol almaktadır. Yabancı döviz karşılığında millî paranın değer kaybı da tüketicinin alım gücünü kırmaktadır. Ancak bunun fiyatlara yansımasını pratikte his edilse bile gözlemlenmesi güçtür. Kaybedilen değerin gittiği yerin tespiti imkânsızdır. Cebinizdeki paralar cinlerce çalınmaktadır. Hem enflasyon hem de devalüasyonun birlikte yürümesi kitlesel fakirleşmeyi hızlandıracaktır. İllegalite, iktisadi hak, emek-sermaye üzerinden örgütlenmektedir. İktisat ekonomiyi yönlendirir.

Siyaset felsefesi, iktisat teorisi ve düşünce alanında üç grupta incelenmektedir:

Diyalektik idealizm; ruhun yaratıcılığını öne çekerek dinci siyasal akım ve sağcı liberal kapitalist iktisat düzeniyle özel sektör üzerinden zengin azınlığın mutluluğunu dizayn etmektedir. Hristiyan kilise kültürünün icadı düşünce akımlarındandır. Zengin özel sektör azınlığı ve yoksul halk kitlelerini tasvir etmektedir. Felsefe, bilimlerin ruhudur.
Diyalektik materyalizm ise maddeyi ön plana sürerek materyalist akımlar kulvarını oluşturmaktadır. Maddenin ruhu yarattığı iddiasıyla din konusuna mesafelidir. Solculuk, sosyalist devlet sektörü gücüyle toplumsal eşitliğe ulaşılması iddiasındadır. Zengin devlet, yoksul halk yaratmıştır. Güncelde bu rejimler öz zenginini yaratarak liberalleşme sürecine dönüşmektedirler. Din duygulara, iktisat bedene yön veriyor.
Millî iktisat teorisi ise Türk Ülküsünün değer alanı sahasına girmektedir. Devletin yapacağı işler ile özel sektör yatırımlarına millet sektörü kavramını da ekleyerek tek başına yatırım gücü olmayan sermaye sahiplerinin şirketleşme suretiyle ve devlet desteğiyle yatırıma yönlendirilmesi kavramını içerir. “Devlet sektörü, özel sektör, millet sektörü” ile topyekûn kalkınmayı hedeflemektedir. Toplumsal kalkınma ve adaleti tesis amacı taşımaktadır.
İktisat devlet yönetiminde önemi büyüktür. Süper güçler iktisat üzerinden fakirliği, emeği kullanarak ırkî ve dinî kökleri kaşımaktadır. Enflasyon ve devalüasyonun ruh paradigmayla kontrolü imkânsızdır. Siyaset; politik hamasetten sıyrılıp bilimsel teorilerle kitlesel kalkınmanın yolunu açmalıdır. İslam’da “Aç ibadet olmaz” denir. Güncel iktisat politikası fakiri terapiye yöneliktir. İktisatla çöken sosyolojinin psikolojiyle terapisi mümkün olamaz. Laik devlet yönetimi iktisat bilimi ve toplum sosyolojisinin onarımı açısından önemlidir.