ALANYA’DAKİ siyasi partilerin ilçe başkanlarının açıklamalarından anladığım kadarıyla, durum onu gösteriyor ki, Alanya Belediye Başkan Adayları’nı görmek için Kurban Bayramı’ndan sonrasını bekleyeceğiz.
Bence de en mantıklısı bu.
“Niye?” diye soracak olursanız.
Çünkü…
Adaylar şimdi açıklansa hem partiler hem de adaylar için hakikaten yorucu bir süreç başlayacak.
Şöyle ki…
Geçenlerde ismi ve partisi lazım değil, aday adaylarından biri anlattı.
Bir gün ofisinde otururken, köyün birinde yaşayan bir vatandaş aramış, kendisini tanıtmış, sonra da, “Benim bu bölgedeki gücümü herkes gibi sen de iyi bilirsin. Ben bugün ‘hadi bismillah’ desem en az 300-400 oyum var. Eğer benden destek istiyorsan bazı maddi sıkıntılarım var, onun çözümü için senden yardım istiyorum” demiş.
***
Bunu bana gülerek, biraz da üzülerek anlattı.
“Görüyorsun değil mi? Daha aday bile değilim ama adam şimdiden pazarlık yapıyor, kendisinde o gücü bulabiliyor” dedi.
Bu duruma benzer görüntüleri en son Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) seçimlerinde görmüştüm.
Seçimlerin Şubat-Mart sürecinden Mayıs-Haziran’a alınması, aday adaylarını hem manen hem de madden epey zorlamıştı.
Hem Mehmet Şahin’in hem de Mustafa Tuna’nın o dönem bu manada neler yaşadığını; geri plandan, sütre gerisinden izlemiştim.
ALTSO seçimlerinin üç-dört ay ötelenmesi, seçim ofisinin 3-4 ay daha açık kalması demekti, her akşam gelen giden misafirin 3-4 ay daha en iyi şekilde ağırlanması demekti.
“Aidat borcumu öde, oyum senin” türü yaklaşımları burada zikretmek dahi istemiyorum.
Allah’ı var, her iki aday da o dönem misafirlerini, gelen giden üyelerini seçim ofislerinde en iyi şekilde ağırladılar, en ufak bir serzenişte dahi bulunmadılar.
***
Özellikle Mehmet Şahin’in “akşam misafiri” ağırlamalarındaki görkemin namını duyan ve ALTSO üyesi dahi olmayan nice deplasman oyuncusu gördüm desem, sanırım abartmış sayılmam.
Diyeceğim odur ki…
Kurban Bayramı’ndan sonra AKP, CHP ve MHP’nin açacağı seçim ofislerinin yanı sıra, gidilecek görülecek şehir merkezi, belde ve köylerde Allah adayların yardımcısı olsun.
Hele de büyüyen, Okurcalar’dan Demirtaş’a kadar uzayan bir coğrafyada misafir ağırlamak, hem maddi hem de manevi manada gönülleri hoş tutmak, öyle her babayiğidin harcı olmasa gerek.
(NOT: Adayların ‘Misafir ve seçmen nasıl ağırlanır?’ konusunda ALTSO Başkanı Mehmet Şahin ve ekibinden özel ders almaları gerektiğini düşünüyorum. Şahin bence ALTSO’da adaylar için bir de ‘İkram Kursu’ açmalıdır)
***
İçimde bir his var
FERDİ Tayfur’un çok ünlü bir şarkısıdır.
“İçimde bir his var, terk edeceksin” der.
MHP İlçe Başkanı Cafer Uyar’ın geçen hafta Alanya Belediye Başkan Aday Adaylarını bir araya getirip “Kim aday olursa olsun, aday olamayan çekip gitmeyecek” sözü almasının ardından nedense bu şarkı dilime dolandı, yapıştı, gitmiyor.
Cafer Hoca sanki bazı aday adaylarına “İçimde bir his var, aday olamazsanız bizi terk edeceksiniz” der gibi toplantı yapmış ve “çekip gitmeme” üzerine söz almış.
Beni kardeşi, evladı, dayısı, amcası gibi gören tüm okuyucularıma buradan şu an itibariyle söz veriyorum.
MHP’nin adayı kamuoyuna açıklandıktan sonra çekip giden kim olursa, size bu sütunlardan ihbar edeceğim. Erkek sözü…
***
Düğünde buluştular
MİLLİYETÇİ Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'nin Danışmanı ve Ortadoğu Gazetesi Yazarı Yıldıray Çiçek, hafta sonu dünya evine girdi. Ankara Gölbaşı’ndaki Patalya Otel'de kalabalık bir davetli topluluğunun katılımıyla gerçekleşen düğün töreninde Çiçek'in nikâh şahitliğini Bahçeli yaptı. Törene Alanya’dan, aynı zamanda Çiçek’in yakın arkadaşı olan Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkan Yardımcısı, Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı ve MHP’nin Alanya Belediye Başkan Aday Adayı Mehmet Ali Dim ve eşi Berna Dim de katıldı. Dim, düğünde karşılaştığı Bahçeli ile ayaküstü sohbet etti.
***
Elçiye zeval olmaz
GEÇEN Cuma, Alanya Televizyonu’nda (ATV) Ülkü Nural’ın hazırlayıp sunduğu Nabız programının konuğuydu.
Mahmutlar Belediye Başkanvekili, CHP’li, Avukat Murat Can’dan söz ediyorum.
Epey izledim, söylediklerinden ziyade vücut diline baktım, kendimce çıkarımlar yaptım ve şu sonuca vardım.
Murat Can samimi, harbi delikanlı bir arkadaşımız.
Bir iki kere yüz yüze, bir iki kere telefonda konuşmuşluğumuzun dışında pek öyle bir sıkı fıkılığımız yok, samimiyetimiz deseniz yerlerde sürünüyor.
Fakat… Televizyon programı performansı bir ölçüt müdür bilemiyorum ama Murat Can’a içim ısındı, kanım kaynadı.
Sağlam bir müttefik olacak kapasite gördüm onda.
Bu nedenle, Can’ın da affına sığınarak CHP İlçe Teşkilatı’na ve Şefik Türktaş’a bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Geçmişte oldu bir şeyler.
Gelin, etmeyin eylemeyin.
Nasıl olsa adaylığı da garantilediniz.
Murat Can’a candan bir el uzatın, işi tatlıya bağlayın.