İki Genelkurmay Başkanı

2011 ve öncesinde Ergenekon, Balyoz gibi ihtilal hazırlığı yapmakla suçlanan general ve amirallerden otuz kadarı mahkemelerce tutuklandı. Bu arada emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da tutuklandı. Öteden beri devlet geleneği olarak, emekli...

2011 ve öncesinde Ergenekon, Balyoz gibi ihtilal hazırlığı yapmakla suçlanan general ve amirallerden otuz kadarı mahkemelerce tutuklandı. Bu arada emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da tutuklandı. Öteden beri devlet geleneği olarak, emekli edilen Genelkurmay başkanları, devlet nişanı ile ödüllendirildiği halde, Başbuğ devlet nişanı ile ödüllendirilmedi. Nedeni ise şimdilerde anlaşılmış oluyor. İşte, Başbuğ da mahkemece tutuklanınca, medya mensuplarına “26. Genelkurmay Başkanı tutuklanıyor. Bu tarihimizde ilk kez vuku bulan bir uygulamadır. Türk halkının bilgisine havale ediyorum” demişti. Mahkemenin sonunda suçlu mu, değil mi anlaşılacak ve Türk milleti o zaman kararını verecektir. Silivri Cezaevi’nde her türlü ihtimam ve özen gösterilmekte olduğu hususu ilgililerce beyan edilmektedir. Bir de 27 Mayıs 1960 ihtilalının iki genelkurmay başkanına reva gördüğü utanç verici durum ile kıyaslayalım, o zaman askerin askere yani en büyük askerine reva gördüklerini gözler önüne koyalım:1- Orgeneral Mehmet Nuri Yamut, İstiklal harbi gazilerinden, Atatürk’ün saygı duyduğu bir paşa. Demokrat Parti’nin ilk Genelkurmay Başkanı, 6 haziran 1950 ile 10 nisan 1954 arasında dört yıl genelkurmay başkanlığı yaptıktan sonra, emekli olmuş, 1954 seçiminde DP’den milletvekili seçilmiş, yaşlı ve saygın bir zattır. 27 mayıs sabahı, bir binbaşı, bir yüzbaşı, astsubay ve birkaç askerle, mumaileyhin evine geliniyor, kapısı kırılırcasına çalınıyor, paşa ihtilaldan habersiz, kapıyı açıyor. Kapıdakilerin karşısında, istiklal harbi gazisi, Atatürk’ün saygı duyduğu, 4 yıl genelkurmay başkanlığı yapmış ve halen milletvekili olan bir saygın kişi var. Bu, kalpleri DP düşmanlığı ile doldurulmuş subay ve askerler, paşayı yaka paça dışarı çekiyorlar, merdivenlerden sürükleyerek biraz da yumruklayarak indirip, derdest ediyorlar.2- Orgeneral Mustafa Rüştü Erdelhun, 23 Ağustos 1958 ile 27 mayıs 1960 arasında 1 yıl 9 ay Genelkurmay Başkanlığı yapmıştır. İhtilalın yapıldığı tarihte genelkurmay başkanıdır. İhtilalcılar, bu en yüksek rütbeli zatı, zorla evinden alıyorlar, rütbelerini söküyorlar, Yassıada’da uyduruk ihtilal mahkemesinde yargılayıp bütün kazanımlarını alıyorlar, önce idama, sonra müebbet haple mahkum ediyorlar. Yassıada’da, bu en yüksek rütbeli generale, türlü işkenceler yapılıyor, mahkemede savunmasını yapması dahi engelleniyor, daha neler, neler. Paşa, bugünlerde anılarını yayınlıyor, ibret almak isteyenlere önemli bir belgedir.Bu iki örnek de gösteriyor ki, İlker Başbuğ, TSK’de ilk tevkif edilen genelkurmay başkanı değildir. Bu iki ilk uygulamayı bizzat askerler gerçekleştirmiştir ki, reva gördükleri utanç verici hareketleri duydukça, okudukça bir insan olarak, asker bir milletin evladı olarak kahroluyoruz. Başbuğ, bir yesin de bin şükretsin. Hiç olmazsa, askerlerinden hakaret görmüyor, mahkemeler ise her türlü iyileştirici önlemi alıyorlar. Beklesin, sonuç ne olacak hep beraber göreceğiz. Herkes yaptığının hesabını verecektir, vermelidir.